Su, çay ve kahve birlikte tüketilirse ne olur?

Su, çay ve kahve her gün tüketilen içeceklerin başında geliyor. Bu içecekler vücudun sıvı kaybını önlüyor. Peki bu üç içeceğin beraber tüketilmesi fayda sağlar mı?

HABER MERKEZİ

Yeni bilimsel araştırmalar, su, çay ve kahvenin dengeli bir karışımının yalnızca hidrasyon sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda yaşam süresini uzatmaya yardımcı olabileceğini ortaya çıkardı.

Uluslararası uzmanlar, bu üç içeceğin optimal oranlarda tüketilmesinin çeşitli hastalık risklerini azalttığını ifade etti.

Gündelik yaşamın vazgeçilmezleri olan su, çay ve kahvenin birlikte tüketiminin vücut üzerindeki etkileri, uluslararası bilim camiasında kapsamlı araştırmaların konusu oldu.

Elde edilen bulgular, bu üç sıvının sanılanın aksine birbirini dengeleyerek optimal sağlık ve uzun ömürlülük için kilit bir rol üstlenebileceğini gösterdi.

LONGEVİTE SIRRI DENGEDE YATTI

British Journal of Nutrition'da yayımlanan büyük ölçekli bir kohort çalışması, su, kahve ve çayı birleştiren günlük sıvı alımının daha uzun bir yaşam süresi ile ilişkilendirildiğini gözler önüne serdi.

180 binden fazla Birleşik Krallık yetişkininin verilerinin analiz edildiği araştırmada, günde toplam 7 ila 8 bardak (içecek) su, kahve ve çay tüketenlerin, günde dörtten az içecek tüketenlere kıyasla tüm nedenlere bağlı ölüm riskinin yüzde 28 daha düşük olduğu tespit edildi.

Çalışmanın çarpıcı sonuçlarına göre, bu kombinasyonun faydası, yalnızca tek bir içeceği yüksek miktarda tüketmekten daha fazlaydı.

Araştırmacılar, özellikle kahve ve çayın yaklaşık 2:3 oranında dengeli bir şekilde tüketilmesinin, tüm nedenlere bağlı ölüm, kanser ve kardiyovasküler hastalıklar gibi ölüm risklerini en aza indirdiğini bildirdi.

KAFEİN DEHİDRASYON EFSANESİ ÇÜRÜTÜLDÜ

Yıllardır tartışma konusu olan "kahve ve çayın kafein içeriği nedeniyle dehidrasyona yol açtığı" inancı, son dönem bilimsel çalışmalarla resmen çürütüldü. Yapılan meta-analizler ve kontrollü çalışmalar, düzenli çay ve kahve tüketen bireylerde, bu içeceklerdeki sıvının, kafeinin hafif ve kısa süreli diüretik etkisini büyük ölçüde dengelediğini gösterdi.

Mayo Clinic'ten Fizyolog Dr. Andrew Killion, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Normal miktarlarda tüketilen kafeinli içeceklerdeki sıvının, tipik kafein seviyelerinin idrar söktürücü etkisini dengelediği çoğu araştırma tarafından desteklendi. Vücudun sıvı dengesi, yalnızca su ile değil, aynı zamanda çay ve kahve gibi içeceklerle de sürdürülebilir" ifadelerini kullandı.

ANTİOKSİDAN GÜÇ BİRLİĞİ DİKKAT ÇEKTİ

Uzmanlar, suyun temel hidrasyon görevini yerine getirirken, kahve ve çayın içerdiği biyoaktif bileşiklerin sağlığa ek katkılar sunduğunun altını çizdi.

Washington Üniversitesi Halk Sağlığı profesörü ve beslenme uzmanı Dr. Elizabeth Coogan, bu üçlünün önemini değerlendirdi.

Dr. Coogan, "Kahve, flavonoidler ve klorojenik asitler gibi bileşikler içeriyor. Çayda ise vasküler sağlığı destekleyen kateşinler gibi daha fazla antioksidan bulunuyor. Bu iki içecek bir araya geldiğinde, faydalı etkilerini sinerjik olarak artırabilirler" şeklinde görüş bildirdi.

Dr. Coogan, anahtar noktanın, kafein kaynaklarını aşırıya kaçmadan ve temel su ihtiyacını ihmal etmeden, günlük sıvı alımını çeşitlendirmek olduğunu dile getirdi.

