Neslihan Atagül'ün hastalığı merak konusu oldu! Bağırsak sendromu tehlikeli mi?

Ünlü oyuncu Neslihan Atagül'ün Sefirin Kızı dizisinden bağırsak hastalığı nedeniyle ayrılması ''Geçirgen bağırsak sendromu'' hastalığını gündeme getirdi. Eşi Kadir Doğulu'nun da bağırsaklarından problem yaşaması hastalık hakkında araştırmaları artırdı. Peki, bağırsak sendromu nedir? Bağırsak sendromu kimlerde görülür? Geçirgen bağırsak sendromuyla ilgili tüm soruların cevabını yanıtlayan Prof. Dr Vedat Göral, bağışıklık sistemi hücrelerinin yüzde 70'inin bağırsaklarda bulunduğunu söyledi. Bağırsak sendromunun nedenleri haberimizde...

AKSAM.COM.TR/MOR PAPATYA

Merve Kantarcı Çulha

Sefirin Kızı dizisindeki oyunculuğu ile büyük beğeni toplayan Neslihan Atagül geçirdiği "Bağırsak sendromu" hastalığı nedeniyle diziyi bırakmak durumunda kaldı. Eşi Kadir Doğulu'nun da aynı hastalığı geçirmesi bağırsak sendromu hastalığını gündeme getirdi. 

Neslihan Atagül'ün hastalığı bağırsak sendromu ile ilgili merak edilenleri Prof.Dr Vedat Göral'a sorduk. Bağışıklık sisteminin bozulduğu durumlarda bağırsak sendromunun ortaya çıktığını belirten Göral, "Rastgele alınan antibiyotikler, ağrı kesiciler, antidepresanlar, katkı maddeleri, işlenmiş gıdalardaki bazı maddeler, barsak mikrobiatasının bozulması, yanlış ve kötü beslenme, stres bu tabloya neden olur." dedi.

Aksam.com.tr'den Merve Kantarcı Çulha'nın sorularını yanıtlayan Medipol Mega Üniversite Hastanesi Gastroentereloji Bölümü’nden Prof.Dr Vedat Göral, bağırsak sendromunun nedenlerini anlattı.

Geçirgen bağırsak sendromu nedir?

Son günlerde gündemde olan Geçirgen Bağırsak sendromu, önemli bir sindirim sistemi problemlerinden biridir. Bu problem, kişilerin yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilmekte ve tedavi edilmediğinde, daha önemli sağlık problemlerine neden olabilmektedir.

Bağırsaklarımızın önemi, son yıllarda daha iyi anlaşılmış ve 2. Beyin olarak adlandırılmıştır. Bağırsaklarımız, birçok enzim, hormon ve faydalı maddeler salgılanmaktadır. Bağışıklık sistemi hücrelerinin yüzde 70’i bağırsaklarda bulunmaktadır.

Bağırsaklar neden bu kadar önemli?

Mutluluk hormonu olan serotoninin yüzde 90’ı, bağırsaklardan salgılanmaktadır. Bu nedenle bağırsaklar çok önemli bir organımızdır. Bağırsaklar, sindirim sistemimizin en önemli parçasıdır. Bağırsak hücreleri, sıkı bağlantılar ile bitişik bir şekilde dizilmiştir ve bu haliyle bir filtreyi andırmaktadır. Bu filtre sayesinde, bağırsaklarımızdan kanımıza yalnızca, sindirilmiş besinler, sıvılar, vitamin ve mineraller gibi zararsız maddeler geçebilirler. Eğer bağırsak hücreleri arasındaki bu sıkı bağlantı bozulursa, kanımıza, zararlı organizmalar, kimyasallar ve toksinler gibi istenmeyen maddeler de karışabilirler. İşte “geçirgen bağırsak sendromu” olarak adlandırılan bu problem, bağırsak duvarının geçirgenliği ile ilgilidir. Yani, geçirgen bağırsak sendromunun nedeni, bağırsak hücreleri arasındaki bağın bozulmasıdır.

Bağırsak sendromu neden olur?

Genelde genetik ve bağışıklık sisteminin bozulduğu durumlarda ortaya çıkar. Rastgele alınan antibiyotikler, ağrı kesiciler, antidepresanlar, katkı maddeleri, işlenmiş gıdalardaki bazı maddeler, barsak mikrobiatasının bozulması, yanlış ve kötü beslenme, stres bu tabloya neden olur.

