Önemsemediğiniz güneş yanıkları kansere yol açabilir! Güneş kremi seçmenin püf noktaları

Yaz mevsimi geldiğinde güneş en önemli D vitamini kaynağı. Fakat bu durum farkında olmadan hayati riske neden olabiliyor. Uzmanlar, özellikle çocukluk çağında geçirilen güneş yanıklarının yaşamın ilerleyen dönemlerinde deri kanseri riskini artırdığını söyledi. Peki, güneş kremi nasıl seçilmeli? İşte güneş çarpmasına karşı tedbirler...

DHA

Sağlıklı vücut ve D vitamini için yaz güneşi büyük bir öneme sahip. Fakat aşırı güneş ışınları cilde zarar verebiliyor. Bu noktada güneş kremleri ve önlemler büyük rol oynuyor. Aşırı güneşlenmenin sağlığa ciddi zararlar verdiğini belirten uzmanlar, özellikle çocukluk çağında geçirilen güneş yanıklarının yaşamın ilerleyen dönemlerinde deride kanser gelişme riskini artırdığını söyledi. Peki, bu durumlarla karşı karşıya kalmamak için güneş kremi nasıl seçilmeli? İşte güneş yanıkları ve deri kanseriyle ilgili detaylı bilgiler...

DHA'ya açıklamalarda bulunan Bahçeşehir Üniversite Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ezgi Aktaş Karabay, şu şekilde konuştu:

“Yaşanılan bölgeye göre değişmekle beraber, güneş ışınlarının dünyaya dik olarak geldiği 11.00-15.00 saatleri arası çok riskli saatlerdir. Bu saatlerde güneşe çıkmaktan kaçınılmalıdır. D vitamini sentezi için sadece 15 dakikalık bir sürede kollarımızın içyüzü kadar bir alanın güneş ışığı alması yeterlidir.” 

IŞINLAR YILLAR BOYUNCA DERİDE BİRİKİYOR

Ultraviyole ışınları (UVA, UVB ve UVC) olarak da tanımlanan güneş ışınlarına bilinçsizce, fazla ve korunmadan maruz kalmanın pek çok sorunla sonuçlanabileceğine dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Ezgi Aktaş Karabay, bunlardan en önemlisinin ise deri kanserleri olduğunu söyledi.

UZUN SÜRE GÜNEŞLENMEK NEDEN TEHLİKELİ?

Özellikle öğlen saatlerinde doğrudan güneş ışığına maruz kalmanın deri kanseri riskini uzun dönemde artırdığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Ezgi Aktaş Karabay, şu uyarılarda bulundu:

KORUYUCU KREM YETERLİ DEĞİL!

Güneşten korunmak için koruyucu krem kullanmanın tek başına yeterli olmadığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Ezgi Aktaş Karabay, şunları söyledi:

“Mümkün olduğu kadar gölgede kalınmalıdır. Bununla beraber gölgede kalınsa bile yerden ve sudan yansıyan güneş ışınlarının da hâlâ deriyi yakıcı etkisi olduğu unutulmamalıdır. UV ışınlarından koruma sağlayan gözlük, bol ve deriyi kapatan ince kıyafetler giyilmelidir. Yüzü korumak için de geniş kenarlı şapkalar takılmalıdır.” 

GÜNEŞ KREMİNİ 2 SAATTE BİR TEKRAR EDİN

Güneşten koruyucu krem kullanılsa bile uzun süre güneşte kalınmaması gerektiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Ezgi Aktaş Karabay, şöyle devam etti:

“Güneşten koruyucu krem seçerken öncelikle deriyi koruma faktörüne bakılmalıdır. 

Bu kremlerin güneşten koruyuculuğu SPF (Sun Protection Factor) denilen bir değerle belirtilir. 

SPF 4-12 arası hafif koruma, SPF 30’a kadar orta koruma, SPF 30 ve üstü yüksek koruma olarak tanımlanır. Aslında SPF 15, 30 ve 50 arasında çok büyük farklar bulunmamaktadır. 

SPF 15 faktörlü kremler de UVB ışınlarının yaklaşık 90’ını bloke ederler, bu da yeterli bir koruma olarak tanımlanmaktadır. 

Bazı kremler sadece UVB’ye karşı koruma sağlarlar, ancak UVB’ye ek olarak UVA’dan da koruma sağlayan kremler daha güvenlilerdir. 

Özellikle yüz ve eller gibi güneşe fazla maruz kalan ve omuzlar gibi hassas bölgelerin korunmasına dikkat edilmelidir. 

Hassas ciltler, beyaz tenliler 50 ve üzeri faktör koruyucular kullanmalıdır. 

2 saatte bir koruyucu krem tekrarlanmalı, havuza veya denize girildikten sonra krem tekrar sürülmelidir.”