Uzmanlar, günlük sıvı alımında suyun başta gelmesi gerektiğini, ancak orta düzeyde (günde yaklaşık 7-8 bardak total sıvı alımının bir parçası olarak) kahve ve çayın eklenmesinin sağlık sonuçlarını optimize edebileceğini vurguladı.

Uluslararası uzmanlar, bu üç içeceğin optimal oranlarda tüketilmesinin çeşitli hastalık risklerini azalttığını ifade etti.

Gündelik yaşamın vazgeçilmezleri olan su, çay ve kahvenin birlikte tüketiminin vücut üzerindeki etkileri, uluslararası bilim camiasında kapsamlı araştırmaların konusu oldu.

Elde edilen bulgular, bu üç sıvının sanılanın aksine birbirini dengeleyerek optimal sağlık ve uzun ömürlülük için kilit bir rol üstlenebileceğini gösterdi.

LONGEVİTE SIRRI DENGEDE YATTI

British Journal of Nutrition'da yayımlanan büyük ölçekli bir kohort çalışması, su, kahve ve çayı birleştiren günlük sıvı alımının daha uzun bir yaşam süresi ile ilişkilendirildiğini gözler önüne serdi.

180 binden fazla Birleşik Krallık yetişkininin verilerinin analiz edildiği araştırmada, günde toplam 7 ila 8 bardak (içecek) su, kahve ve çay tüketenlerin, günde dörtten az içecek tüketenlere kıyasla tüm nedenlere bağlı ölüm riskinin yüzde 28 daha düşük olduğu tespit edildi.

Çalışmanın çarpıcı sonuçlarına göre, bu kombinasyonun faydası, yalnızca tek bir içeceği yüksek miktarda tüketmekten daha fazlaydı.

Araştırmacılar, özellikle kahve ve çayın yaklaşık 2:3 oranında dengeli bir şekilde tüketilmesinin, tüm nedenlere bağlı ölüm, kanser ve kardiyovasküler hastalıklar gibi ölüm risklerini en aza indirdiğini bildirdi.

KAFEİN DEHİDRASYON EFSANESİ ÇÜRÜTÜLDÜ

Yıllardır tartışma konusu olan "kahve ve çayın kafein içeriği nedeniyle dehidrasyona yol açtığı" inancı, son dönem bilimsel çalışmalarla resmen çürütüldü. Yapılan meta-analizler ve kontrollü çalışmalar, düzenli çay ve kahve tüketen bireylerde, bu içeceklerdeki sıvının, kafeinin hafif ve kısa süreli diüretik etkisini büyük ölçüde dengelediğini gösterdi.

Mayo Clinic'ten Fizyolog Dr. Andrew Killion, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, "Normal miktarlarda tüketilen kafeinli içeceklerdeki sıvının, tipik kafein seviyelerinin idrar söktürücü etkisini dengelediği çoğu araştırma tarafından desteklendi. Vücudun sıvı dengesi, yalnızca su ile değil, aynı zamanda çay ve kahve gibi içeceklerle de sürdürülebilir" ifadelerini kullandı.

ANTİOKSİDAN GÜÇ BİRLİĞİ DİKKAT ÇEKTİ

Uzmanlar, suyun temel hidrasyon görevini yerine getirirken, kahve ve çayın içerdiği biyoaktif bileşiklerin sağlığa ek katkılar sunduğunun altını çizdi.

Washington Üniversitesi Halk Sağlığı profesörü ve beslenme uzmanı Dr. Elizabeth Coogan, bu üçlünün önemini değerlendirdi.

Dr. Coogan, "Kahve, flavonoidler ve klorojenik asitler gibi bileşikler içeriyor. Çayda ise vasküler sağlığı destekleyen kateşinler gibi daha fazla antioksidan bulunuyor. Bu iki içecek bir araya geldiğinde, faydalı etkilerini sinerjik olarak artırabilirler" şeklinde görüş bildirdi.

Dr. Coogan, anahtar noktanın, kafein kaynaklarını aşırıya kaçmadan ve temel su ihtiyacını ihmal etmeden, günlük sıvı alımını çeşitlendirmek olduğunu dile getirdi.