Marilyn Monroe'nun ruhu: Pop Art sanatı

1954-1957 yılları arasında İngiltere’de ortaya çıkan Pop Art Sanatı, 1959'lu yıllarda ABD’de popüler hale gelmiştir. İngiliz-Amerikan kökenli Pop Art sanatı günümüzde geniş kitlelere ulaşmayı başarmıştır. ''Pop Art nedir?'' sorusuna sizin için yanıt aradık…

Pop Art, sanat ile gerçeklik arasındaki bağıntıları apayrı biçimde ele almış insanların bir araya gelerek oluşturmuş olduğu sanat akımıdır. İngiliz-Amerikan kökenli Pop Art sanatı günümüzde oldukça popüler bir hal almış ve kıyafetlerden, ev eşyalarına kadar her şeyde kullanılabilmektedir.

POP ART TARİHİ

1959 yılında Londra’da açılış yapan “İşte Yarın” başlıklı sergide bulunan; “Bu Günün Evlerini Bu Denli Farklı, Bu Denli Cazip Kılan Nedir?” başlıklı kolaj, “Popüler” sözcüğünün kısaltması olarak “pop” sanatın ilk örneklerinden biri olarak kabul edilir.

Bu Kolajı gerçekleştiren İngiliz sanatçı Richard Hamilton’a göre Pop Art; Toplumun değişim gösteren değerlerine yönelik sanatsal bir inancı yansıtmaktadır.

POP ART TERİMİ

Pop Art terimini ilk kez 1958 yılında, İngiliz Eleştirmen Lawrence Alloway ‘Architectural Desing’ adlı dergisinde yazdığı ‘Sanatlar ve Kitle İletişimi’ adlı makalesinde popüler kültür ürünlerini tanımlamak için kullanmıştır.

Alloway daha sonra bu terimin kapsamını genişletmek için güzel sanatlar alanında popüler kültür ögelerini kullanan sanatçılarını da bu başlık altında değerlendirmeye başlamıştır.

İngiltere ile hemen hemen aynı yıllarda ABD’de de popüler sanat ve popüler kültür ögeleriyle ilgilenen ve dönemin önde gelen akımı olan Soyut Dışavurumculuk (Soyut Ekspresyonizm) akımından uzaklaşmak isteyen bazı genç sanatçılar dikkatleri üzerine çekmeye başlamıştı.

NEO DADA

Bir yandan da gerek malzeme, gerek konu itibariyle gündelik hayatın kültürel verilerini kullanan bu sanatçılar ‘Neo-Dada’ olarak tanımlanmışlardır. Pop Sanat’ın genel olarak Dadaizm ile ilişkilendirilmesi, Marcel Duchamp’ın tepkisini çekmiştir.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında gelişen ekonominin etkisiyle varlığını göstermeye başlayan tüketim kültürü ve zihniyetini gözler önüne seren ve bu anlamda ‘Amerikalı’ bir içeriğe sahip olan Pop Sanat, uluslar arası sanat ortamında Amerikan varlığının güçlü şekilde hissedilmesine neden olmuştur.

POP ART'IN DOĞUŞU

Yıl 1960… İnsanlık yeni bir çağa başlıyor. Artık sadece Dünya üzerinde değil, Ay’ın üzerinde yürüme hayalleri kuruyor ve yürüyoruz…

‘Benim için küçük, insanlık için büyük bir adım…’ İnsanlık bir adım ile çağ atlıyor. Artık devir; bilimin, teknolojinin ve ‘yeni’nin çağı devri oluyor. İnsanlık hemen hemen her konuda alışageldiği şeyleri modernize etmeye ve bu uzay çağına uydurmaya çalışıyor…

Sanatçılar da böyle bir ortamda, içinde yaşadıkları çağın isteklerine cevap verebilecek, yeni eserler ortaya koymak istiyorlar. Dadaizm ‘Gelenekçi’ sanat anlayışına karşı çıkan ilk sanat akımıdır. Pop Art ise Dadaizm ve Soyut Dışavurumculuğa karşı bir tepki olarak doğmuştur.

