Ölüm korkusu yaşayanları buluyor

Ölüm korkusu bireyler arasında çok yaygın kaygılardan biridir. Ölüm korkusunun bilimsel karşılığı ise tanatofobidir. Elbette bu kaygının çocukluk dönemi ile yakından ilgisi olabilir. Detaylar haberimizde…

AKSAM.COM.TR/MOR PAPATYA

Doğum nasıl kabulleniliyorsa ölümün de kabullenilmesi şarttır. Var olma ve yok olmanın gerçekliğiyle yüzleşememek kaygıya sebep olur. Tam bu noktada devreye tanatofobi giriyor. Peki tanatofobi nedir?

Tanatofobi Nedir?

Tanatofobi yani ölüm korkusu, varoluşsal korku ve bilinmezlik korkusu ile kişinin yaşam kalitesini düşürür. Tanatofobi, doğum ile başlayıp ölüm ile sonuçlanan hayatı, kontrolünden çıkma durumuyla ilişkilendirerek korkmaktır. Yani sorgulamak güzel, belirsizlik korkunçtur. Günlük hayatı yokuşa sürükleyen bu kaygısal rahatsızlık, insanların tüm hayatını ele geçirir. Panik atak ve anksiyete bozukluğu da beraberinde sürüklenen hastalıklar olarak ortaya çıkabilir. Ölümün gerçeğini bilince getirip kafada kötü senaryolar kurmak tanatofobi başlangıcıdır. Travma sonucu gerçekleşme olasılığı yüksek olduğu için kesin konuşmak hiç doğru değildir. Kendi iç dünyamızda rahatsız olduğumuz konuları bu şekilde ortaya koyarız. Pişman olma korkusu ve yüzleşmeme isteğinin bir farkı yoktur. İki alan için de 'keşke yapsaydım, geç oldu, bastırdım, erteledim' denir. Yaptığı şeylerin değil yapmadığı işler için üzülmek ölüm korkusunu tetikler. Tanatofobiye sahip bireylerin insanlara bağlanma olasılığı çok düşüktür. Yaşamını ölüm ile sonlandırmak da bağlantısını kesme anlamında büyük rol oynar. Ölümü düşünen kişilerin çocukluğuna bakıldığında anne ya da babasıyla güçlü bağ kurmaya çalışıldığı gözlemlenmiştir. Anne babaya bağımlı bireylerin yetişkinliklerinde yalnız kalma korkusu başlar. İlişkilerinde, korkup kaçma, başa çıkamama ve fedakar tavırları ruhsal olarak onlara kayıp yaşatır.