Paranoya ve şizofreni arasındaki fark nedir?

Paranoya ve şizofreni hastalıkları ruh hastalıklarıdır. Paranoya ve şizofreni sık görülen rahatsızlıklardandır. Diğer psikolojik rahatsızlıklara nazaran daha ciddi durumlara yol açarlar. Bu noktada kişiler mutlaka tıbbi destek almak zorundadır. Günümüzde bu psikolojik rahatsızlıklar çözülebiliyor. Elbette ne kadar ilerlediğine bağlı olarak bu durum ve tedavi süresi değişim gösteriyor. Paranoya ve şizofreni merak edilenleri sizin için araştırdık.

Paranoya ve şizofreni nedir? Paranoya ve şizofreni ciddi psikolojik rahatsızlıklardandır. Şizofreni çocukluk döneminde ortaya çıkabileceği gibi ilerleyen yaşlarda da ortaya çıkabilmektedir. Kişiler genelde şizofreni olduğunu bir şekilde anlayabilse de genelde paranoyaya sahip kişiler bu hastalığından habersiz bir şekilde yaşamaktadır. İki hastalığında tedavisi bulunmaktadır fakat süresi ve sonucu her hasta için farklılık göstermektedir.

PARANOYA NEDİR?

Paranoya, aşırı endişe ve korku durumu olarak nitelendirilen durumdur. Yunanca “paranous” olarak adlandırılan paranoya düpedüz delilik olarak tanımlanmaktadır. Paranoyanın kelime açılımı ise “para=dışarıda, nous =akıl- aklını kaçırma” şeklindedir. Geçmiş yıllarda delirme ve kuruntu yapma durumlarını ifade etmek için kullanılmaktaydı. Akıl hastalıklarından biri olan paranoya kimi zaman şizofreni ve çeşitli psikolojik hastalıklarla bir arada olabilir. Abartılı gurur, bencillik, sürekli kuşku ve güvensizlik ile kendini gösteren paranoya, aynı zamanda akıl hastalığının diğer ismi olan hezeyan bozukluğu olarak da tanımlanmaktadır. Hezeyan bozukluğuna sahip kişiler kimseye güvenmez, çeşitli senaryolar yazar, insanların her hareketinden bir anlam çıkarır, kimseye güvenmez ve sürekli kendisine bir komplo kurulduğunu düşünürler.

Günümüzde birçok kişi paranoya hastası olduğundan habersiz bir şekilde yaşamaktadırlar. Paranoyanın tedavi edilmemesi gerek kişinin kendisine gerekse yakın çevresine ciddi zararlar verebilir. Paranoya hastası olduğunun farkında olmayan veya tedaviyi reddetmiş kişilerin büyük çoğunluğunun aile fertlerinden birini ya da birkaçını öldürmüş ve intihara kalkışmış kişiler olduğunu görüyoruz.

Paranoya kesinlikle tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğu gibi genellikle paranoya hastaları bu durumu kabul etmez ve tedaviyi şiddetle reddederler. Bu nedenle paranoya hastalarını tedaviye ikna etmek oldukça zordur. Ancak uygulanan tedavi sonrasında hasta daha önceki hallerine ve davranışlarına anlam veremez ve “ben bunu nasıl yapmışım” şeklinde ifadelerde bulunur. Aşırı evham, kuruntu ve endişeye dayanan bir hastalık olarak tanımlanan paranoya, tedavi edilmemesi durumunda ilerleme göstererek ciddi psikolojik hastalıkları da beraberinde getirebilir. Bu durumda kişi sosyal ve özel hayatında ciddi sıkıntılar yaşayarak dışlanmaya başlar. Zamanla kendini toplumdan soyutlayarak çevresindeki herkesten şüphe duymaya başlar.

ŞİZOFRENİ NEDİR?

Şizofreni; kişinin düşüncesini, hareketlerini, gerçeği algılamasını çarpıtan ve kişinin ilişkilerini bozan, ciddi beyinsel rahatsızlıktır.

Şizofreni hastaları çoğunlukla toplumda, işte, okulda ve ilişkilerde problem yaşarlar.

Şizofreni hayat boyu süren bir hastalıktır, doğru tedaviyle kontrol altına alınabilir.

ŞİZOFRENİ BELİRTİLERİ

Şizofreni hastalarında beceri ve kişilik değişliklerini içeren birçok semptom vardır ve değişik zamanlarda farklı davranışlar sergileyebilirler. Hastalık kendini ilk kez gösterdiğinde semptomlar genellikle ani ve şiddetlidir. En yaygın şizofreni belirtileri üç grupta toplanabilir: pozitif belirtiler, dezorganize belirtiler ve negatif belirtiler.

