Servet-i Fünun Edebiyatı’nda sanat sanat için yapılmıştır. Ortaya konulan eserlerin hedef kitlesi ise seçkin zümredir. Bu dönemde bazı sanatçılar ön plana çıkmaktadır. Bu sanatçılara örnek olarak Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin, Mehmet Rauf gibi isimler örnek verilebilir. Servet-i Fünun dönemi, 1901 yılında kapanmıştır.
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATI ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
Batı etkisindeki Türk edebiyatının önemli safhalarından biri Servet-i Fünun Edebiyatı'dır. Kısa sürmüş olmasına rağmen edebiyatta ciddi bir basamak olarak görülür. Serveti Fünun edebiyatı oluşumu dönemin koşullarından bağımsız değildir. Aslında tam da dönemin siyasi koşullarının bir sonucudur diyebiliriz. Bu nedenle sanatçıları ve edebiyatı anlamak için dönemin siyasi atmosferini anlamak gerekir.
Bildiğimiz gibi Servet-i Fünun Dönemi 1896 - 1901 yılları arasındaki 5 senelik dönem olarak bilinir. Bu dönemde Sultan II. Abdülhamid Osmanlı Devletini idare etmekteydi. Radikal ve önemli adımlarla Osmanlı Devleti ayağa kaldırılmaya çalışılsa da devletin gücü bir imparatorluğu ayakta tutmaya yetmiyordu. Bu nedenle istenilen başarılamıyordu. Daha önceki dönemde toplumu aydınlatmaya çalışan edebiyatçılar bu dönemde iyice susturuldu. Çünkü devlet uğraştığı büyük sorunlarla birlikte muhalif ses duymak istemiyordu. İstibdat yani baskı toplumun her kesimine sirayet etmişti.
Serveti Fünun Edebiyatı sanatçıları ise böyle bir baskının sonucunda doğan ümitsizlikle sanat toplum içindir anlayışını terk edip sanat sanat içindir anlayışına yöneldiler. Böylece bilgi ve birikimlerini şekil olarak daha güzel sanat eseri üretmeye harcamaya karar verdiler. Şiirde sanat ön planda ancak toplumsal mesaj terk edilmişti.
İşte Servet-i Fünun Edebiyatı oluşumu böyle bir atmosferin sonucudur.
SERVET-İ FÜNUN DERGİSİ
Recaizade Mahmut Ekrem ve Muallim Naci arasında edebiyatta eski ve yeni tartışması bulunmaktaydı. Mahmut Ekrem genç edebiyatçılara yol göstererek onları Servet-i Fünun Dergisi etrafına topladı. Böylece Serveti Fünun Edebiyatı ortaya çıkmış oldu. Bu oluşuma kaynaklık eden bir fen dergisidir.
Dergi esasen 1891 yılında bir fen dergisi olarak çıkmıştır. Avrupa’daki bilimsel gelişmeleri takip etmek ve popüler bilim yazılarını okuyucuya duyurmak amacını taşımaktadır. Derginin kurucusu Ahmet İhsan Tokgöz Galatasaray Lisesi'nden Recaizade Mahmut Ekrem'in öğrencisidir. Recaizade bu dergide Fransız edebiyatından çeviri romanlar yayımlamıştır.
DERGİNİN DAĞILMASI
Tevfik Fikret'ten sonra derginin yöneticiliğine ayrılınca yerine Hüseyin Cahit geçmiştir. Hüseyin Cahit Yalçın Fransız Devrimini anlatan “Edebiyat ve Hukuk” adlı bir yazıyı dergide yayınlayınca dergi sultanın emriyle bir ay kapatılmıştır. Zaten maddi sıkıntılar yaşayan edebiyatçılar bu kapatılmadan olumsuz etkilenmiş ve bireysel eser vermeye yönelmişlerdir. Böylece dergi edebiyat dergisi niteliğini yitirmiştir.
SERVET-İ FÜNUN EDEBİYATININ GENEL ÖZELLİKLERİ
Servet-i Fünun Edebiyatının nasıl bir zeminde doğduğunu söyledik. Şimdi de Serveti Fünun Edebiyatı ve genel özellikleri üzerinde duralım. Dönemin bütün özelliklerini yazarlarıyla birlikte öğrenmek için Serveti Fünun Edebiyatı konusuna bir göz atmanız yararlı olacaktır.
