Oruçluyken vücutta su kayı yaşanabilir. Tuzlu besinlerde ödemi tetikler. Cildi nemsiz bırakır. İşte detaylar...
1- YETERSİZ SU TÜKETİMİ
Gün boyunca süren açlık, vücutta su kaybına neden olabilir ve yetersiz su tüketimi çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir.
Oruç sürecinde su tüketimi azalır ve bu durum dehidrasyona neden olabilir. Dehidrasyon, vücuttaki sıvı dengesinin bozulmasıyla ortaya çıkar ve baş ağrısı, yorgunluk, halsizlik gibi belirtilere neden olabilir.
İftar öncesi ve sahurda yeterli miktarda su içmek, dehidrasyonu önler ve metabolizmayı hızlandırır. Su, tokluk hissini artırır ve aşırı yeme isteğini azaltır.
Özellikle yemek öncesi içilen 1 bardak su, daha kontrollü bir şekilde yemek yemenizi sağlayarak kilo alımını önler. Bu nedenle, iftar ve sahur arasında yeterli su tüketmeye özen göstermek önemlidir.
2- HIZLI YEMEK YEMEK
Ramazan ayı boyunca iftar sofraları, uzun süren açlığın ardından hızlı yemek yemek kilo alımına neden olan en büyük faktörlerden biridir.
Hızlı yemek yemek, sindirim sisteminin normal işleyişini bozar. Sindirim sistemi, yiyecekleri parçalamak, besinleri emmek ve vücuda gerekli besin maddelerini sağlamak için düzenli bir sürece ihtiyaç duyar. Ancak, hızlı yemek yemek bu süreci bozar ve sindirim problemlerine yol açar.
Bununla birlikte, hızlı yemek yemek, doygunluk hissinin gecikmesine neden olur. Normalde yavaşça yemek yemek, beyne doygunluk sinyalleri göndermek için gereken zamanı sağlar. Ancak hızlı yemek yemek, bu sinyallerin gecikmesine neden olabilir ve sonuç olarak daha fazla yeme isteği ortaya çıkar. Bu durumda fazla kalori alımı ve kilo artışı riskiyle karşı karşıya kalabiliriz.
Besin değerlerinin azalması da önemli bir sorundur. Hızlı yemek yemek, yiyecekleri yeterince çiğnememek ve sindirim enzimlerinin yiyecekleri parçalamak için yeterli süreye sahip olmamaları anlamına gelir. Bu da besinlerin tam olarak sindirilmesini ve emilmesini engelleyebilir ve vücudun ihtiyacı olan besin maddelerinin alımını azaltır.
3- TUZ İÇERİĞİ YÜKSEK BESİNLER
Tuz içeriği yüksek besinlerin aşırı tüketimi, vücutta su tutulmasına neden olur. Bu durum, geçici kilo artışına yol açabilir ve uzun vadede kilo alımına neden olur. Ayrıca, yüksek tuz tüketimi, kan basıncını artırarak kalp-damar hastalıklarına sebep olur.
Özellikle işlenmiş gıdalarda ve hazır atıştırmalıklarda yüksek miktarda tuz bulunur. Bu tür besinlerin iftar sofralarında aşırı tüketilmesi, günlük tuz alımını artırır ve sağlık sorunlarına yol açar.
Ayrıca, yüksek tuz içeriğine sahip besinler genellikle kalorisi yüksektir ve doymuş yağlarla birlikte tüketildiğinde kilo alımını artırır. Bu nedenle, özellikle iftar ve sahurda yüksek tuz içeriğine sahip besinleri sınırlamak önemlidir.
4- İFTARDAN HEMEN SONRA TATLI YEMEK
İftardan hemen sonra tatlı yemek, ani bir kan şekeri yükselmesine ve ardından ani bir düşüşe neden olur. Tatlılar genellikle yüksek miktarda şeker içerir ve bu da kan şekerinin hızla yükselmesine yol açar. Ancak, bu yükselişin ardından kan şekeri seviyeleri hızla düşer ve bu da açlık hissini artırır ve daha fazla yeme isteği ortaya çıkar.
Tatlılar genellikle sindirimi zor olan yağlar ve şekerler içerir. Bu nedenle, sindirim sistemi bu besinleri sindirmek için daha fazla çaba harcar ve sindirim sorunlarına neden olur.
Tatlılar genellikle yüksek kalorilidir ve doymuş yağlarla birlikte tüketildiğinde kilo alımını artırır. Ayrıca, tatlılar genellikle besleyici olmayan boş kaloriler içerir, yeterli miktarda vitamin, mineral ve lif içermezler. Bu da uzun vadede sağlıksız kilo alımına neden olur.
Tatlılar yerine, meyve tüketmek veya doğal tatlandırıcılarla hazırlanmış daha sağlıklı alternatifler tercih etmek kilo kontrolüne yardımcı olabilir.
İftardan 1,5-2 saat sonra mevsim meyveleri, sütlü tatlılar, dondurma ve ev yapımı kompostolar tüketmeniz önerilir.
5- İFTAR SONRASI HAREKETSİZLİK
İftar sonrası hareketsiz kalmak, metabolizmanın yavaşlamasına neden olur. Vücut, sindirim sürecine odaklanır ve bu da kalori yakımının azalmasına dolayısıyla kilo alınmasına neden olur.
İftar sonrası hareketsizlik kan şekerinin ani yükselip düşmesine neden olur, bu da açlık hissini artırır ve daha fazla yeme isteği doğurur.
Aktif bir şekilde hareket etmek sindirim sisteminin düzgün çalışmasını sağlar ve sindirim sorunlarını önler. Ancak, hareketsizlik sindirim sistemini yavaşlatır ve sindirim sorunlarına, kabızlık gibi problemlere neden olur.
İftar sonrası hareketsizlik, stres seviyelerinin artmasına ve duygusal olarak yeme isteğinin artmasına neden olur.