“LEKELERDEN KURTULABİLİRSİNİZ”

Güneş lekelerinin tedavisinin sabır ve emek isteyen bir süreç olduğunu fakat sonunda başarıya ulaşma şansı olduğunu sözlerine ekleyen Dr. Öğr. Üyesi Ezgi Aktaş Karabay, leke tedavisinde dikkat edilmesi gereken noktaları ise şöyle anlattı:

“Güneş lekesi tedavisinde de öncelikle güneşten korunmaya özen göstermeliyiz. Kışın ve havanın kapalı olduğu günler de dahil olmak üzere güneşten koruyucu kremi her gün kullanmalı ve gün içinde tekrarlamalıyız. Leke tedavisi seçenekleri kremlerden çeşitli cihaz kullanımlarına kadar değişmektedir. Bazı kremler (Hidrokinon, A vitamini, C vitamini gibi bazı asitler içerenler) deride hafif peelingler yaparak ve pigmentasyona sebep olan mekanizmayı bloke ederek leke tedavisinde kullanılırlar. Bazı asidik ilaçlarla da ‘peeling’ denilen deriyi soyma işlemi yapılabilir. Lazerler ve radyofrekans cihazları, bunlara ek olarak PRP, mezoterapi işlemleri ve bunların kombinasyonları ile de güneş lekeleri tedavi edilebilir.”

“GÜNEŞ ÇARPMASI TEHLİKELİDİR”

Genellikle güneş ışınlarının dik geldiği öğle vaktinde görülen güneş çarpmasının yaşlılar ve çocuklar gibi hassas grupların yanı sıra herkes için tehlikeli olduğunu işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Ezgi Aktaş Karabay, özellikle kronik hastalıkları olan hastaların (yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kronik böbrek yetmezliği olanlar), kanser hastaları, aşırı kilolu veya aşırı zayıf kişiler, 65 yaş üzerindekiler, 5 yaş altındaki çocuklar ve gebelerin sıcak yaz günlerinde çok daha dikkatli olması gerektiğini vurguladı.

GÜNEŞ ÇARPMASININ BELİRTİLERİ

Dr. Öğr. Üyesi Ezgi Aktaş Karabay, güneş çarpmasının belirtilerini ise şöyle sıraladı: 

“Güneş çarpması anında baş ağrısı, bulantı, kusma, baş dönmesi, yüksek ateş, terleyememe, kuru-sıcak-ağrılı cilt, sinir sistemi bozuklukları (sersemlik, yürümede bozukluk v.b.), kas krampları, çarpıntı, uykuya eğilim ve ruhsal durum bozuklukları görülebilir. 

Şuur bulanıklığı ve komaya kadar varabilen ciddi tablolar oluşabilir. Güneş çarpmasına maruz kalan kişi mutlaka hekime başvurmalıdır. 

Sağlık kuruluşuna ulaşana kadar vücut ısısını azaltmak için kıyafetlerin gevşetilmesi/çıkarılması, baş, göğüs ve koltukaltlarına soğuk su ile ıslatılmış bez konulması, soğutucu cihazların açılması gibi uygulamalar yapılabilir. 

Kan dolaşımını başa doğru yönlendirmek, kişinin için ayaklarını yükseltmek, kol ve bacaklarına masaj yapmak, duş aldırmak da gerekebilir. 

 Kişinin bilinci açıksa sıvı alımının sağlanması, bilinç kapalı ise kesinlikle içmesi için sıvı verilmemesi takip ve tedavi amaçlı en yakın sağlık kuruluşuna ulaştırılması gerekir.”

GÜNEŞ CİLDİ YAŞLANDIRIR MI?

Cildimizin yaşlanmasında biyolojik faktörlere ek olarak çevresel faktörlerin de rol oynadığını sözlerine ekleyen Dr. Öğr. Üyesi Ezgi Aktaş Karabay, güneşin çevresel faktörler arasında en zararlısı ve en sık maruz kalınanı olduğunu belirtti.

Dr. Öğr. Üyesi Karabay, güneşin cilt yaşlanmasındaki etkisini ise şöyle aktardı:

“Güneş ciltteki kolajen liflerini bozar, lekelere ve cilt kanserine neden olabilir. Güneşe fazla maruz kalan ciltte deri hücrelerinin DNA’ları hasarlanır, hücrelerin yenilenme süresi uzar. Deride kuruluk ve kalınlaşma gelişir. Derinin esnekliğini ve gerginliğini sağlayan kolajen ve elastik lifler azalır, ciltte sarkma, kırışıklık, çizgilenmeler oluşur. Güneşe bağlı olarak deride incelme, renk değişiklikleri, lekelenmeler ve kılcal damarlarda belirginleşmeler de izlenir. Güneşten korunmak, derinin yaşlanmasını yavaşlatır. Ayrıca yeterli sıvı tüketimi, sağlıklı beslenme, spor yapmak, sigara ve alkolden uzak durmak, stressiz bir hayat sürmek de cilt yaşlanmasını yavaşlatan diğer faktörlerdir.”