Rıdvan Dilmen'den Fatih Terim'e şok sözler! 'Formsuzluk bir maç olur'

Türk futbolu denince akla ilk gelen isimlerden olan spor yorumcusu Rıdvan Dilmen’in Akşam TV’de yayınlanan 3. Bölümünde Fatih Terim’le ilgili sözleri gündeme damga vuracak. “Fatih Hoca’nın formsuz olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna, “formsuzluk o gün olur” yanıtını veren Rıdvan Dilmen çok konuşulacak sözler sarf etti.

Spor yorumcusu Rıdvan Dilmen aksam.com.tr’den Ferit Ömeroğlu’na çarpıcı açıklamalarda bulundu. Fatih Terim’in Tuzlalı oyuncuyla olan ilişkisini doğru bulmadığını söyleyen Dilmen, “Formsuzluk böylesine değerli bir teknik direktör için o gün olur. Formsuz sezon boyu olmaz, kötü yönettiği sezon olur. Formsuz maç olur. Formsuzluk bence ucuz kullanılan bir kelime bu anlamda... “ dedi.

VAR neden YOK bazen?

İnsan... Çünkü teknolojide kararı yine insan veriyor yani var var ama niye yok diyoruz biz. Bazen gördüğü halde var ama uygulamıyorlar. Sonuçta kararı insan veriyor.

“KONJONKTÜR HAKEMLERİ KÖTÜYE GÖTÜRÜYOR”

Türk futbolunda hakem hatası mı, hakem kastı mı olduğuna inanıyorsunuz?

Ben hakemlerin mental olarak yıprandığını, konjonktürün hakemleri kötüye götürdüğünü düşünüyorum. Örneğin Fenerbahçe yüzünden hakemliği bıraktırmış hakemler vardır geçmişte… İyidir kötüdür; Bülent Demirlek, Vedat Yüksel! Galatasaray’ın tepki koyduğu Ali Aydın vardır. Beşiktaş’ın tepki koyduğu Cem Papila vardır. Çok yakın tarihimize geldiğimiz zaman da iki hakem gönderildi. Bunlar hakemlerin zaten maçtan önce eyvah büyük takıma yanlış yaparsam beni yollarlar algısı yaratıyor önce onu düzeltme lazım.

“FATİH HOCANIN TUZLALI OYUNCUYLA OLAN İLİŞKİSİNİ DOĞRU BULMUYORUM”

Fatih Hoca’nın formsuz olduğunu düşünüyor musunuz?

Formsuzluk böylesine değerli bir teknik direktör için o gün olur. Formsuz sezon boyu olmaz, kötü yönettiği sezon olur. Formsuz maç olur. Formsuzluk bence ucuz kullanılan bir kelime bu anlamda...

Bugün buradan çıkıp Florya’ya gitsek ve baş başa toplantı yapsanız,” hocam naçizane önerim bu noktada bu kararları almanız lazım” diyecek olsanız, ne söylersiniz?

Derim ki; sakin. Fatih Terim 4 yıl şampiyon olduğu zaman 4. Yılın devre arasında yine şampiyonluğu oynuyor, iyi de oynuyorlar. Ankara’da hazırlık kampında Galatasaray, hocaya gece 12’de kahve içmeye gittim. Baktım videoyu açmış benim oyuncum sahada ama kademeye girmiyor çalışması var. Şimdi biraz dış etkenlerle daha fazla uğraşıyor.  Örneğin Tuzlalı oyuncuyla olan ilişkisini ben doğru bulmuyorum. Fatih Hoca bizim hocamız… Bir kardeşi olarak ona naçizane tavsiyemdir; Sakin. Ersun hocaya da ya hocam biraz değişiklik yap, sistemde de değişiklik yap diyebilirim. Abdullah hocaya da istatistikle gözlemi birleştirmesini söylerim. Aykut Kocaman’a da aynısını söylerim.  Şımarıklık olarak algılanmasın. Benim futbol görüşüm böyle…

“BUGÜNKÜ ORTAMDA BARCELONA’DA SOL TARAFTA BEN OLURDUM”

Son sorum… Merak ediyorum. Çok fazla futbolcu çevreniz var. Bir günde bir oyuncunun gelip, “Ya hocam şu çalımı nasıl atabilirim, şöyle nasıl vurabilirim?” diye sizinle istişare ettiği oldu mu?