KITALAR ARASI KİTLE HAREKETİ

Pop Sanat’ın ilginç özelliklerinden biri de hem Amerika’da hem de İngiltere’de aynı zamanda, birbirinden bağımsız olarak ortaya çıkmasıdır. ‘İki farklı kıtada eş zamanlı olarak nasıl ortaya çıktı?’ derseniz… Daha önce de söylediğim gibi, artık insanlık Uzay Çağında…

Kitle iletişim araçları ve diğer etkiler bu ortama zemin hazırlamıştır. Yani Pop Sanat’ın temeli kitle iletişim araçlarının katkılarıyla atılmıştır.

Bu iletişim araçları sayesinde Pop Sanat, başka hiçbir sanat akımında görülmemiş bir ilgi toplayarak geniş kitlelerine ulaşmıştır.

Hem de Amerikan sanat ortamında eleştirmenlerin engellerine rağmen kısa sürede galerilerin, sanat piyasasının ve müzelerin onayını almıştır. Kısa sürede sadece ABD’de değil Avrupa’nın bir kısmında da başlı başına bir sanat akımı haline gelmiştir.

AMERİKA'DA POP ART

Pop Art özellikle Amerika’da etkili bir şekilde yayılmaya başlamıştı. Tabi bunun birinci nedeni kitle iletişim araçlarının çokluğuydu. Televizyon, Radyo, Gazeteler ve Dergiler Pop Sanat’ın en büyük silahıydı.

İlk zamanlarda bu akımın adı ‘Yeni Gerçekçilik’ ya da ‘ Yeni Dadaizm’ olarak kullanılmıştı. Bu yeni akımın öncüleri ise; Andy Warhol, Roy Lichtenstein, Rosenquist, Dine ve C. Oldenburg gibi genç sanatçılardı.

Bu sanatçıların ortak bir özelliği, onların Pop Sanat içinde çok etkili olmalarına neden olacaktı. Bu sanatçılar Pop Sanat daha ortaya çıkmadan önce aynı meslek alanında çalışıyorlardı ve desinatörlük ve vitrin dekoratörlüğü bile yapmışlardı.

Reklam dünyası… Amerikalı sanatçılar için kesinlikle parlak tüketim dünyasının iyi bir çekiciliği vardı ve bunu sanatlarında etkili bir şekilde kullanmaya başladılar.

POP ART İMGELERİ

Pop Art akımı sanatçıları hazır-imgelerden yararlanmışlardır. Sanatseverlerin ve tüm izleyicilerin gündelik yaşamının bir parçası olan nesneleri iki boyutlu yüzeylere aktarmışlardır.

Konserve kutuları, Coca Cola şişeleri, sigara paketleri, hamburgerler ve çeşitli diğer yiyecek ve içecekler bu akımın vazgeçilmezleri olmuşlardır.

Özellikle Amerikan toplumunun gündelik yaşamının sıradan nesnelerine sanatsal bir anlam kazandırmıştır. Reklamlar, çizgi romanlar, afişler ve özellikle Hollywood endüstrisi ile yakından ilgilenen dönem sanatçıları, popüler film yıldızlarını da etkili bir şekilde kullanmışlardır.

MARLYN MONROE VE POP ART

Bunlardan en ünlüsü şüphesiz Marlyn Monroe’dur. Ayrıca bununla birlikte bir kadın imgesi oluşturmuşlardır. Burada kadın imgesinde cinsellik ön planda tutulmak istenmiş ve seyirlik bir nesne olarak kullanılmıştır.

