Matematikte başarısızlığın sebepleri

LGS'nin ardından herkesin tek konuştuğu ders her zamanki gibi matematik oldu. Birçok öğrenci soruların üniversite sınavı düzeyinde olduğunu söylerken birçoğu da uzun olduğunu belirtti. Eğitimciler ise LGS gibi sınavlarda zorluk derecesinin sürekli matematik üzerinde yoğunlaştırılmasından memnun değil. Peki, öğrenciler matematikte neden başarısız? Uzmanlara öğrencilerin 2021 LGS matematik korkusunu sorduk. İşte matematikte başarısızlığın sebepleri...

AKSAM.COM.TR/MOR PAPATYA

Merve Kantarcı Çulha

2021 LGS matematik sorularının zorluğu hem öğrenciler hem de eğitimciler tarafından sosyal medyada gündem oldu. Öğrenciler soruların zor olmasından şikâyet ederken eğitimciler matematiğin zorluk algısına tepkili. Öğrencilerin neden matematik konusunda başarısız olduğuyla ilgili birçok kişi düşüncesini sosyal medyada dile getirdi. Öğrencilerin matematik başarısızlığını uzmanına sorduk.

Aksam.com.tr'den Merve Kantarcı Çulha'ya açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Veysi Çeri, öğrencilerin matematikteki başarısızlığının nedenlerini anlatarak ailelere önerilerde bulundu.

TEMEL NEDEN YANLIŞ DÜŞÜNCE

Sınavlarda yıllardan beri matematikle ilgili sorun olduğunu belirten Doç. Dr. Veysi Çeri şunları söyledi:

"Yıllardan beri bunu görüyoruz. İşin daha ilginci okullarımızda matematiğin öncelendiği ve matematiğin baskın olduğu bir sistem söz konusu. Buna rağmen bir türlü gerek ulusal sınavlarda gerekse de uluslararası sınavlarda matematikte istediğimiz başarıyı yakalayamamamız dikkat çekiyor. Temel nedenlerinden birinin matematiğe dair yanlış düşünce, inanç ve kavrayışımız olduğunu düşünüyorum. Bugün baktığımızda 2-3 yaşlarında görsel ya da uzamsal muhakeme dediğimiz çocukların nesnelerin, uzaydaki durumunu, konumunu, hacmini, şeklini ve boşlukta nasıl durduğunu zihinsel olarak düşünme kavrama ve algılama anlama kapasitesinin geliştiğini ve çocukların nesnelerin uzaydaki durumunu anlamaya dönük alıştırmalarda bulunduğunu görüyoruz. Mesela elindeki nesneyi atıp çıkardığı sesten yüksekliği anlamaya çalışma ve bunu defalarca yapmak gibi. İşte bu yetiler gelecekteki matematik başarısıyla yakından ilişkili. Araştırmalar da uzamsal muhakeme ne kadar iyiyse çocukların matematikte o kadar başarılı olduklarını gösteriyor. Bizde baktığımızda maalesef bizler matematiği sadece okullarda matematik eğitimi vererek öğretmeye çalışıyoruz. Ve bir türlü başarılı olamıyoruz. O yüzden 3 yaşından itibaren çocukların uzamsal yeteneklerini geliştirmeye yönelik çalışma ve uygulamaların olması gerekir."

BAŞARI İÇİN NELER YAPILABİLİR?

Matematikte rutinlerin ve aktivitelerin öneminden bahseden Doç. Dr. Veysi Çeri, şunları önerdi:

"Küçük çocuklar günlük rutinleri ve aktiviteleri boyunca erken matematik becerilerini kullanıyor. Bu iyi bir haber çünkü bu beceriler okula hazır olmak için önemlidir. Ancak erken matematik, oyun sırasında hesap makinesini çıkarmak anlamına gelmez. Okula başlamadan önce bile çoğu çocuk günlük etkileşimler yoluyla bir toplama ve çıkarma anlayışı geliştirir. Örneğin, Ali'ın 3 elması var; Mehmet bir tane istiyor. Ali bir tane paylaştıktan sonra, iki elmasının kaldığını görmesi onda matematiğe dair bazı kavramların o yaşlarda anlaşılmaya başlamasını sağlar. İşte erken yaşlarda çocukların yaşıtlarıyla yeterli etkileşimi de ilerdeki matematik başarısını etkiler. Diğer matematik becerileri, çocuğunuzla paylaştığınız günlük rutinler aracılığıyla tanıtılır; örneğin, yukarı veya aşağı hareket ederken adımları saymak. Bunun gibi oyunsu etkinlikler, çocuklara okulda başlayan resmi matematik öğretiminde kolaylık sağlayabilir.

