Arkeologlar tarafından bulunan en eski mürekkep tarifi eski Mısırlılara aittir. Çağımızdan çok önce, papirüsün köklerini yakmaktan elde edilen kül karışımı ve bir sakız çözeltisi yada akasya ya da kirazın yapışkan kıvamlı suyu ile boyama yapılıyordu. İnternet üzerinden araştırılan "Mürekkebi kim buldu? Mürekkep içine hangi maddeler eklenir?" sorusuna bu haberimizde yanıt arayacağız.
Milattan önce 2500'lü yıllarda Çin mürekkebi bulunmuştu, aynı zamanda Mısırlılarında mürekkep kullanması aynı zamanlarda bulduklarını göstermektedir. Asur, Mısır ve Yunan Medeniyetlerinden kalan taşlar üzerine yazılmış yazılar, Toprak levhalar değişik kalıntılardır. Mısırlıların yeraltındaki mezarlarından çıkarılan mürekkeple yazılmış olan papirüsler de bulunan kanlıntılar arasındadır.
Bulunan elyazmalarında Calamus ve tüy kalem kullandıkları sanılmaktadır. Romalılar ve Yunanlılar düşüncelerini aktarmak için sadece tabletleri ve kazı kalemlerini kullanmıyorlardı. Bunların yanı sıra mürekkep kullandılar. Zaten Plinius, Marcus Vitrunius Polio ve Dicskorides`in yazıtlarında mürekkebin formüllerine rastlanmaktadır.
Bu mürekkebi, günümüzde kullanılan mürekkep çeşitleri ihtiva etmektedir. Boya maddesi olarak sentetik pigmentler kullanılmaktadır. Bugünkü mürekkeplerde yıkanabilirlik özellik de aranmaktadır. Kalitesinin artması için demirsülfat, gallik ve tannik gibi asitler de katılmaktadır.
1940 senelerinden sonra tükenmez kalem (bilyalı uç), keçe kalem, ince uç fiber kalemler ortaya çıkınca, mürekkep yapımında da değişmeler olmuştur. Mürekkep içine, gropilen glikol, propil alkol, toulen, gliko eter gibi organik maddeler de katılır. Bunlar mürekkebe, akışkanlık ve kuruma özellikleri vermektedir.
Eskiçağ'da sepi ali ve demir tannanlı mürekkepler biliniyordu. Bu mürekkeplerin, elyazmalarını kopya eden sanatçılar tarafından kullanıldığı sanılmaktadır. Bazı parşömenlerde, baş harflerin erguvan rengi (temel maddesi zencefre, cıva sülfür ve kantaşı) mürekkeple yazıldığı görülür.
Bizanslılarda kırmızı mürekkep (kutsal mürekkep), imparatorluk yazışmalarında kullanılırdı ancak 470 Fermanı'yla bu mürekkebin özel yazışmalarında kullanılması yasaklandı.
Ortaçağ elyazmalarında, altın ve gümüş yıldızlı çeşitli mürekkeplere rastlanılır. Bu çağda, siyah mürekkep yapımında, özellikle mazı urundan yararlanılırdı. Fakat bu yapım usulü çok ilkeldi ve mürekkep kalitesiz olduğu için, bugün elde bulunan yazmalar ya soluk ya tamamen renksizdir.
18. yüzyılda, mürekkep yapımında bir gelişme görüldü ve daha bilimsel usullere başvuruldu. Yeniçağ'da çok çeşitli ve renk renk mürekkepler ortaya çıktı. Daha sonra dolmakalem mürekkebi, kopya mürekkebi, marka mürekkebi; tipografi, litografi baskılarda kullanılan yağlı, altın, gümüş, bronz yıldızlı matbaa mürekkepleri yapıldı.
Türkler, 20. yüzyıla kadar, genellikle bezit yağının yakılmasından elde edilen bezir mürekkebini kullandılar. Siyah mürekkep ise, Musul mazısı, sirke, göztaşı ve temiz suyun kaynatılıp süzülmesinden sonra, içine biraz Arap zamkı katılmasıyla hazırlanılırdı.
Uzun süre, mürekkep yapım usûlleri gizli tutuldu. Her matbaacı, mürekkebini kendi yapıyordu. Ancak 1818 yılında Fransız matbaacısı Pierre Lorilleux, ilk mürekkep fabrikasını kurdu ve yaptığı mürekkepleri, diğer matbaalara satmaya başladı.
GÖRÜNMEZ MÜREKKEP
Savaş dönemlerinde, ajanların haber iletimi pek güvenli değildi. Açık yazılmış mektuplar okunabilir, şifreler çözülebilir, telefonlar dinlenebilirdi. Bu yüzden, gizli bilgi aktarmak isteyenler, her zaman görünmez mürekkeplere başvurmuşlardır.
Yazı mürekkebi, günümüzden 6,000 yıl kadar önce Mısır'da bulunduğuna göre gelişi güzel kimselerin okuyamadığı mürekkep de bu tarihlerde bulunmuş olabilir. Bizanslı Philomenes, meşe yazısından elde edilen bir gizli mürekkepten söz etmiştir. George Washington ile Kont Rumford, yazışmalarda bu mürekkebi kullanmışlardır. Bu mürekkebin okunur hale gelmesi için bir dizi kimyasal işlem yapılması gereklidir,
ÇİNİ MÜREKKEBİ
Çini mürekkebi çizim maksadına uygundur. Çini mürekkebi, rafine edilmiş lamba siyahının suda eriyiğidir. Buna "Hind" mürekkebi de denir. Modesu çini mürekkepleri, karbon yerine çeşitli mineral pigmentleri ihtivâ eder.
MATBAA MÜREKKEPLERİ
On beşinci yüzyılda görülen ilk matbaa mürekkebi, keten tohumu ile tabiî reçinenin karbon karasının karıştırılmasından yapılmıştır. Modern baskı sistemlerinde kullanılan mürekkepler sentetik pigmentler, yapıştırıcılar, solventler ihtiva eder. Baskı cinsine göre çabuk veya geç kuruyan mürekkepler vardır. Ayrıca kuruma zamanı, baskı makinasında dışardan da kontrol edilir. Kuruma kobalt veya kurşun ile hızlandırılabilir. Bâzı mürekkepler tatbik edildiği şartlarda emilerek kurur. Gazetelerde bu tür mürekkepler kullanılır. Mürekkep içerisine çabuk uçucu solventler konulursa baskı yapıldıktan sonra solvent, normal sıcaklıkta hemen uçarak geride reçineli boya maddesini bırakır. Bu özelliğiyle matbaada daha pratik bir yapıya kavuşmuş olur. Çok hızlı bir gelişme ve değişme içerisinde bulunan matbaacılıkta mürekkebin çok önemli bir yeri vardır.