Uzman Psikolog Zeynep Selvili: Sevilme ihtiyacı bencillik değildir

Turkcell Platinum Black katkılarıyla gerçekleşen ALEM Talks Podcast'in ikinci konuğu Uzman Psikolog Zeynep Selvili oldu. Öz-şefkatli farkındalık üzerine çalışan Selvili, duyguları okumanın öneminden onaylanma ve sevilme ihtiyacına farklı birçok konuda açıklamalarda bulundu.

Turkcell Platinum Black katkılarıyla gerçekleşen ALEM Talks Podcast'in ikinci konuğu Uzman Psikolog Zeynep Selvili oldu. Öz-şefkatli farkındalık üzerine çalışan, "Pembe Fili Düşünme" adlı kitabıyla uzun süre çok satanlar listesinde yer alan Selvili, 2017 senesinden beri verdiği eğitimleri şu sözlerle anlattı: "Her seferinde daha nazik, anlayışlı, kendi acımıza daha duyarlı nasıl olabiliriz bunları keşfediyoruz. 'Kendimize şefkatle yaklaşmamızın önünde ne gibi engeller var?' sorusuna cevap arıyoruz." Selvili, kısa bir süre önce Psikolog Esra Uygur ile hayata geçirdikleri Walk Of Life adlı oluşuma da değindi. Dünyadaki kuramların, psikoterapi kurumlarının kurucu isimlerini makul ücretlerle simultane tercüme eşliğinde Türk dinleyicisine ulaştırmaya çalıştıklarını belirten Selvili, sadece mindfulness ve öz-şefkate odaklanmadıklarının altını çizdi.

ACIMIZA DUYARLI OLMALIYIZ

Selvili, son dönemde oldukça gündeme gelen mindfulness ve öz-şefkati de ayrıntılarıyla anlattı. Mindfulness'ı hocası Christopher Germer'a ait "ana dair kabul içeren bir farkındalık" tanımıyla ifade eden Selvili, öz-şefkatin de "kendi acımıza duyarlı olma hali" olduğunu dile getirdi. Selvili; mindfulness ve öz-şefkatin birbirini nasıl tamamladığını da şu sözlerle anlattı: "Farkında olmadığımız şeye şefkatle yanıt veremeyiz. O yüzden önce ne olduğunun, ne olup bittiğinin farkında olmak gerekiyor; bu işin mindfulness kısmı. Daha sonra kendimize 'Nasıl yardımcı olabilirim?', 'Nasıl destek olabilirim?', 'Şu an neye ihtiyacım var?' gibi tutumlarla yaklaşmak da öz-şefkat kısmı oluyor. Kendimize destekleyici sözler söylemek bazılarımız için çok zor olabiliyor gerçekten. Kendimize söylediğimiz iyi, şefkatli sözler erken deneyimlerimizden anılarla eşleşmiyorsa özellikle özümsenemiyor ve kandırmaca gibi gelebiliyor bazılarımıza."

ÖZ- ŞEFKAT BİLDİĞİMİZ DİL

Çocukken güvende hissetmeye muhtaçken görmezden gelinmenin, korkutulmanın veya yatıştırılmaya ihtiyaç duyulduğunda cezalandırılmanın, ebeveynler tarafından yargılanmanın insanın kendine olan yaklaşımına etkisini Selvili; "Üzüntümüzün bir ebeveynimize ağır geldiğini deneyimlediysek veya o duygudan dolayı utandırıldıysak, yargılandıysak, başa çıkmak için bunu kendimize yasaklıyoruz o çocuk aklımızla. Bu ne demek? Bu duyguyu hissettiğimiz zaman bize de ağır gelmesi demek. Biz de kendimizi utandırmaya, cezalandırmaya başlıyoruz. Aslında rastgele değil bu duyduğumuz yargılayıcı, eleştirel ses. Hayata tutunabilmek için çocuk yaşta geliştirdiğimiz bir ses aslında. Şefkatli bir iç ses. Yani öz-şefkat her şeyden önce çok iyi bildiğimiz bir dil" cümleleriyle açıkladı.

SEVİLMEK BÜYÜK MUTLULUK

Zeynep Selvili, uyandıktan sonra yataktan çıkmadan rolüne hazırlanan bir oyuncu gibi şefkatli benlikle 15 dakika geçirmeyi önerdi. Selvili, gün içinde zor anları beklemeden "Neye ihtiyacım var?" sorusunu yöneltmek gerektiğini de ekledi. İnsanın tehdit altındayken böyle bilgece ve yatıştırıcı bir soruyu sormayı aklına getirmediğini sözlerine ekleyen Selvili, bu soruyu günde üç-dört defa sormayı alışkanlık haline getirmek gerektiğini belirtti. Son zamanlarda sevilmenin mutluluk olduğunu düşündüğünü dile getiren Selvili, iki kedisinin sabah kendisini uyandırmasının ve sevildiğini hissetmenin en büyük mutluluk olduğunu söyledi. Herkesin içinde onaylanma, sevilme ihtiyacı, başkaları ne düşünür düşüncelerinin olduğunu ifade eden Selvili, bunun bencil olduğumuzu değil insan olduğumuzu gösterdiğini ifade etti.

BABAMDAN İLHAM ALDIM

Zeynep Selvili, hayatını kaybeden babasının hastalık sürecinde geçirdikleri zamandan yola çıkarak yeni bir kitap hazırlığında olduğunu da anlattı: "Babamla dip dibe, zorlu ama çok da ilham verici bir süreç geçirdik. O ilham vericiliği de biraz babamın karakterine borçluyum. Babamla yaşadığım dönem, çocukluğumda yaşadığım şeyleri de su yüzüne çıkardı. Özellikle utanç, suçluluk gibi, Şimdi bunlarla ilgili yazıyorum. Kitabım 2 seneye kadar çıkar"