Sağlıksız beslenildiğinde, kötü bakterilerin sayısı arttığı gibi, yararlı bakterilerin de sayısı azalıyor. Normalde bağırsaklarda 700 trilyona yakın bakteri vardır ve bunların çoğu yararlı yani iyi bakteridir. Yararlı bakteriler azalınca, kötü yani zararlı bakteriler ortama sahip olur ve bağırsak hastalıklarına ve diğer hastalıklara neden olur.

Bağırsak sorunları hangi hastalıklara yol açar?

Sonuçta, emilmemesi gereken, kimyasal maddeler, toksinler ve zararlı maddeler, barsak mukozasındaki hücre yapısının bozulması sonucu, bağırsaklardan kana ve karaciğer, beyin böbrek, kalp ve diğer birçok organlara bu maddeler geçer. Vücut bağırsaktan geçen bu maddelere karşı, savaş açar. Bazı hastalıklara neden olur.

Geçirgen Bağırsak Sendromu, günümüzde, depresyon, anksiyete, uykusuzluk, huzursuzluk, Alzheimer, demans ve multipl skleroz gibi nörolojik hastalıklara da neden olur.

Ayrıca, egzema ve allerjik cilt hastalıklarına, vitamin eksiklikleri, kansızlık, troid bezi iltihabı, gluten yani çölyak hastalığı, bağışıklık sitemi hastalıkları, ishal ve kabızlık ile seyreden huzursuz yani mutsuz bağırsak hastalığı, ülseratif kolit ve Crohn hastalığı, depresyon ve kronik yorgunluklara neden olur.

Bağırsak sendromu hastalığına karşı ne yapılmalıdır?

İşlenmiş ve paketlenmiş gıdalardan mümkünse uzak durulmalı, mümkünse natürel ve organik beslenmeli, doğal besinler tüketilmelidir. Çünkü doğal olmayan besinler, tarım ilacı, ağır metal vb. zararlı maddeler içerebilir ve bu maddeler ise bağırsak duvarına daha fazla zarar vererek, barsak duvarında geçirgenliğe neden olabilir. Sebze ve meyveleri mutlaka iyice temiz yıkamalı ve hijyen kurallarına uymalıyız.

Günlük şeker tüketimi sınırlandırılmalı ve stresten uzak durulmalıdır. Stres sürekli hâle gelirse, başta bağırsak problemleri olmak üzere pek çok sağlık sorunu ortaya çıkabilir. Bu nedenle Mutluluk üretmeliyiz.

Mutluluk, huzur ve sevgi olunca, kolay kolay hastalanılmıyor. Mutluluk hormonu olan serotoninin yüzde 90’ı bağırsaklarda üretilmektedir. Bağırsak ve beynimiz mutlu ise vücudumuz da mutlu olur ve hastalıklar meydana gelmez. Gereksiz antibiyotik, ağrı kesici, ilaçlar ve alkol, sigara kullanımından sakınmak gerekir. Gereksiz ilaç kullanımı, bağırsak florasını bozan ve yararlı bakterileri öldüren en önemli etkenlerdendir.

Bağırsak sendromuna karşı beslenme nasıl olmalı?

Lifli gıdalar ve probiyotik besinler tüketilmeli, daha çok ev yoğurdu, kefir tüketmeliyiz. Tüm bunlar bağırsaklarınızdaki dost bakterilerin korunmasını ve bağırsak florası sağlığının daha iyi olmasını sağlar.

Zeytin yağı ve hindistan cevizi yağı gibi sağlıklı ve doğal yağları tüketmenin, bu hastalığın oluşmasına engel oluğu belirtilmektedir.

Tedavi amaçlı, yoğurt, kefir, probiotik ve prebiotik ilaçlar/gıdalar, kaynamış kemik ve et suyu, iyi zeytin yağı ve Hindistan cevizi yağı önerilmektedir. Fermente sebzeler, yani ev turşuları, bağırsak mikrobiyotasının zenginliğini artırarak, koruyucu duvar oluşturması açısından önemlidir.

Sonuç olarak, mutluluk ve düzgün beslenme, hayatımızda beslenmenin, altın kuralı olmalıdır.