Dönemin genel özellikleri maddeler halinde şöyle özetlenebilir:
Sanat sanat içindir anlayışı benimsenmiştir.
Şimdi de Servet-i Fünun edebiyatı sanatçılarına değinelim. Bu dönemde bağımsız olarak yazan da önemli sanatçılar olmuştur. Ancak hareketi sağlayan genç edebiyatçılar şöyledir:
Tevfik Fikret
Cenap Şahabettin
Halit Ziya Uşaklıgil
Mehmet Rauf
Hüseyin Cahit Yalçın
Ali Şuayb
Şimdi bu sanatçılara kısaca değinelim.
TEVFİK FİKRET
Özgürlük, hak, hukuk ve insanlık üzerinde durmuştur. Sanatı sanat için yapmıştır. Ağır bir dille bireysel ve toplumsal konulara birlikte önem vermiştir. Yapıtlarında daha önce kullanılmamış sözcüklere rastlanır. Aruzu Türk Edebiyatında en başarılı kullanan şairler arasındadır. Hece ölçüsüyle daha çok çocuk şiirleri yazmıştır. Serbest müstezat, sone, terza rimayı gayet iyi kullanır. Parnasizm etkisi yapıtlarında görülmektedir.
Eserleri: Rübab-ı Şikeste, Rübab’ın Cevabı, Haluk’un Defteri, Tarih-i Kadim, Doksan Beşe Doğru, Şermin
CENAP ŞAHABETTİN
Gerçek mesleği doktorluk olan sanatçı, Servet-i Fünun edebiyatının Tevfik Fikret’ten sonra gelen en önemli şairidir. Tıp eğitimi için gönderildiği Paris’te, tıptan çok şiire alaka duymuş ve Fransız sembolistlerini tanımıştır. Servet-i Fünun döneminde düzyazı alanında en ünlü sanatçılardan biridir.
Eserleri: Tâmat, Hac Yolunda, Avrupa Mektupları, Suriye Mektupları, Tiryaki Sözleri, Yalan, Körebe, Nesr-i Harp, Evrak-ı Eyyam, Nesr-i Sulh
HALİT ZİYA UŞAKLIGİL
Türk edebiyatında Batılı anlamda ilk romanları ortaya koyan sanatçıdır. Servet-i Fünun döneminde roman ve hikâye türünün en önemli ismidir. Eserlerinde realizm etkileri görülür. Kullandığı dil sanatlı ve ağırdır. Sıra dışı bir cümle düzeni vardır. Romanlarında zengin ve aydın kişileri konu edinir.
Eserleri: Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu, Kırık Hayatlar, Bir Ölünün Defteri, Nemide, Ferdi ve Şürekâsı, Sefile, İzmir Hikâyeleri, Aşka Dair, Onu Beklerken, Kadın Pençesi, Bir Yazın Tarihi, Solgun Demet, Kırk Yıl, Saray ve Ötesi, Kâbus, Füruzan, Fare, Sanata Dair, Mensur Şiirler
MEHMET RAUF
Servet-i Fünûn romanının Halit Ziya Uşaklıgil'den sonra ikinci büyük ismidir. Romanlarının temel konusunu aşk oluşturur. Dağınık bir üsluba sahip olduğu için çok kez eleştirilmiştir. Kahramanları idealize edilmiş tipler olduğu için yaşamın gerçekleriyle uyuşan davranışlarda bulunmazlar. Kahramanların psikolojisini iyi şekilde tasvir eder. İlk psikolojik romanımız olan Eylül’ü yazmıştır.
Eserleri: Roman: Eylül, Genç Kız Kalbi, Böğürtlen… Hikâye: Eski Aşk, Aşk Kadını Mensur Şiir: Siyah İnciler Tiyatro: Pembe Köşk
HÜSEYİN CAHİT YALÇIN
Şiir, roman, öykü, hatıra, eleştiri türünde eserler vermiştir. Şiirlerinde aruz veznini tercih etmiştir. Hayal – Hakikat çatışması eserlerinde geniş şekilde yer alır. Realizm ve natüralizm etkisinde eserler ortaya koymuştur.
