En büyük neden "Helicobacter pylori" adlı bir mikroptur ve düzenli NSAİ ilaçlar (aspirin, antiromatizmal ilaçlar) alımıdır. Diğer muhtemel nedenler arasında genetik yatkınlık (irsiyet) , her türlü stresler, kortizon türü ilaçlar, alkol, sigara, kahve alışkanlığı , çevre kirliliği sayılabilir.
ÜLSER HANGİ YAŞ ARALIĞINDA SIKLIKLA GÖRÜLÜR?
Toplumumuzda herhangi bir zamanda mevcut ülserli hasta (yeni geçiren veya geçirmiş) yüzdesi %2-6'dır. Duedenal (onikiparmak barsağı) ülseri, mide ülserine göre çok daha fazla görülür. Duedenal ülser 30-50 yaşları arasında daha sık olup, erkeklerde kadınlara göre 2-4 kat daha fazladır. Mide ülseri 60 yaşından sonra daha sık gözlenir ve kadınlarda daha çok görülür.
ÜLSERİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
En sık rastlanan belirti karnın üst kısmında kemirme ve yanma şeklinde ağrı olmasıdır. Genellikle öğün aralarında meydana gelir. Gece hastayı uykudan uyandırabilir (daha çok duedenal ülserde). Yemek yemekle ve antiasit dediğimiz mide asidini nötürleyen çiğneme tableti ve pastillerle birkaç dakika ile birkaç saat arasında ağrı hafifler. Sonbahar ve ilkbaharda ağrıların sıklığı artar. Ülserli hastalarda daha az sıklıkla meydana gelen belirtiler bulantı, kusma (özellikle ağrı varken oluşur, kusunca ağrının azalması veya kesilmesi çok tipiktir) , iştahsızlık ve kilo kaybıdır.
ÜLSERİN TEHLİKELİ SONUÇLARI NELERDİR?
KANAMA
Üst sindirim sistemi kanamalarının en büyük nedeni ülserlerdir. Bazen daha önce hiç mide ağrısı şikayeti olmayan kişilerde bile görülebilir. Bu kişiler "kahve telvesi" renkli bir materyal kusarlar ya da "katran renkli" siyah gaita dışkılarlar. Başka belirti olmadan gaitasının siyah renkli olduğunu fark eden kişilerin mutlaka bir sağlık kurumuna acil olarak başvurması gereklidir. Kusma ve siyah renkli feçes olmadan önce aniden fenalık gelmesi, soğuk soğuk terleme halinde üst gastrointestinal kanamadan kuşkulanılmalıdır.
PERFORASYON (MİDE DELİNMESİ)
Mevcut ülserin derinliğinin artması ve tüm mide-duedenum katmanlarını geçerek delinmesidir. Mide asit-pepsin içeriğinin karın boşluğuna geçmesi sonucu aniden ve şiddetli bir ağrı oluşur. Karın tahta gibi sertleşir, kıpırdama ve yürüme ağrı nedeniyle zorlaşır. Tedavi genellikle ameliyat iledir.
TIKANMA
Özellikle duedenum ve pylor kanalında akut ülserin doku ödemi (şişliği) meydana getirmesiyle, uzun süredir derin ülserin olması sonucunda nedbe dokusu oluşması nedeniyle, yiyecek, içecek ve mide suyunun geçimini (pasajın) daralması (stenoz) , hatta tıkanmasına neden olur. Hasta yediği ve mide suyunun devamlı salgılanmaya devam etmesi sonucu mide içinde biriken , ileriye gidemeyen materyali kusar. Kusma bol ve süreklidir. Hasta yese bile yiyecekler hazmeden organlara geçemediğinden (hazım-emilim- mide değil,onikiparmak barsağı ve ince barsaktadır), sürekli kilo verme mevcuttur. Teşhis biran önce yapılıp ameliyat edilmelidir.Ülserin teşhisi nasıl yapılır?
Fizik muayene ve ultrason ile ülser herhangi bir işaret vermez. Ancak bize başka hastalıkları ekarte etme şansı verir. Birçok doktor asit bloke eden ilaç vererek ilaçları 2 hafta kullandıktan sonra belirtilerde düzelme olmamasıyla ülser olmadığını düşündürür (tedaviden teşhise). Zaten pratik olarak başka teşhis yoktur. Ülser tanısı için üst sindirim sisteminin radyolojik tetkiki veya üst sindirim sistemi endoskopisi (özofagogastroduedenoskopi) gereklidir.
ÜLSER TEDAVİSİ
MİDE - DUEDENUM GRAFİSİ
Baryum içirilerek , baryumun mideden geçişi sırasında , mide ve duedenum hattının anotomik yapısı gözlenir.
ENDOSKOPİ (GASTROSKOPİ)
Küçük, ışıklı , kıvrılabilen bir boruyla yemek borusu, mide ve onikiparmak barsağının gözle direkt olarak gözlenmesidir. Görülmesi gereken organların yaklaşık her yeri net bir şekilde gözlenebilir. İşlem hastaya genellikle sakinleşmesi için bir ilaç verilerek yapılır. İşlem sırasında, patolojik tetkik ve üreaz testi için biyopsi alınabilir. Biyopsi alımı herhangi bir rahatsızlık veya ağrıya neden olmaz.
DİYET
Geçmişte baharatlı , acı, ekşi, turşudan, yağlı ve asidik yiyeceklerden kaçınılması gerektiği söylenip , süt tedavisi verilirdi. Bugün ülser için özel bir diyet olmadığı gibi gece yatmadan önce içilen sütün zararı bile olabilir. Özel diyetin ülseri iyileştirmede katkısı olmadığı deneylerle gösterilmiştir. Şu anda kişisel olarak şikayetine sebep olduğu düşünülen yiyecek maddesinin kısıtlanması gerektiği söylenmektedir. (Örneğin ülserli bir kişiye soğan yemek dokunmuyorsa yemesinde bir sakınca yoktur). Ancak ülserli hasta sigarayı (eğer çok içiyorsa) bırakmalıdır. Sigara içiminin ülser iyileşmesini geciktirdiği, sık ülser mikslerine neden olduğu gösterilmiştir. Genellikle ülserli hastalar aspirin ve benzeri romatizma ilacı almamalıdır. Alkol alımı, yüzeyel mukoza direncini bozarak, gastrite ve ülser iyileşmesinde gecikmeye yol açabilir. Akut ülserde özellikle alınmamasında yarar vardır.
İLAÇLAR
Gastroözofajial reflü tedavisinde ve ülserde kullanılan ilaçlar H2 reseptör blokerleri (Ranitidin , Famotidin , Nizatidin) ve proton pompa inhibitörleri (omeprozol, lansoprol) dir. Bunlar mide asitlerini azaltarak yakınmaları rahatlatırlar. Ayrıca mide mide asitinin ülser üzerine etkisini ortadan kaldırarak, iyileşmeyi sağlarlar. Protein pompa inhibütörleri asiditeyi azaltmada, H2 reseptör blokerlerine oranla daha güçlüdür. Ancak daha pahalıdırlar. Helikobacter pylori saptanan hastalarda, protein pompa inhibütörleri kullanılan antibiyotiklerle birlikte helikobacter pyloriyi yok etmede etkilidirler.
AMELİYAT
Birçok ülser ilaçla iyileşir. Kanama, stenoz (daralma -tıkanma) , delinme meydana gelirse, tıbbi tedaviye cevap vermezse acilen ameliyat gereklidir.