Sabahın ilk ışıklarında uçağın tekerleği Paris havaalanı pistine değdiğinde mis gibi güneşli bir hava beni bekliyordu. Aşıklar şehri Paris, bu kez makarna aşkı için ev sahipliği yapıyordu. Ve ben doğru yarışma alanının yolunu tuttum. Makarna özünde basit bir ürün ancak yaratıcılık işin içine girdiğinde inanılmaz bir hâl alabiliyor. Şampiyonada her sene “Makarna için bir uç nokta var mıdır?” sorusunun yanıtı aranıyor. Onlarca ülkeye farklı etkinlikler için ziyaretlerim oldu. Makarna Şampiyonası 2 gün sürdü. Bu tip organizasyonlar bittiğinde geriye genellikle yorgunluk ve sarf edilmiş bol bol laf kalır, gereklileri içinden cımbızla seçersin. Bu yarışmadaysa içimden şu cümleyi geçirdim: Yarışma dediğin işte böyle olur!
Neden? Öncelikle organizasyon kusursuzdu. Organizasyon bir duvarda post modern makarna yiyen kadın tablolarının asıldığı Pavillon Cambon’un etkinlik alanında sanat galerisi konseptinde düzenlenmişti. Şampiyonada elimize verilen program saati saatine işledi. Organizasyonlarda bu pek de alışık olduğumuz bir durum değil. Açılışta veya daha sonra uzun ve dinlemesi yorucu bilir kişi konuşmaları ile enerjimiz sünger gibi çekilmedi. Gereken tüm bilgiler elimizdeki broşürlerde zaten yazıyordu. Yönlendirmeler yabancı dili olmayana bile anlaşılır şekilde düzenlenmişti. Bizlere sadece yarışmayı izlemek ve yorumları dinlemek kalmıştı. Üzerine sürpriz bir şekilde yarışma sonunda finale kalan şeflerin makarnalarını tatma şansımız da oldu. E daha ne olsun?
Her bir şefin hazırlığını dikkatle izledim, ilk günkü turda Japon şefin yaptığı makarna beni bir hayli etkilemişti. Tabi tadamıyorsun, hazırladığı tabaklar sadece jüriye gidiyor ama hazırladığı denklemin nasıl bir lezzet oluşturduğundan az çok bir fikrim vardı. Favorim açık ara Japon şefti. Sonuç olarak da kupayı o kazandı.
MUTFAK DEDİĞİN BİR YARIŞ!
Şef olma hayalleri genellikle ağır işçilik olan mutfağın zorlu yollarında sık sık yarışma platformları karşınıza çıkarır. Yemek dünyası oldum olası şefleri ve tarifleri yarıştırır. Zaten tüm yıldızlı rehberler, restoranlar da lezzet yarışının bir neticesi. Kimi zaman oyu halk verir, kimi zaman gizli dedektifler, kimi zaman da jüri. Önemli olan kazanmak değil yarışmaktır mutfakta. Çünkü bu rekabet, etkileyici tabaklar hazırlamak için güç verir şeflere. Makarna Şampiyonası henüz 8 yaşında ve her yıl dünyanın dört bir yanından 14 yetenekli genç şef yarışıyor. Bu yıl, sırasıyla ‘Şaheser’, ‘Beyaz Tuval’ ve ‘Büyük Final’ aşamalarında gastronomi dünyasının önde gelen isimlerinden oluşan jürinin karşısına çıkarak gerçek anlamda makarnada yaratıcılığın sınırlarını zorladı. Ünlü İtalyan gastronomi düşünürü ve Barilla marka elçisi Şef Davide Oldani, Le George Restaurant Şefi Simone Zanoni, Rosewood London Hotel Yönetici Şefi Amandine Chaignot, Avusturalyalı yemek fotoğrafçısı Ashley Alexander ve ünlü İtalyan mimar-tasarımcı Paola Navone jüri koltuğuna oturarak genç şeflerin performansını görüntü, makarna iyileştirme, damak tadı, içeriğinin sağladığı uyum, yaratıcılık ve yenilik gibi farklı kriterlerde değerlendirdi.
Yarışmanın ev sahipi Barilla, Fransa’daki 50. yıldönümü sebebiyle Paris’i seçmiş. Bu yıl yarışmaya Avustralya, Avusturya, Brezilya, Kanada, Fransa, Almanya, Yunanistan, İtalya, Japonya, İsveç, Norveç, İsviçre, Birleşik Arap Emirlikleri, ABD katıldı. Aklınızda ‘neye göre katıldılar?’ sorusunun geçtiğini hissediyorum ki ben de aynısını düşündüm. O yüzden cevabını da aldım: Tüm ülkelere adayınız var mı diye soruluyormuş. Yani, ülkeler şefleri kendileri öneriyor. Daha önceki yıllarda (En azından geçtiğimiz yıl) Türkiye’den de bir şef katılmış ama bu yıl yoktu.
35 DAKİKADA!
35 dakikada hazırladığı Japon usülü Penne Gorgonzola tarifiyle jüriyi etkileyen Yuge, İtalyan mutfağının meşhur lezzeti Gorgonzola peyniri ve penne makarnanın yanı sıra Japon mutfağının yöresel lezzetleri olan sake, sansho ve yuzu gibi malzemeleri kullandı. Son dokunuşu istiridye ile yapan Yuge, makarnadan adeta bir sanat eseri yarattı. Genç şef tariflerinde farklı kültürleri bir araya getirmeyi sevdiğini ve İtalyan mutfağına duyduğu büyük ilginin altını çiziyor. Başarılı şef Keita Yuge; Paris, Tokyo, Osaka ve Yokohama şehirlerinde şef olarak çalıştığı restoranlarda gastronomi alanındaki yeteneklerini geliştirmiş. Şampiyonanın galibi olmaktan gurur duyduğunu söyleyen Yuge, “Bilgimi ve yıllar boyunca edindiğim tüm teknik becerileri gelecek nesillere aktarmak en büyük dileğim” dedi.
Aydan ÜSTKANAT