IHA
Yetişkinlerden çocuklara kadar herkesi etkileyen Covid-19 süreci birtakım psikolojik sorunları ve davranış değişikliklerini de beraberinde getirdi. Bu duruma karşı dikkat çeken uzmanlar, bazı çocuklarda ve ergenlerde virüsle ilgili yaşanan travmanın ömür boyu sürebileceğini belirtti. Salgın sırasında veya sonrasında toplumda çocuklara karşı fiziksel ve psikolojik şiddetin artabileceğini söyleyen uzmanlar, özellikle aşırı kalabalık ve yetersiz koşullarda yaşayan aileleri uyardı. Covid-19 salgın sürecinde çocuklarda değişen davranışlar hakkında bilgiler ve öneriler haberimizde.
İHA'ya açıklamalarda bulunan Klinik Psikolog E. Merve Malas, Covid-19 salgını başladığından bu yana, odaklanılan noktanın çoğunlukla hastalığın önlenmesi ve tedavisi üzerine olduğunu söyleyerek, şu bilgileri verdi:
TEPKİLER VE DAVRANIŞLAR DEĞİŞEBİLİR
Kişilerin riskli davranışlarda bulunmalarının altında psikolojik bozuklukların (depresyon, anksiyete ve travma sonrası stres bozukluğu) yer aldığını söyleyen Malas, şu şekilde konuştu:
"Psikiyatri servislerinde sınırlı koşullar, damgalanma problemi ve ruh sağlığı hizmetlerine ulaşım eksikliği ciddi ruhsal bozukluğu olan kişileri salgına karşı daha savunmasız hale getirir. Ayrıca COVID-19’a eşlik eden ruhsal bozukluğun bulunması COVİD-19 tedavisini zorlaştırabilir ve tedavinin etkinliğini azaltabilir. Bu süreçte bazen kendimizi “tepkim normal mi?” diye sorgularken bile bulabiliriz. Bütün dünya şu anda anormal koşullar yaşamakta. Süreçte yoğun kaygı, korku, panik ve stres hissetmemiz olağan. Büyük olasılıkla, yeni ortamınız ve durumunuz göz önüne alındığında, süreci yönetirken aşırı tepki verebilir ve elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışabilirsiniz, ya da süreçle ilgili hiç bir şey yapamaya da bilirsiniz. Başka bir gezegene gitme olasılığımız olmadığına göre süreçle eninde sonunda yüzleşmek durumundayız. Biz süreçten ne öğrenebiliriz ona bakmamız gerekir. Süreçte yaşadığımız, çaresizlik, umutsuzluk, karamsarlık, kaygı, öfke ve korku gibi duygularımızı tespit etmek ve bunlarla nasıl baş edeceğimizi öğrenmek önemlidir. Süreçte kendimize karşı anlayışlı olmamız ruh sağlığımız için faydalıdır."
"BAZI ÇOCUKLAR İÇİN COVİD-19’UN ETKİSİ ÖMÜR BOYU OLACAKTIR"
Covid-19 salgınının evrensel bir kriz olduğunu vurgulayan Malas, "Her kuşak Covid-19 sürecinden farklı düzeyde etkilenebilir ancak bazı çocuklar için etkisi ömür boyu olacaktır. Sağlıklı çocukların Covid-19 hastalığından ölme riski düşük olabilir, ancak yaşanan ruhsal travmanın yüküne maruz kalacaklardır. Çocuklar çevrelerine karşı hassas ve duyarlıdırlar, yaşamın erken dönemlerindeki stres kaynakları, çocuk gelişimi ve ruh sağlığı için zarar verici ciddi sonuçlar doğurabilir. Çocuklar, Covid-19 nedeniyle yetişkinlerin yaşadıklarına benzeyen korku, kaygı ve panik duygularını deneyimlemesi muhtemel olduğu gibi kendisinin veya yakınlarının ölme korkusunu da yaşayabilirler. Gelecekle ilgili belirsizlik ve karantinada izole şekilde yaşamanın ortaya çıkardığı stres çocuklar üzerinde ciddi psikolojik sonuçlara neden olabilir." dedi.
AKIL HASTALIĞI RİSKİ BİLE ARTABİLİR
Çocukluk ve ergenlik dönemiyle KOVİD-19 arasındaki ilişkiyi ele alan Merve Malas, şu şekilde konuştu:
"Ruhsal travma sonucunda, çocukların bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimleri gecikebilir, ergenliğin en kritik dönemlerinde olanlar için, akıl hastalığı riskini bile artabilir.
Herhangi bir yaşta ki çocuk veya ergen için, belirsizlik ve özgürlüklerinin ellerinden alınması uzun vadede davranış sorunlarına yol açabilir. Eğitimin çocukların olgunlaşmasında önemli bir yeri vardır.