Hayat çok çabuk geçiyor. Bugünkü ortamda, böyle fizik güç çalışmalarının olduğu ortamda Barcelona Neymar’ın olduğu o dönem için beni sol tarafta onun yerine alırdı. Tabii daha da gelişirdim ben… Futbolcu en formda olduğu dönem o ayı nasıl geçirdiyse öyle yaşasın. Ben bilirdim kendimi... Hangi gün dinlendiğim, hangi saatte yattığım bellidir. Oyuncu kendi doktorluğunu, kendi antrenörlüğünü yapacak öncelikle… Oyuncuların çok dikkat ettiğini düşünmüyorum. Öğrenmenin yaşı yoktur.

Mesela ne yapmalılar?

İç adeleleri biraz daha fazla çalıştırmalılar. İç adeleyi güçlendirirseniz kasık sakatlığını 0’a indirip, teknik olarak da ayak içi vurduğunuzda Tanju Çolak vuruşu yaparsınız. 26 yaşına kadar ayak içini yavaş vururdum. Birkaç arkadaşıma söyledim bunu… Şimdi mermi gibi vuruyorlar.

Kim onlar?

İsim vermeyeyim şimdi, zaten goller atıyorlar öyle… (gülüyor)

Yeni bir karar alacaksınız hayatınızda, hangisine danışırsınız?

Köyceğiz’deki Haydar abi mi, Keramettin Hocanız mı?

İkisine de danışırım. Ama çok değerli bir abim var. Ona da danışırım, çok selamlar…

İsmini paylaşır mısınız?

Mustafa Abi’m…

Uçağa bineceksiniz; Aykut Kocaman mı, Rıza Çalımbay mı yanınızda olmalı?

İkisi de olmamalı. Hiç konuşmuyorlar çünkü sıkılırım.

Akşam yemeğine gideceksiniz.

Emre Belözoğlu mu, Arda Turan mı yanınızda olmalı?

İkisi de olsun.

Bir tanesine ofsaytı anlatmanız gerekiyor

Aleyna Tilki mi Danla Bilic mi?

İkisi de olmasın.

Fenerbahçe’nin Galatasaray ile Şampiyonlar Ligi final maçını izleyeceksiniz.

Acun Ilıcalı mı, Ali Koç mu yanınızda olmalı?

Yalnız olayım ben. O heyecanı tek yaşayım.

Infantino ile hakem hataları üzerine program yapacaksınız.

Erman Toroğlu mu, Ahmet Çakar mı olmalı yanınızda?

İnfantino olmasın.

Bir futbolcu sizi keşfediyor internetten ve kendisini özel çalıştırmanızı istiyor

Ronaldo mu Messi mi?

Çalışmaya daha istekli bir oyuncu olduğu için Ronaldo’yu isterim. Messi doğaçlama ve yetenekleriyle ön plana çıkan bir insan olduğu için çalışmayı pek sevmeyen bir insan gibi geliyor. Haksızlık yapmış gibi olmayayım benim için dünyanın gelmiş geçmiş en önemli oyuncularıdır.

Futbolcu Rıdvan Dilmen’e soruyorum.

Kendini atmak mı, elle gol atmak mı?

Ben iki defa kendimi attım. Bazen eskiye dönük maçlar geldiği zaman izlemek istemiyorum, utanıyorum.

“HAYATIMDA HİÇ YUMURTA KIRMADIM”

Kendini atmak mı, elle gol atmak mı?

Ben iki defa kendimi attım. Bazen eskiye dönük maçlar geldiği zaman izlemek istemiyorum, utanıyorum.

“HAYATIMDA HİÇ YUMURTA KIRMADIM”

Evde yemek hazırlayacaksınız. Aslında yağacağınız menemen. Doğal bir menü...

Yaptığınız yemeği sevmemesine rağmen hangisi yer?

Sergen Yalçın, Rüştü Reçber

İkisi de yemez. Bekar yaşadım yıllarca… Hayatımda yumurta kırmadım. Hayatımda çay demlemedim. Çok beceriksizim. Aslında öğrenilebilir bir şey, bu benim ayıbımdır belki. O yüzden ikisi de aç kalırdı.

Premier Lig’de teknik direktör olarak lig şampiyonluğu mu, La Liga’da hoca iken Şampiyonlar ligini almak mı?

Şampiyonlar Lig’i. Premier Lig’inde 10 kere şampiyon olacağıma Şampiyonlar Ligini alayım.