Koronavirüsün çocukta bıraktığı etki nedir? Evde çocukları sakinleştirmenin altın kuralları

Salgın sürecinde şüphesiz en çok çocukların kafası karıştı. Bir yandan evde kalma durumunu çözmeye çalışıyorlar bir yandan da virüsü anlamaya çalışıyorlar. Burada büyük görevin anne babalara düştüğünü belirten uzmanlar, koronavirüs sürecinde çocukların mutlaka gelişen olaylara dahil edilmesi ve yapılan her türlü eylemde onaylarının alınması gerektiğini ifade etti. İşte salgın sürecinde çocuklarla iletişimi koruyan öneriler...

AA

Salgın sürecinden çocuklar nasıl etkilenir? Koronavirüs çocuğa anlatılmalı mı? Bu soruların cevabı son günlerde ebeveynler tarafından oldukça merak ediliyor. Çünkü evde kalan çocuklara virüsü anlatmak durumunda kalan anne babalar, neyin nasıl anlatılacağını araştırıyor. Düzce Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı ve Rehberlik ve Psikolojik Danışmalık Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Koç, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde çocukların mutlaka gelişen olaylara dahil edilmesi ve yapılan her türlü eylemde onaylarının alınması gerektiğini bildirdi.

Prof. Dr. Koç, AA'ya yaptığı açıklamada, virüsün kendisinden daha çok, çocuğa sunulan eğitsel, sosyal, psikolojik, fiziksel ve kişisel alanların, salgın sürecinde çocuğun nasıl bir tabloda olacağını belirleyeceğini ifade etti.

Bu süreçte evde kalmak zorunda olan hem de olanları anlamaya çalışan çocuğun mutlaka yanında olunması ve sorduğu sorulara mantıklı cevaplar verilmesi gerektiğini belirten Koç, "Bir anlamda evin, çocuğun, eğitsel, sosyal, psikolojik ve kişisel alanlarına ve içinde bulunduğu gelişim dönemine ilişkin doğru gelişimsel deneyimler kazanması için düzenlenmesi gerekir. Bu süreçte çocuğun gelişim alanlarını ve eğitsel yaşamını destekleyecek eylem planları oluşturulmalı ve eylem planları oluşturulurken çocuğun mutlaka sürece dahil edilmesi ve onayının alınması gerekir." değerlendirmesini yaptı.

"ÇOCUKLAR İÇİN AKTİVİTE ÇİZELGELERİ HAZIRLAYIN"

Çocukların evde kaldıkları süre içinde alışık oldukları okul ve arkadaş ortamından uzak olacağına işaret eden Koç, şunları kaydetti:

"Aktivite çizelgeleri hazırlayarak çocukların niyetlerine, enerjilerine ve beyinlerine yön çizmek birçok karmaşıklığı önleyecektir. Bu etkinlik, bir beceriye dönüşür ise çocuk hayatın her aşamasında sahip olduğu enerji, zaman ve kaynakları önceliklerine göre düzenleyebilir ki bu durum kendini gerçekleştirmenin en etkin yoludur. Aynı zamanda aktivite çizelgesi, çocuğun başkası ile değil kendisi ile yarışması ve kendini aşmaya çalışması için sahip olması gereken bilgi, anlayış ve beceriler için işlevsel bir uygulamadır. Aktivite çizelgesinin diğer bir katkısı da çocuğa hem başarma, hem de yeterlik duygusu kazandırmasıdır."

VİRÜS HAKKINDA NE FAZLA AYRINTILI NE DE EKSİK BİLGİ

İlkokul ve ortaokul dönemindeki çocukların ise süreçle ilgili merak, kaygı, korku, özlem gibi duygularını daha net ortaya koyabildiklerini vurglayan Prof. Dr. Mustafa Koç, soracakları sorularda öncelikle kendi cevaplarını alabilmelerinin, eksikler varsa eksikleri tamamlayıcı, yanlışlar varsa yanlışları düzeltici ipuçları verilmesinin sağlanması gerektiğine işaret etti.

Çocuklara yapılacak açıklamalarda ne fazla ayrıntıya girilmesinin ne de eksik bilgi verilmesinin doğru olduğuna dikkati çeken Koç, şu ifadeleri kullandı:

"Merak, ilgi ve yenilik arayışı içinde olan beynin bu boşlukları doldurmak için gireceği arayış sonucunda ulaşacağı bilgi, çocuğun uyumsuz davranışlar geliştirmesine neden olabilir. İnternetten sorgulanan bilgi ve bu bilgiye yüklenen anlam, çocuğun davranışının temelini teşkil edebilir. Bu bağlamda çocukların doğru kaynaklardan bilgi edinmeleri sağlanmalı ve bilgi verme sürecinde olan kişilerin olabildiğince tutarlı olması gerekir. Aynı konuya ilişkin farklı cevaplar ya da bilgilendirme, çocuğun çelişki yaşamasına ve daha büyük bir boşluğa düşmesine neden olabilir."