Çocuklar karantina sürecinde okullarından, arkadaşlarından ve öğretmenlerinden mahrum kaldılar.
Çocuklar için okuldan eğitimden uzak kaldıkları bu süreçte, okulda öğrenilen bilgilerin unutulması ve eğitim seviyelerinde gerileme riski oluştu.
Uzaktan eğitim uygulamalarının bu gerilemeyi önlemeye yardımcı olabileceği bekleniyor, ancak farkın tamamen telafi edebileceği şüpheli.
Çocuklar, öğrendikleri bilgileri geliştirme şanslarını düzenli olarak pekiştirmeyeceklerdir. Covid-19 sürecinde çocukların öğretmenleri ve arkadaşları ne yazık ki tablet, bilgisayar ve akıllı telefonlar oldu. İnternette geçirdikleri süreler uzadı.
Eğer ebeveynler çocukların becerilerinin gelişimi için evde model olmuyorlarsa bu süreçte çocukların sosyal gelişimleri gecikecektir.
Evde kardeşi olan çocuklar sosyal becerilerini geliştirmede daha şanslı ama tek çocuk olanlar için durum aynı değil.
Sürecin tüm çocuklar için aynı olmayacağını; zengin ve yoksul ailelerde yetişen çocuklar arasındaki farkın daha da artacağı, gıda yetersizliği, küçük yaşam alanı, kalabalık aile ortamı, ebeveyn stresi ve eğitime erişimi daha az olan çocuklar için süreç daha zor olacak.
Travmatik bir olaydan sonra çocukların tepkileri yaşlarına, gelişim düzeylerine, sosyal destek derecelerine ve baş etme becerilerine, diğer faktörlere bağlı olarak değişecektir.
Bazı çocuklar stresli olaylara tepki olarak travmatik stres belirtileri gösterirken, bazıları da göstermeyebilir."
"ÇOCUK İSTİSMARI ARTABİLİR"
Psikolog Malas, bir diğer önemli konunun salgın sürecinde çocuk istismarının artabileceğine dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Salgın sırasında veya sonrasında toplumda çocuklara karşı fiziksel ve psikolojik şiddet artabilir. Özellikle aşırı kalabalık ve yetersiz koşullarda yaşıyorlarsa, aile içi istismar daha da artacaktır. Şu an için, bu suçların çoğu salgın tarafından gizli kalıyor olabilir. Çocuklar için evleri güvenli bir yer değilse kişiler arası şiddete, ailelerinin parçalanmasına tanık olabilir, psikolojik iyi olma halini belirleyen destek ve güvenlik duygusunu kaybedebilirler. Çocuklara hastalığın fiziksel etkileri ve bulaşıcılıktan kaçınma yolları hakkında bol miktarda materyal verilmesine rağmen, sağlık kampanyalarında stresle nasıl başa çıkılacağı konusunda çok az rehberlik yapılmaktadır."
VİRÜS SÜRECİNDE ÇOCUKLARDA DEĞİŞEN DAVRANIŞLAR
Ebeveynlere Covid-19 un ruhsal travma etkisi hakkında çocuklarıyla nasıl konuşacakları ve çocuklara da önemli durumlarla nasıl başa çıkabileceklerinin yeterince öğretilmediğini dile getiren Psikolog Malas, önemli noktalara şu şekilde dikkat çekti:
"Çocukların zihinlerine travmatik olaylarla ilgili belli belirsiz görüntüler gelebilir veya kâbuslar görebilir. Çocuklar genellikle bu görüntü ve kâbusları kontrol edemediğini hisseder. Bazı çocuklar olayları kendi yaşına uygun şekilde çizebilir, yazabilir, konuşabilir veya oynayabilir. Çocuğunuz üzüntü, umutsuzluk, sinirlilik, öfke veya çatışma gibi bir dizi olumsuz duygu ile mücadele edebilir. Yaşlarına göre daha uygunsuz veya küçük davranabilirler. Özellikle annelerinden ya da bakıcılarından ayrıldıklarında endişeli olabilirler. Çocuklar daha yapışık ve bağımlı davranabilir, yatak ıslatma, ayrılma kaygısı veya uyku güçlüğü gibi davranışlar gösterebilir. Çocuklar daha kolay ürkütebilir veya tehlike ya da tehdit varmış gibi hissedebilir. Çocuklarda karın ağrısı, baş ağrısı veya diğer bedensel ağrı şikayetlerinde artış, iştahlarında değişiklik olabilir. Çocuklar aynı zamanda uykuya dalmada ve sürdürmede de zorluk çekebilir."