IHA
Aşure, Türk yemek kültüründe önemli ve Osmanlı mutfağında önemli bir tatlı. Hem manevi açıdan hem de sağlığa faydası açısından sevilerek tüketilen aşure yapımın en yoğun zamanı olarak Muharrem ayı belirtilirse de aslında yıl boyunca her zaman sevilerek yapılan bir tatlıdır. Peki, aşurenin püf noktası nedir? Aşure nasıl yapılır? Yıllardır aşure yapan Aşçı Özgür Gürbüz, aşure yapımının bilinmeyen yönlerini anlattı. İşte uzmanından aşurenin yapılışı ve malzemeleri...
İHA'ya açıklamalarda bulunan Eskişehirli Aktarcı Koray Özkılıç, içine katılan malzemelere göre 40-50 çeşit aşure yapılabildiğini belirtirken, yaklaşık 25 yıldır aşçılık yapan ve yıl boyunca müşterisine aşure yapan aşçı Özgür Gürbüz ise bu ünlü tatlı içine katılacak vazgeçilmez ürünlerin yanında farklı tatlar da olabileceğini anlattı.
Aşure yaparken, çoğu vatandaş nohut kuru incir, aşurelik buğday, şeker gibi bir klasik malzemeler kullanırken, Aktarcı Özkılıç, aşurenin içine daha neler katabilecekleri hakkında bilgi vererek çeşitlerinin nasıl yükselteceği belirtti. Aşurenin malzemelerini anlatan Koray Özkılıç, aşurenin yapılışını şöyle anlattı:
“Aşurenin içerisine envanter olarak birçok şey girer. Vatandaşın ilgisini gösterdiği şeyler katabilir. Ancak ilk önce aşurenin olmazsa olmazları vardır. Bunların yanında aşureyi süsleyecek materyallerde vardır. Öncelikle şunu değinelim; aşurenin içerisine kuru fasulye, nohut, göce, mısır birkaç gün öncesinden haşlanır veya ıslatılarak beklenir ki pişirirken problem olmasın. Bunlar bakliyat gurubu, bunların dışında kuru meyve konur, kuru kayısı konur, incir konur, dut konur, nar konur, elma, armut bunların dışında süsleyici materyallerden ne varsa elinizde aşurenin içine katılabilir. Zaten aşurenin, dünya mutfaklarından da protein, kalori bakımından üstün olması ve gerçekten literatüre girmesinin sebebi de budur. Bunun yanında baharatlardan konulan şeyler vardır. Tarçın, karanfil, zencefil, zerdeçal, havlıcan, kakule bunlar da konabilir bunların yanında pişerken susam atılabilir bunlarda aşurenin lezzet olarak kalitesinin artmasına neden olabilir. Bahsettiğimiz malzemeler genelde Osmanlı mutfağında 500-600 yıl önce birebir Osmanlı mutfağına uyarlanmış aşure terkibidir. Ne kadar baharat fazla atılacak olursa, o kadar şifalı olması sağlanır. Kohaya, astıma, nefes darlığına, boğaz yolu enfeksiyonların vücudun direncini arttırır, antioksidan özelliği vardır yani kısaca vücudun savunma sistemini güçlendirir dersek yalan olmaz. Ama bunu yapacak olan kişi kafasına göre ayarlar. Ben burada Muharrem ayının 10’üncü günü başımız kalabalık olduğu için yapamıyorum, ama daha sonra yapıyorum. Yaptığım terkipte de bunların hepsini kullanıyorum. Ayrıca süt de katılabilir, bal da atılabilir bunlar hep aşurenin kalitesini arttırır. Ben mesela birazcık piştikten sonra zemzem suyu ilave ediyorum. Hepsi toplam baharatı, bakliyatı, kuru meyvesi dahil dediğimiz zaman 45-50 çeşide kadar aşure malzemesi meydana geliyor.”
AŞURENİN PÜF NOKTASINI
Yaklaşık 25 yıldır Eskişehir’de aşçılık yapan ve yıl boyunca müşterisine aşure yapan aşçı Özgür Gürbüz, ilk kez aşure yapacaklara klasik aşure tarifi verdi. Aşçı Gürbüz, geleneksel aşureyi şöyle anlattı:
“Şimdi en asgari aşure malzemesi var. Bunlar olmazsa olmazıdır. Mesela kuru fasulye, nohut, kayısı, incir, nar üstünü süslemek için ama daha da isterseniz bunu zenginleştirebilirsiniz. Çeşitler koyabilirsiniz, mesela fındık olabilir, Kuru elma olabilir, kuru armut olabilir yani isteğe göre 40-50 tane çeşide çıkarabilirsiniz aşureyi. Aşuremizin tarifi; ilk önce katacak malzemelerimizi hazır bulundurmamız lazım. Suyu kaynatacağız. Sonra malzemeler tek teke içine atacağız. Göcemizi daha önceden haşladığımız için önce attığımız kayısı, incir, kuru üzüm onların yumuşamasını bekliyoruz. Kuru fasulye ve nohudu da daha önceden haşladığımız için beraber şu anda kaynıyorlar. Kaynadıktan sonra göceyi atacağız. Şu anda bu tencerede 30 kişilik bir aşure yapıyoruz. Buna bir kilo 250 gram kadar şeker kullanıyoruz. Şekerin yarısını karamelize edip aşuremizin içine atacağız. Daha sonra iyice karıştırıp toplam 30-40 dakika sonra ocaktan alarak servis edeceğiz. Soğuması için bekleyebiliriz. Soğursa aşurenin tadı daha lezzetli olur.”