Uyku bozukluğu modern çağın rahatsızlıklarından birisidir. Kendisini birçok farklı şekilde gösterebilir. Uyku bozuklukları günlük hayatı etkileyebilir. Bu nedenle kısa sürede çözülmelidir. Uyku bozukluklarının en önde gelen sebeplerinden birisi doğal olmayan beslenme düzeni ve bağırsaklarda sindirimin mümkün olmayışıdır. Uyku bozukluklarının tedavisi mevcuttur. Ama öncelikle sebepleri tespit edilmelidir.
UYKU BOZUKLUKLARININ SEBEPLERİ
Uyku günlük yaşamın bir sure için kesintiye uğraması ya da boşa geçen zaman değildir. Zihinsel ve fiziksel sağlığımızı her gün yenilememiz için önemli olan ve yaşamımızın üçte birini kapsayan aktif bir dönemdir.
Yaklaşık 85 türde uyku hastalığı vardır. Çoğu yaşam kalitesinin azalmasına ve kişinin sağlığında bozulmaya neden olur. Uyku bozuklukları trafik ve mesleki kazalara neden olabilmesi nedeniyle bir halk sağlığı sorunudur. Bazı uyku bozuklukları uykuya dalma veya sürdürme güçlüğüne yol açar. Diğer uyku bozuklukları gündüz aşırı uykululuğa neden olur. Vücudun biyolojik saati ile ilgili sorunlar kişilerin günün yanlış zamanında uykulu olmasına neden olur. Uykuda yürüme, altını ıslatma, kabuslar ve diğer sorunlar da uykuyu kesintiye uğratabilir. Bazı uyku hastalıkları ise yaşamı tehdit edici boyuttadır.
SÜREKLİ YORGUN HİSSETMENİN SEBEPLERİ
Yorgunluk, normalde bir insanın günlük işlerini yaparken kendini yorgun hissetmesi, yetersiz hissetmesi olarak tanımlanabilir. Kimi insanlar yaşından hiç beklenmedik bir şekilde atak olabilir ya da genç yaşta kişi yemek yemeye, yatmaya hatta dinlenmeye bile üşenir halde olabilir. Bu durum bir üşengeçlik mi, enerji düşüklüğü mü ya da hastalıktan mı kaynaklanıyor bunun belirlenmesi çok önemlidir.
Kansızlık:Yorgunluğun en sık görüldüğü hastalık grubu anemidir. Çünkü oksijen taşıyan hemoglobinin eksikliği kişinin kendini yorgun ve halsiz hissetmesine neden olur.
Depresyon ve stres:Yorgunluğa yol açan hastalıklardan ikinci sırada depresyon gibi psikosomotik hastalıklar gelir. Depresyon da kişilerin kendisini yorgun hissetmesine neden olabilir.
Tiroit hastalıkları:Hipotiroidi* başta olmak üzere endokrin hastalıklar da kişinin kendisini çok yorgun hissetmesine neden olur. Bu insanlar kendilerini yorgun, bezgin ve güçsüz hissederler. Şeker seviyeleri yüksek olduğu zaman günlük yaşamları bile kesintiye uğrayabilir.
Kanser: Yorgunluk, bir takım erken onkolojik hastalıkların belirtisi de olabilir. Kanser hücreleri hastanın tüm vücut sistemlerini bozarak yorgunluğa neden olabilir. Çünkü tümörler hızlı büyüyen dokulardır. Gereksinimleri de çok fazladır ve kişinin aleyhine alıp bunları harcadıkları için de kişi kendini yorgun hissedebilir.
Kalp hastalıkları:Kalp yetmezliklerinin de en önemli belirtilerinden birisidir yorgunluk. Hatta kalp hastalıklarının en erken bulgularından birisidir. İster kapak lezyonu olsun, ister kalp damar hastalıkları olsun, bunlar kalbin oksijen ihtiyacını karşılamasına engel oldukları için yorgunluk yaratırlar.
Enfeksiyon hastalıkları:Vücutta çeşitli nedenlerle ortaya çıkan enfeksiyon hastalıkları da yorgunluğun sık görülen nedenlerini oluşturmaktadır.
Metabolik hastalıklar:Böbrek yetmezliği, karaciğer yetersizliği, kalsiyum yüksekliği ve potasyum düşüklüğü gibi durumlarda da vücuttaki kan tuzları ve minerallerdeki azalmalar yorgunluğun ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu hastalık ve durumların erken dönemde tedavisi çok önemlidir.
Uyku apnesi:Yaşam kalitesini bozan en önemli sorunlardan olan uyku apnesi de yorgunluğun önemli sebeplerinden birisidir. Yeterli sürede, kaliteli bir uyku uyuyamayan kişiler kendisini ertesi gün aşırı yorgun hissedecektir. Bu durum gün içerisindeki tüm faaliyetlere yansır.
Fiziksel güçsüzlük:Yorgunluk, fiziksel güç ve kondisyonla da çok ilgilidir. Kondisyonlu ve güçlü bir kişi daha geç yorulur. Yaşa göre sağlıklı beslenerek ve düzenli fiziksel aktivite ile kas kuvvetini artırmak ve korumak yorgunluğun önüne geçebilir.