Boyut, şekil ve desenleri anlamak üzere çokça nesneyle temas ederek oynamak ve kurcalamak,

Sözlü sayabilme (önce ileri sonra geri)

Rakamları tanıma

Bir miktar su ya da sütün farklı kaplara doldurularak kabın şekline göre konum değiştirmesi,

Nesneleri benzerliklerine göre eşleme, şekillerle ilgili oyunlar vs. erken dönem matematik becerisi için gerekli olan uzamsal muhakeme yeteneğini güçlendirecektir. Ancak küçük çocuklar için şekil, boyut, boşluk, konum, yön ve hareket fikirlerini tanıtma ve deneyimleyerek kavramalarını sağlamak daha faydalı olacaktır.

Sonuç olarak uzamsal muhakeme ile zihinselleştirme kapasitemizi geliştirmek bunun için de çocuklara erken yaşlardan itibaren dünyayı olabildiğince çokça deneyimleyerek ve severek öğrenmelerine olanak tanımak ve elektronik oyuncaklardan çok kurcalamaya yap-boz ve Lego gibi oynanan oyuncuları sunmak ile matematiksel kavramları sevdirmek en önemli hususlardır."

"ASLINDA ÖĞRENCİLER BAŞARISIZ DEĞİL"

Prof. Dr. Sefa Bulut ise şunları söyledi:

"Aslında öğrenciler matematikte başarısız değil. Sadece diğer derslerle karşılaştırılınca matematik net oranları düşük. Bu da şundan kaynaklanıyor olabilir. Matematikteki sorular basamak basamak. Birinci basamağı yapıp ikinci üçüncü basamağa geçtikleri için belki öğrencilerin bir kısmı oralarda takılıyor olabilir.

TEMEL EKSİKLİĞİ ÖNEMLİ BİR SORUN

Diğer bir sebep de yine matematikteki bilgiler üst üste binen bilgiler olduğu için hani basit konuları bilip ondan sonra onun üstüne karmaşık konuları eklemeleri gerektiği için bunla ilgili bir sorun olabilir. Öğrenciler geçmişte öğrendikleri ile sorun yaşayıp yeni bir bilgi yeni bilgilerin üstüne yeni bilgiler eklemek de zorluk çekebilir. Çünkü matematik basit şeylerden yola çıkarak karmaşık işlemleri yapmaktır. Aslında bu nedenle daha önce bildikleri şeyleri bilmiyorlarsa ya da tam temeli sağlam olmadıysa son anda çalışmak onları zorlayabilir.

MATEMATİĞİN SOYUT OLMASI DA BİR NEDEN

Diğer bir etken de matematik sayısındaki netin az olmasının bir sebebi de matematik konularının soyut olmasıdır. Matematiğin uzay şekil algısı ile ilgili olması konuların daha soyut olması bundan dolayı öğrenciler zorlanıyor olabilir. Örneğin fen bilgisinde canlılar, kimyasal maddeler, taşlar, topraklar, canlılar, mikroplar, virüsler var. Çocuklar bunları belki görebilir, duyabilir. Ama matematiğin yok. Matematiğin konuları ise asla bunların hepsine temel teşkil eden en üst düzeyde en soyut olan konu. Ondan dolayı da çocuklar zorluk çekebilir. Çünkü bu soyut konuları anlayabilmek için çocukların da zihinlerini geliştirmesi gerekir."

"PROBLEM MATEMATİK DEĞİL"

Dokuz Eylül Üniversitesi Üstün Yetenek ve Matematik Eğitimi Doç. Dr. Burak Karabey ise sosyal medyada LGS matematik sorularıyla ilgili şunları dile getirdi:

"LGS 2021 Matematik için ortak algı zor olduğu... Doğal olarak çocuklarımızı matematikten uzaklaştırmak, zihinlerindeki yapılamaz ders olma özelliğini düzenli olarak artırmak yönünde yine bir başka başarı! Her ders zor soruya sahiptir ancak bunu ısrarla matematikte yapmayı bir türlü anlamıyorum. Diğer derslere dağıtılan bir zorluk derecesi, kademe neden yapılmaz? Amaç nedir? Başka bir bakış açısıyla matematik zaten kolay değildir. Zaten kolay olduğu için de matematik öğrenilmez. Matematiği anlamlı hale getirmek ve öğretimin derinliği önemlidir. Ülkedeki pandemi sürecinde fırsat eşitsizliği düşünülürse matematik becerisinin bundan en çok etkilenen olması gayet normal. Ayrıca yapılan bir çok araştırma da uzaktan eğitimde öğrenimi en zor olarak maalesef matematiği gösteriyor. Ancak bu sınavı matematik anlamında bu derece zorlu yapmayı tüm bunlar anlamlı kılmaz. Sınava giren tüm gençlere geçmiş olsun diyorum. Problem matematik değil inanın gençler, bizim ülke olarak matematik anlayışımız maalesef."