AA
Oyun terapisi çocuklarda alt ıslatma, kaygı problemleri, çocukluk çağı depresyonu, travmalar, doğum travmaları, anne-baba bağlanma ilişkileri, fobiler, gece terörleri, uyku ve yeme problemini çözüyor.
AA'ya açıklamalarda bulunan Psikolog Selva Arslan, oyun terapisini daha çok çocukların kendilerini ifade ettikleri bir dil olarak gördüklerini, oyuncakların burada çocukların kelimeleri, oyunların da dilin kendisi olduğunu belirtti.
TERAPİ 12 YAŞA KADAR DEVAM EDİYOR
Uygulama alanının 2 yaş civarında başladığını, farklı terapi ekollerinde daha küçük yaşlara da inilebildiğini ifade eden Arslan, şu bilgileri verdi:
"Fakat Çocuk Merkezli Deneyimsel Oyun Terapisi gibi oyun terapisi çeşitlerinde, aslında belirli bir ortam var oyuncaklardan oluşan ve bu ortamda çocuk ucu açık bir şekilde kendi iç dünyasında olup biten şeyleri, oyuncakları kullanarak bize sergiliyor. Burada öfke, kaygı, korku, üzüntü, büyük travmalar, sözel öncesi döneme ait ifadeler gözle görülür hale geliyor. Terapist doğru ifadelerle buradaki sıkışıklıkları çocuğun aşıp, gelişimsel olarak bulunduğu yaşa geri gelmesine yardımcı oluyor. Bu terapi yöntemi 12 yaşa kadar devam ediyor."
OYUNLA TERAPİNİN FAYDALARI
Oyunla terapinin problem alanının çok geniş olduğunu dile getiren Arslan, şu bilgileri aktardı:
"Alt ıslatma, kaygı problemleri, çocukluk çağı depresyonu, travmalar, doğum travmaları, anne-baba bağlanma ilişkileri, fobiler, gece terörleri, uyku ve yeme problemi durumları iyileştirme anlamında faydası dokunan bir teknik. Bundan 8-9 yıl önce ülkemizde çok da bilinen bir yaklaşım değildi. Şu anda bir çok psikolog, danışman, çocuk gelişimci bu alanlarda eğitimler alarak çocuklara okullarda, danışmanlık merkezleri, rehabilitasyon merkezleri, psikiyatri merkezlerinde hizmet vermeye başladı."
DOĞUM TRAVMASI DA OYUN İLE ÇÖZÜLÜYOR
Doğum travması denilen sürecin, anne karnında ilk döllenmeyle birlikte başladığını, annenin gebelik süreci içinde yaşadığı stres, ev içindeki gerilimlerin çocuğun nasıl bir dünyaya geleceği ve içsel olarak dünyayı nasıl çerçevelendireceğiyle ilgili önemli bir bilgiyle dünyaya gelmesine sebep olduğunu anlatan Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Doğum esnasında meydana gelen sıkışıklıklar, kordon dolanması, ameliyat sırasındaki komplikasyonlar, annenin ön görülemeyen sağlık problemi, doğum sonrasında anne ve bebeğin buluşamamasını, çocuğun dünya ile ilk buluşmasında yaşadığı kopukluklar şeklinde değerlendiriyoruz. Doğum ve gebelik kısmında yoğun bilgiler elimize geçiyor. Bu da geri dönüp, çocuğun oyun terapisi esnasında bu süreçleri nasıl işlemlediğine dair ipuçları topluyoruz. Bu ipuçları neler oluyor? Doğum tüneli dediğimiz bir oyun tüneli var. Yumurta dediğimiz bir oturak var. Ona oturup, fetüs pozisyonunu aldığında beden dili bize bir şeyler anlatıyor. Çocuğun beden dili ve oynadığı tema, yaşadığı süreçle ilgili önemli bilgiler veriyor. Tekrardan o döneme geri dönüp, o dönemde yarım kalan tamamlanmamış dürtü, çıkma, hatta kanalda uzun süre sıkışıp kalma gibi deneyimleri çocuk uzun tünel içinde çoğu zaman kendisi başlatıyor. Terapist cesaretlendirip ilerlemesine yardımcı oluyor. Annesi ile tekrar sağlıklı bir buluşmayı gerçekleştireceği temalara ön ayak oluyoruz. Bu, derin bir süreç. Görünen basit materyallerle uygulama değil, çocuğun içsel süreciyle ilgili önemli bir iyileşme süreci."
"NE ÖĞRETMEK İSTİYORSAK, OYUN FORMATINA BÜRÜNDÜRDÜĞÜMÜZDE ÇOK RAHAT ÖĞRETEBİLİRİZ"
Devlet okuluna giden 5-12 yaş çocuklarına kolej düzeyinde "Oyunla İngilizce" eğitimi veren Beyhan Soydan Çörekçi de oyunun yabancı dil öğrenmedeki rolünü anlattı.
Çörekçi, "Neden oyun ile?" sorusuna, "Çocuklar en çok neyi seviyor? Oyun oynamayı seviyor. Bir çocuğu yakalamak için onun anladığı dilden konuşmamız lazım. Bir şeyi öğretebilmek için de çocuğun dilini konuşacağız. İnsan ne zaman başarılı olur? Sevdiği bir şeyi yaptığında başarılı olur. O zaman bizim çocuğu yakalayacağımız yer, oyun. Çocuk kimi sever? Kendisiyle oyun oynayanı sever. O zaman biz ne öğretmek istiyorsak, onu oyun formatına büründürdüğümüzde çok rahat öğretebiliriz." yanıtını verdi.