Çalışan anne ve babaların en büyük sorunu gün içerisinde çocuklarından ayrı kalmak. Anne-babasından ziyade büyük anne ve büyükbabalarıyla daha fazla vakit geçiren çocuklar kuşak çatışmasının ortasında kalabiliyor. Bu ikilem ve farklı yetiştirme tarzı çocuğun psikolojisini olumsuz etkileyebilir. Uzmanlar ise kuşak çatışmanın önüne geçecek önemli tavsiyelerde bulundular.
DHA'da yer alan habere göre, büyükanne ve büyükbabalar kendi çocuklarını yetiştirirken müsaade etmedikleri şeylere, torunlarına müsaade edebiliyorlar. Bu da ilk bakım veren anne ve dolaylı bakım veren büyükler arasında bir çatışmaya yol açıyor.
"BEBEĞİN YANINDA ANNE BABALARI ELEŞTİRMEYİN"
Çocukla ilgili anne ve babası tarafından alınan kararlara, giyimine, sağlıkla ilgili sürecine ve dikkat edilmesi gereken şeylere saygılı olmanın gerekliliğini vurgulayan Klinik Psikoloji Bilim Uzmanı İlkgün Demir şu ifadeleri kullandı:
"Bebek dahi olsa yanında anne ve babası eleştirilmemelidir. Zaten bebek, çalışmak zorunda kalan annesinden ayrılırken bir travma yaşıyor. Bu ilerleyen eleştirilerle birlikte yeri doldurulamayacak bir terkedilme ve istenmiyorum duygusuna yol açabilir. Karşılıklı güven ilişkisi ortamında yetişen çocuk ise bunu hangi yaşta olursa olsun hissedecek ve o terkedilme duygusunu tanımlamayacaktır. Bu güvenli ve şefkatli ortamda hem büyükanne ve dedelerle anılar yaratacak hem de anne ve babasının zorunlu oldukları için onu bıraktıklarını hissettiği için kaygılı bir çocuğa dönüşmeyecektir. Elbette anne ve baba olmayı özlemiş olabilirsiniz, torununuzda kızınızı ve oğlunuzu görüyor olabilir ve hatta onardan dahi fazla seviyor olabilirsiniz. Sizin döneminizde yapılan bebek bakımına dair uygulamalar günümüz literatüründe değişmiş olabilir ya da gelininizin/kızınızın kendi bebek yetiştirme stili, anneliği sizinkinden farklı olabilir. Empati kurunca zaten bebeğini bırakmış bir anneyi anlamak ve samimi, içten, yardımcı bir destek olan olduğunuzu hatırlamalı ve hatta bebeğin annesine duygusal anlamda da destek olmalısınız."
"BAZEN TECRÜBE BİLGİYİ DÖVER"
Bu süreçte ebeveynlerin de aile büyüklerine karşı sorumlulukları olduğunu belirten İlkgün Demir, "Anneler ve babalar olarak bu desteğe gönüllü olan büyüklerinizin de hakkını vermek, onları el üstünde tutmak, sorunlarınız varsa şefkatli bir üslup ile konuşmak, taleplerinizi açıklayıcı şekilde iletmek ve güven duymak zorundasınız. Büyüklerimiz bizler kadar çocuk psikolojisine ve yeniliklere hakim olmayabilir. Bu anlamda belki bunu ara ara büyüklerinizle konuşabilir, önemini anlatabilirsiniz ki gerçekten bir çocuğu harika bir mimari esere benzetirsek, temeli güvenli bağlanmadır. Anne ve baba olarak çalışma hayatınız ne kadar yoğun olursa olsun bebeğin sorumluluğu size aittir. Annelik stili farklı diye büyüğünüzü rencide etmek, eleştirmek yerine her zaman bebeği merkeze alarak sağlıklı iletişimi seçiniz, elbette farklılıklar olması çok normal. Onları dinlemeyi ve deneyimlerini yok saymamanızı öneririm. Zira onların tecrübesi, sizin bilginiz var. Bazen tecrübe bilgiyi döver." ifadelerini kullandı.