Kulak çınlamasının ciddi hastalıkların habercisi olabileceği konusunda uyaran Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ünal Bayiz, işitme testinin önemine dikkat çekti. Bayiz, “Yüksek sesli müzikten korunma, kan basıncı kontrolü, tuzlu yiyecek, kahve, kola ve sigaradan uzak durma, egzersiz yapmak önemli” dedi.
Kulak çınlaması, kulak tıkanmasına yol açan basit sebeplerden, kulakla ilgili enfeksiyon ve tümörlere kadar birçok sebebe bağlı olarak ortaya çıkabiliyor. Sanıldığı kadar basit olmayan çınlama, ciddi hastalıkların habercisi de olabiliyor. Kulak çınlamasını dışarıdan hiçbir ses veya uyaran olmadığı halde duyulan çınlama, uğultu, şırıltı, düdük gibi seslere kulak çınlaması olarak tanımlayan Medicana Kadıköy Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ünal Bayiz, önemli bilgiler verdi.
HAMİLELİK SÜRECİ ÇINLAMA NEDENİ OLABİLİR
Sesin, çok yoğun veya zayıf olabileceği gibi, tek veya çift kulakta da görülebildiğini ifade eden Prof. Dr. Ünal Bayiz, “Vücutta herhangi bir bozukluk kendini kulak çınlaması olarak gösterebilir. Genellikle, ilerleyen yaş ile birlikte gelişen kulak çınlaması doğal bir semptom olarak kabul ediliyor. Ancak kulak çınlamasının ardındaki neden mutlaka araştırılmalı ve işitme kaybı kontrol edilmeli. Hamilelik süreci de kulak çınlamasına neden olabilir. Yüksek gürültüye maruz kalmanın da çınlama ve işitme kaybı yaratabilir. Ayrıca kafein, nikotin ve alkolün çınlamayı artıran unsurlardandır” diye konuştu.
KULAK ÇINLAMASININ SEBEPLERİ ARAŞTIRMALI
Kulak çınlamasının başlangıç zamanının, çınlamaya eşlik eden viral bir hastalığının olup olmadığı, gürültü ya da travmaya maruz kalınıp kalınmadığının son derece önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Ünal Bayiz, şikâyetin çift kulakta birden ya da tek taraflı mı olup olmadığının hastadan öğrenilmesi gerektiğini söyledi. Sesin türünün çan sesi, tıslama, çoklu sesler gibi seçeneklerden hangisine yakın olduğu ve seslerin oluşma sıklığının da sorgulanması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Ünal Bayiz, çınlama şikâyeti ile gelen hastalarda, kulak muayenesinin ardından, varsa kulaktaki kirin temizlenerek kulak zarının değerlendirilmesi gerektiğini belirtip şöyle sözlerine devam etti:
“İlk muayenenin ardından normal sonuçlar elde edildiyse, mutlaka işitme testi yaparız. İşitme testinde hastalara düşük ve yüksek frekanslarda sesler verilir. Kulak temizlenip birkaç gün takip edilir. Çınlama geçmiyorsa o zaman ileri tetkikler yapılmaya başlanır. Orta kulakta sıvı birikmesi, kulak zarlarındaki çökmeler çınlamayı tetikleyebilir. Orta kulak kireçlemesi hem işitme kaybı hem de çınlama yapabilir. İşitme kaybı olan hastalara işitme cihazı önerilir. Çınlamanın seyrine göre nörolojik muayene, odyolojik değerlendirme gerekebilir. Radyolojik görüntüleme yöntemleri ve laboratuvar tetkikleri de tanı koymada yardımcıdır.”
KİŞİYE ÖZEL TEDAVİ ÖNEM TAŞIYOR
Çınlamanın sebebi ortaya konduktan sonra kişiye özel bir tedavi uygulanacağını söyleyen Prof. Dr. Ünal Bayiz, “Yüksek sesli müziğe maruz kalmaktan korunma, kan basıncının kontrolü, tuzlu yiyeceklerden, kahve, kola ve sigaradan uzak durma, egzersiz yapma gibi tavsiyeler ‘kulak çınlamasına ne iyi gelir?’ sorusuna verilebilecek en iyi cevaptır. Kulak çınlamasının tedavi yöntemleri, çınlamanın sebebine göre şekilleneceğinden tedavi seçenekleri oldukça geniş bir yelpazede yer alır” ifadelerini kullandı.
KULAK ÇINLAMASININ SEBEPLERİ NELER?
Prof. Dr. Ünal Bayiz, son olarak kulak çınlamasının altında yatabilecek nedenleri şu sözlerle sıraladı:
“Kulakta kir ve tıkanıklık, işitme kaybı, enfeksiyon, orta veya iç kulakta kireçlenme, tümörler, işitme iletim yollarındaki bozukluklar, kulak damarlarındaki yapı bozuklukları, kulak içi tansiyonu, boyunda kas hastalıkları veya boyun fıtıkları, baş ve boyun bölgesinde yaşanan travmalar, beyinde meydana gelen kanama, kırık, kulak basıncındaki bozulma, çene eklemindeki sorunlar, metabolik hastalıklar, anemi, menopoz dönemi, hormon değişiklikleri, çinko, B12, B1 vitamini eksiklikleri, böbrek fonksiyonlarında bozulmalar, sodyum, potasyum değerlerinin ve elektrolit dengelerinin değişmesi, damarlarda yağlanma ve kolesterol yüksekliği, ritim bozukluğu, kalp yetmezliği, kalp büyümesi.”