Eserleri: Nadide, Hayal İçinde, Hayat-ı Muhayyel, Hayat-ı Hakikiye, Kavgalarım, Siyasi Hatıralar, Edebi Hatıralar
SERVETİ FÜNUN DÖNEMİNDE ŞİİR ÖZELLİKLERİ
Serveti Fünun döneminde şiir oldukça ön plana çıkmıştır.
Parnasizm ve sembolizmin etkisinin görüldüğü şiire resim ve müzik de girmiştir. Ses ve ahenk şiire bütünüyle egemen olur. Şiir dilinde Arapça, Farsça kelime ve tamlamalara sık rastlanır. Sanatsal bir üslûp hep yakalanmaya çalışılmıştır. Şiirin yenileşmesinde nazım şekli önemli bir etkendir. Şiir nazım şekli bakımından zenginlik kazanır.
Serveti Fünun şiirinin özellikleri şöyle sıralanabilir:
En küçük nazım birimi dizedir. Beyit kullanılmamıştır.
Kulak için kafiye ön plana çıkmıştır.
Şiirde bütünsel ahenk önemsenmiştir.
Aruz vezni başarıyla kullanılmıştır.
Parnasizm ve sembolizm etkisi görülmektedir.
Sanat sanat için yapılmıştır.
Fransız şiiri örnek alınmıştır.
Din ve siyaset dışında konularda şiirler yazılmıştır.
SERVETİ FÜNUN DÖNEMİNDE ROMAN ÖZELLİKLERİ
Tanzimat döneminde ilk eserleri ortaya çıkan Türk romanı, Servet-i Fünûn döneminde ortaya konan sanatsal üslup ile gelişimini sürdürmüştür. Bu dönemde roman, hem teknik hem de tarz açısından daha önceki döneme göre büyük ilerleme kaydetmiştir. Romanda Tanzimatçılarda görülen kurgu hataları, üslup eksiklikleri, acemilikler Servet-i Fünûn döneminde ortadan kalkmıştır. Roman tekniği son derece çağdaş ve başarılıdır. Olayların örgüsü, işlenişi ve konuşmalar başarılı biçimde verilmiştir. Yazarlar, eserde kişiliğini gizlemiştir. Batılı anlamda sayılabilecek Türkçe romanlar bu dönemde ilk kez ortaya konmuştur.
Servet-i Fünun romanının özellikleri maddeler halinde şöyle özetlenebilir:
İstanbul çevresi aydın ve zengin kişiler konu edinmiştir.
Batılı teknik etkili bir şekilde uygulanmıştır.
Romanlarda olmadık rastlantılar daha önceki dönemlere göre azalmıştır.
Şiire oranla daha anlaşılır olan dil yine de konuşma diline göre ağırdır.
Realizm ve natüralizm akımlarının etkisi görülmüştür.
SERVETİ FÜNUN DÖNEMİNDE HİKAYE ÖZELLİKLERİ
Servet-i Fünûn döneminde hikâyede de önemli bir ilerleme görülmektedir. Tanzimat ile edebiyatımıza giren hikâyenin sağlam örnekleri bu dönemde ortaya çıkmıştır. Şiirde olduğu gibi hikâyede de kişisel konular işlenmiştir. Servet-i Fünun döneminin "karamsar" bakışı bu hikâyelere de yansımıştır. Bazı hikâyelerde İstanbul dışında geçen olaylara yer verilse dahi hikayelerde yer genellikle İstanbul'dur. Yazarlar realizmin etkisiyle yazdıkları hikâyelerde yaşadıkları dönemi konu edinmiştir. Bu dönem öyküleri genellikle “Moupassant Tarzı” olay hikayeleridir.
Servet-i Fünun dönemindeki hikaye özellikleri maddeler halinde şöyle sıralanabilir:
Gelişkin bir teknik ve üslup kullanılmıştır.
Bireysel konulara ağırlık verilmiştir.
Mekan olarak yine İstanbul kullanılmaktadır.
Realizm etkisi görülmektedir.
Daha çok olay öyküleri yazılmıştır.