HABER MERKEZİ
Balık, haftada birkaç kez tüketilmesi tavsiye edilen en değerli protein kaynaklarından biri. İçeriğindeki omega-3 yağ asitleri, B vitamini ve mineraller, kalp ve beyin sağlığını destekliyor. Ancak bayat balık, bu faydaların tam tersine, ciddi gıda zehirlenmelerine yol açabiliyor. Uzmanlara göre balığın tazeliğini anlamak için oldukça basit bir yöntem var.
Balığın taze olup olmadığını anlamak için tek yapmanız gereken, onu soğuk su dolu bir kaba bırakmak. Eğer balık yüzeye çıkıyorsa, içinde biriken bakterilerin ürettiği gazlar nedeniyle artık taze değildir. Ancak balık dibe çöküyorsa, güvenle tüketilebilir demektir.
TAZE BALIK NASIL ANLAŞILIR?
Uzmanlara göre bu yöntem, bozulma sürecinde oluşan metan gazı ve bakteriyel faaliyetlerin etkisini ortaya çıkarıyor. Gaz biriken balıkların yüzeye çıkması, bayatlamanın en net işaretlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Tüketicilerin dolandırılmamak için dikkat etmesi gereken birkaç önemli detay daha bulunuyor:
Koku: Taze balığın kokusu keskin değil, hafif deniz kokusundadır. Ağır ve "çürük" koku hissediliyorsa o balık bayattır.
Gözler: Balığın gözleri berrak ve parlak olmalıdır. Mat, çökmüş veya bulanık gözler bayat balığın en belirgin işaretidir.
Pullar ve deri: Taze balığın pulları sıkı, derisi parlak olur. Pulları kolayca dökülen veya rengi solmuş balık taze değildir.
Et dokusu: Parmağınızla bastığınızda balık eti eski haline dönüyorsa tazedir; çukur kalıyorsa bayatlamıştır.
Ambalaj: Paketli balıklarda üretim tarihi, son kullanma tarihi ve saklama koşulları mutlaka kontrol edilmelidir.
UZMANLARDAN DİKAKT ÇEKEN UYARI
Balığın uygun koşullarda taşınmaması veya yanlış saklanması, tazeliğini hızla yitirmesine yol açıyor. Uzmanlar, soğuk zincirin korunmadığı ürünlerin satın alınmaması gerektiğini vurguluyor.
Doğru saklama ve satın alma alışkanlıklarıyla, hem zehirlenme riskini ortadan kaldırmak hem de balıktan alınacak besin değerini en üst seviyeye taşımak mümkün.