Özellikle sarışın, kırmızı dudaklı ve ‘seksi’ olacak şekilde resmedilmeye özen gösterilmiştir. Ancak Tom Wesselman’ın resimlerinde bir suratı bile yoktur. Burada sadece kültürel bir stereotip olarak kullanılmış yani basitleştirilmiş ve genelleştirilmiştir…

Gazete ve dergilerden alınmış fotoğraflar, önemli olmayan nesnelerin bir araya getirilmesi, insani ve bireysel işaretler, nesnelerle ilgili aşırı ölçüler, fotoğraf ve takvimlerdeki mekanik işaretler, basit, bayağı motifler ve teknikler, aynı nesnelerin ya da şeylerin tekrarlanarak kullanılması, filmler, resimli dergiler ve reklamlardaki, tüketiciye yönelik imgeleri yapıtlarında kullanıyorlardı.

Bu sanat akımı; medyanın gücünü kullanarak Sanat Tarihinde hiçbir sanat akımının ulaşamadığı kadar geniş bir kitleye seslerini duyuruyordu.

N.Lyton bu konuyla ilgili şöyle söylüyor; ‘ Bu grubun içindeki sanatçılar, kitlesel imgeleme ilgi duyuyorlar ve çoğu zaman basit bir yoldan, bunu kendi sanat anlayışlarıyla birleştirerek duydukları ilgiyi açığa vuruyorlardı.’

FARKLI, RENKLİ, EĞLENCELİ...

1960’larda artık Soyut Dışavurumculuğun yerini Pop Sanat almıştı. Amerika’nın günlük yaşantısının bölgesel ve yerel simgelerini güçlü bir şekilde kullanıyor ve geniş kitlelerce sevilip kabul görüyordu.

O dönem sanatçılarından halka kadar herkes, kitle iletişim araçlarını bu akımın babası olarak kabul ediyorlardı. Hem savaşçı, hem eğlenceli bu yeni sanat akımı kısa sürede müzik piyasasına da girdi ve 1960’larda olağanüstü bir ilgi görerek büyük başarılar kazandı. Yeniydi, farklıydı, renkli ve eğlenceliydi…

Endüstri, teknoloji ve uzay toplumunun gençleri ve bu gençlerin kendi kültürleri Pop Sanat’tan ibaret olmaya başlamıştı. Film sanatçılarının, pop yıldızlarının ve diğer ünlü sanatçıların resimlerini sergileyerek bu gençleri fazlasıyla etkilemişti…

Pop Sanat temsilcileri uluslararası bir yaklaşım ile halk sanatını birbirine karıştırıyor ve bunları birbirlerine bir fırça darbesiyle birleştiriyorlardı. Sonra güçlerini fark etmeye başladılar.

Büyük kitlelere hitap edebiliyorlardı. Sanat sayesinde bir takım mesajlar verebilirlerdi… Daha sonra sanat sayesinde mesaj verme olarak kabul gören büyük geleneği yeniden benimsediler. Sanat ile anlatı, hatta polemik arasında bir ilişki kurulabileceğini ortaya koymaya başladılar.

N. Lyton konu ile ilgili şöyle söylüyor;

“Batı Dünyasında her insanın yaşamı ve düşüncelerini özetleyen; film ve televizyon, konserve yiyecekler, ev gereçleri ve çıplak vücutlu kadın fotoğrafları kullanmaları pop sanatçılarının geleneklere karşı bir davranışı olarak değerlendirilebilir. Ancak kullandıkları yol geleneklere uygun düşmemektedir. Her şeyden önce afiş, insanın beş duyusuna seslenen bir Rönesans resmini andırır.”

Yani kısacası bu sanat akımı hem gelenekleri reddediyor hem de onu kullanarak yeni bir gelenek yaratıyordu. Pop Sanat’ın biçimsel dili; reklam filmleri, fotoğraf, dergi, gazete ve benzeri yerlerde, coşkulu renkler kullanılarak ortaya çıkıyordu.

Bu güçlü renkleri, canlılığı ve anlaşılabilirliği ile Pop Sanat geniş kitlelerin dikkatini çekiyordu. Sanat akımlarının genelinde tuval üzerine yağlı boya tekniğiyle çalışılır ancak Pop Sanatta böyle bir durum yok. Popüler ögelerden birebir yararlanıldığı için burada fotografik bir görüntü ortaya çıkar.