Yeliz Gediman
Tarihin en büyük hekimlerinden biri olan İbn-i Sina, yalnızca tıbbın değil, insan doğasının da derinliklerine inen bir alimi olarak hafızalara kazındı. Onun kullandığı kadim yöntemlerden biri olan bu ilim, bugün yeniden ilgi görüyor.
Mizaç türüne göre insanların yapısal özelliklerini, davranışlarını ve hastalıklara yatkınlıklarını dört temel unsurla açıklayan bu öğreti, bireyin hem kendini tanımasına hem de sağlıklı yaşam sürmesine ışık tutuyor.
MİZAÇ İLMİYLE KİŞİLİK ANALİZİ
Mizaç, insanın doğuştan gelen yapısal ve ruhsal özelliklerini ifade eder. İbn-i Sina ve çağdaşı kadim hekimler, kişileri dört grup üzerinden sınıflandırmıştır: Demevi (hava), Safravi (ateş), Balgami (su) ve Sevdavi (toprak). Bu dört ana grup, hem fiziksel görünümü hem de kişilik özelliklerini belirleyen unsurlar içerir.
Bu ilme göre her bireyin bir yaratılış kodu vardır ve bu kod kişinin yaşam biçiminden hastalıklara olan yatkınlığına kadar birçok unsuru etkiler. Bu yüzden, doğru tanı ve tedavi için bireyin mizacını bilmek, sadece hekimler için değil herkes için büyük önem taşır.
İbn-i Sina'ya göre bu dört unsurun yol göstericiliğinde kendi mizacını bulmak, hem fiziksel hem ruhsal dengeye ulaşmanın ilk adımı olabilir.
SEN HANGİ ELEMENTİN İNSANISIN?
1. Demevi Mizaç – Hava:
Sıcak ve nemli yapısıyla tanınan bu grup, dışa dönük, enerjik ve yönetici özellikleriyle öne çıkar. İyi bir dolaşım sistemine sahip olan bu kişiler, kanla ilgili rahatsızlıklara yatkındır.
2. Safravi Mizaç – Ateş:
Yüksek enerjili, kuru ve sıcak yapıya sahip bireylerdir. Liderlik vasıfları güçlüdür, ancak sabırsız ve zaman zaman öfkeli olabilirler. Cilt problemleri ve sindirim sistemi rahatsızlıkları yaygındır.
3. Balgami Mizaç – Su:
Soğuk ve nemli özellikleri taşıyan bu grup, sakin, planlı ve sabırlı bireylerden oluşur. Genellikle duygusal dalgalanmalar ve depresyona yatkınlık görülür. Bu kişiler fazla nemli gıdalardan uzak durmalı, daha sıcak ve kuru ortamları tercih etmelidir.
4. Sevdavi Mizaç – Toprak:
Soğuk ve kuru yapıdaki bu insanlar, detaycı, derin düşünen ve analiz yeteneği yüksek bireylerdir. Ancak, kaygı ve huzursuzluk gibi ruhsal sorunlara meyillidirler.
İBN-İ SİNA'NIN GÖZÜNDEN SAĞLIKLI YAŞAMIN SIRRI
İbn-i Sina, tedavi yöntemlerini belirlerken hastalarının mizacını mutlaka göz önünde bulundururdu. Ona göre bir hastalığın kökeni, bu elementlerdeki dengesizlikten kaynaklanıyordu. Bu yüzden, bir kişi mizacına uygun şekilde beslenmeli, uyumalı ve yaşam tarzı belirlemeliydi.
İbn-i Sina'nın yüzyıllar öncesinden getirdiği bu ilim, insanı sadece hasta olduğunda değil, sağlıklıyken de anlamaya çalışan bir felsefeye dayanıyor.
İbn-i Sina'nın bin yıllık kadim bilgeliği, bugün hala insanların kendilerini daha iyi tanımasına, doğru kararlar almasına ve sağlıklı bir yaşam sürmesine yardımcı oluyor.