Obsesyon, takıntılı düşünce ve dürtüler anlamına geliyor. Kompulsiyon ise yenileyici zihinsel eylemler ve davranışlar anlamına geliyor. İki davranış birleştiğinde ise hastalığı oluşturuyor. Obsesyon kişinin zihninden uzaklaştırmadığı düşünce, dürtü ve fikirler olarak ortaya çıkar. Takıntılı düşünceler kişinin isteği dışında ortaya çıkar.
Obsesif kompulsif bozukluk, takıntılı düşüncelerin günlük hayatı ve yaşamsal aktiviteleri etkileyecek seviyeye gelmesiyle ortaya çıkan ruhsal bir hastalık olarak biliniyor.
Kişiler söz konusu takıntıları mantık dışı olarak değerlendirse bile düşünmekten kendini alamaz. Bu nedenle yoğun sıkıntı ve huzursuzluk yaşarlar. Bunun sonucunda ise anksiyete oluşur. Obsesyonların oluşturduğu sıkıntıyı ve huzursuzluğu ortadan kaldırabilmek amacıyla yenileyici davranış ve zihinsel eylemler gerçekleştirilir.
Genellikle ergenlik dönemi ile 20-30'lu yaşları kapsayan obsesif kompulsif bozukluk, çocukluk dönemi de dahil olmak üzere her yaşta görülebilir.
Takıntı hastalığı olarak da tabir edilebilen obsesif kompulsif bozukluk, bazı belirtilerle kendisini gösterebiliyor. Söz konusu belirtilerden bazıları şu şekilde;
Aşırı kuşku duyma ve güven ihtiyacı.
Düzen, simetri ve kusursuzluk dürtüsü.
Hata yapmaktan korkma.
Pislik veya mikrop bulaşmasından korkma.
Başkasına zarar vermekten korkma.
Takıntı hali olarak da bilinen obsesif kompulsif bozukluk, bazı yaygın belirtilerle de kendisini gösterebiliyor. İşte obsesif kompulsif bozukluk ile ilgili en yaygın takıntı belirtilerinden bazıları şu şekilde;
El sıkışmamak ve kapı tokmağını tutmamak.
Değeri olmayan nesneleri toplama ve biriktirme.
Tekrar tekrar elleri yıkama ve duş alma.
Rahatsız edici düşünceleri sürekli tekrarlama.
Ocak, ütü, kilit gibi kapanması gerekli olan eşyaları sürekli kontrol etme isteği.