POZİTİF BELİRTİLERİ

Burada “pozitif” iyi anlamında kullanılmaz, sadece şizofreni rahatsızlığı olmayan insanlarda görülmeyen belirgin belirtiler anlamında kullanılır. Bu belirtilere bazen psikotik semptomlar da denir, bunlar;

Delüzyonlar: Gerçeğe dayanmayan, gerçeğe dayalı bilgilerle izah edilse bile kişinin vazgeçmeyi kabul etmediği garip inançlardır. Örneğin kişi başkalarının düşüncelerini duyabildiğini, kendisinin Tanrı veya şeytan olduğunu veya başkalarının kafasına düşünceler yerleştirdiğine inanabilir.

Halüsinasyonlar: Gerçekte olmayan şeyleri görmek, sesler duymak, garip kokular duymak, ağızda “tuhaf” tat hissi ve bedenine dokunan olmasa da temas hissi gibi gerçek dışı şeyler algılanır. Şizofreni hastalarında en yaygın olanı sesler duymaktır. Sesler kişinin davranışları hakkında yorumlar yapabilir, kişiyi taciz edebilir veya emirler verebilir.
DEZORGANİZE BELİRTİLER

Bu semptomlar kişinin net olarak düşünme ve doğru reaksiyon verme becerisinin olmamasını kapsar. Dezorganize semptomlara örnek olarak:

Kişinin iletişim kurmasını ve konuşmaya katılmasını zorlaştıran anlamsız kelimeler kullanması ve hiçbir anlamı olmayan cümleler kurması

Çabucak bir düşünceden diğerine geçmek
Yavaş hareket etmek
Karar verme yetisinden yoksun olmak
Aşırı fakat anlamsız şeyler yazmak
Bazı şeyleri unutmak veya kaybetmek
Daireler çizerek yürümek gibi tekrarlanan hareketler
Günlük görüntü, ses ve duygulardan anlam çıkarmada problem yaşama
NEGATİF BELİRTİLER

Negatif kelimesi şizofreni hastalarındaki belirli normal davranışların eksikliğini yansıtır. Negatif semptomlar:

Duygu ve duygu ifadesi eksikliği veya duruma uymayan duygular, düşünceler ve ruh hali (örneğin; bir şakaya gülmek yerine ağlamak)
Aileden, arkadaşlardan ve sosyal aktivitelerden uzaklaşma
Düşük enerji
Motivasyon eksikliği
Yaşamdan zevk almama ve yaşama karşı ilgi eksikliği
Temizlik alışkanlıklarının kötü olması
Okulda, işte ve diğer aktivitelerde problemler
Dengesizlik (çok mutlu veya çok üzgün olmak veya ruh hali oynamaları)
Katatoni (çok uzun bir süre kişinin aynı pozisyonda hareketsiz kalması)
ŞİZOFRENİ KİMLERDE GÖRÜLÜR?

Herkes şizofreni hastası olabilir. Dünyadaki tüm ırk ve kültürlerde bu hastalığa rastlanır. Her yaştan insanda görülebilir, genellikle ilk olarak 20’li yaşlarda ortaya çıkar. Erkekleri ve kadınları eşit derecede etkiler. Fakat kadınlara (20’li yaşlar 30’lu yaşların başı) nazaran erkeklerde genellikle daha erken yaşlarda ortaya çıkar (buluğ çağında veya 20’li yaşların başında). 5 yaş üstündeki çocuklarda da görülebilir, fakat buluğ çağından önce oluşan bu durum çok nadirdir.

ŞİZOFRENİ HASTALARI TEHLİKELİ Mİ?

Kitaplar ve filmler çoğunlukla şizofreni hastalarını tehlikeli ve vahşi gösterir. Oysa bu her zaman geçerli değildir. Çoğunlukla çevrelerinden uzaklaşmayı ve yalnız olmayı tercih ederler, fakat hastalığın yanında madde veya alkol bağımlılığı olanlar tehlike ve şiddet içeren davranışlarda bulunabilir. Öte yandan şizofreni hastaları kendilerine zarar verebilir. Şizofreni hastaları arasında genç yaşta ölümün birinci nedeni intihardır. Doğru tedaviyle şizofreni hastaları psikiyatri hastaneleri yerine, aileleriyle veya toplum içinde üretici bir hayat yaşayabilirler.