Uzmanı açıkladı: Tekno boyun sendromu boyun düzleşmesinin, fıtığın asıl nedeni

Ellerden düşmeyen telefonlar yeni bir sağlık problemini doğuruyor. Tekno boyun sendromu yeni nesil duruş bozukluğu olarak değerlendiriliyor. Sosyal medya kullanımının yaygınlaşmasıyla bel ve boyun ağrılarının görülme sıklığı da arttı. Baş bölgesinin aşağı eğik pozisyonda uzun süre durması boyna 5 kilo yük bindirilmesine neden oluyor. Bunun yanı sıra boyun düzleşmesi, postür bozukluğu ve omurlar arası disklerin yıpranmasına yol açıyor. Peki tekno boyun hangi sağlık problemlerine yol açıyor? Sena Parlar sordu, Doç. Dr. Mustafa Çorum cevapladı…

Sena Parlar

Telefona bağımlı bir nesil yetişiyor. Postür sağlığına negatif etkileri olan bu duruma karşı uzmanlar harekete geçerek çeşitli uyarılarda bulundu. Telefonu gövdenin aşağı kısımlarında tutmak başın normalin dışında öne eğilmesine yol açar. Bu eğiklik zamanla kronikleşebilir. Peki boyun, bel ve duruş sağlığını destekleyen ve koruyan tavsiyeler neler? İşin uzmanı Doç. Dr. Mustafa Çorum, Sena Parlar'a özel açıklamalarda bulundu...

Kemik sağlığında en önemli iki maddenin D vitamini ve kalsiyum olduğunu ifade eden Çorum sözlerine şöyle devam etti:

"Güneş ışığı vücutta D vitamini üretiminin en doğal kaynağıdır ve haftada birkaç gün 15–20 dakikalık güneş teması bile bu gereksinimin önemli kısmını karşılayabilir."

TEKNO BOYUN NEDİR?

Günümüzde teknolojinin hayatımızın her alanında olması, bizlere pek çok kolaylık sunarken bazı tehlikeleri de beraberinde getiriyor. Bunlardan en yaygın olanı tekno boyun olarak adlandırılan duruş bozukluğudur. Tekno boyun, telefon, tablet veya bilgisayar ekranı gibi teknolojik aletleri kullanırken öne eğilerek uzun süre bakma sonucunda ortaya çıkan, boyun ve sırt bölgesine aşırı yük bindiren bir sağlık sorunudur. Normalde 4–5 kilogram olan insan başı, öne doğru her 15 derece eğildiğinde boyundaki disklere yaklaşık 5 kilogram ek yük bindirir. Bu nedenle telefonu göğüs hizasında değil de göbek hizasında tutan bir kişi, boynuna fark etmeden 20 kilodan fazla yük uygulamış olur. Bu yüklenme önce boyun ve sırt kaslarında gerilmeler ve sertleşmeler sonucu ağrıya, sonra boyun düzleşmesine, uzun vadede ise omurlar arası disklerin yıpranmasına ve kireçlenmesine kadar giden bir tabloya neden olabilir. Tekno boyun sadece yetişkinlerde değil, artık ergenlerde de giderek artan bir problem haline gelmiştir çünkü ekran süresi her yaş grubunda giderek yükselmektedir. Bu durum baş ağrısı, boyu gerginliği, boyun ve sırt bölgesinde ağrı, öne eğik bir duruş ve nefes kapasitesinde azalma gibi birçok probleme yol açabilir.

Tekno boyunun yaygınlaşması, doğru duruşun korunmasının önemini daha görünür kılmıştır. Doğru duruş, omurganın doğal eğriliklerinin korunmasıyla vücudu dik halde tutan kas ve kemik yapısının uyum içinde çalışması anlamına gelir. Doğru postür sadece estetik bir duruş sağlamakla kalmaz; kaliteli nefes alış verişi sağlar, dolaşımı iyileştirir ve tüm vücut organlarını destekler. Bilimsel çalışmalar, doğru postürün kronik ağrıların en önemli koruyucularından biri olduğunu net bir şekilde göstermektedir.

POSTÜR SAĞLIĞI İÇİN EN ÖNEMLİ EGZERSİZLER HANGİLERİDİR?

Postür sağlığını korumada en etkili yöntemin düzenli egzersiz yapmak olduğunu biliyoruz. Bu egzersiz programları boynun ön tarafındaki derin kaslar, kürek kemiklerini sabit tutan kaslar ve sırtın dik durmasını sağlayan kas gruplarının güçlendirmesine odaklanır. Aynı zamanda da postür kasları dediğimiz boynumuzu dik tutan kasların gevşetilmesini içerir. Örneğin arkaya doğru çene germe egzersizi, boynun öne doğru kaçan pozisyonunu düzeltmek için oldukça etkilidir. Arkaya omuz yuvarlama hareketleri, bilgisayar başında uzun süre çalışan kişilerde sık rastlanan omuz içe kapanmasını azaltır. Sırt bölgesi kaslarının güçlendirme egzersizleri ise kambur duruşu düzelterek omurgayı yeniden dik pozisyona getirir. Ayrıca nefes egzersizleri de postür sağlığını destekler çünkü göğüs kafesinin doğru hareket etmesi, omurganın doğal kıvrımlarının korunmasına yardımcı olur.

KEMİK SAĞLIĞI İÇİN ÖNERECEĞİNİZ BESİNLER NELERDİR?

Kemik sağlığında en önemli iki besin öğesi kalsiyum ve D vitaminidir. Kalsiyum kemiklerin temel yapı taşıdır ve günlük gereksinimin yeterli şekilde karşılanması sayesinde kemik erimesi riskini azaltır. Süt ve süt ürünleri, özellikle yoğurt ve peynir kalsiyumdan zengin besinler olarak bilmekteyiz. Bunun yanında koyu yeşil yapraklı sebzeler, badem, kuru incir ve susam da kalsiyum açısından güçlü seçeneklerdir. D vitamini ise kalsiyumun bağırsaktan emilimini artırarak kemiklere yerleşmesini sağlar. Güneş ışığı vücutta D vitamini üretiminin en doğal kaynağıdır ve haftada birkaç gün 15–20 dakikalık güneş teması bile bu gereksinimin önemli kısmını karşılayabilir. D vitamininin düşük olduğu kişilerde kemik erimesine bağlı kırıklar daha sık görülür, kas zayıflığı belirginleşir ve hatta dengesizlik hissi ve buna bağlı düşme riski artar. Bu nedenle özellikle kış aylarında D vitamini seviyesinin kontrol edilmesi büyük önem taşır.

Kemik sağlığını güçlendiren diğer besinler arasında omega-3, magnezyum, K vitamini ve protein açısından zengin gıdalar da yer alır. Somon, sardalya ve ceviz gibi omega-3 kaynakları kemik metabolizmasını destekler. Magnezyum badem, kabak çekirdeği ve tam tahıllarda bolca bulunur ve kalsiyum metabolizması için oldukça gereklidir. K vitamini özellikle yeşil yapraklı sebzelerde bulunur ve kemik matrisinin güçlenmesine katkı sağlar. Protein ise kas ve kemik bütünlüğü için olmazsa olmaz bir yapı taşıdır. Tavuk, yumurta, baklagiller ve yoğurt gibi besinler günlük protein ihtiyacını karşılamak için idealdir.