ELİF ÇARMAN
Son yıllarda güzellik ve sağlık trendlerinin merkezinde yer alan kolajen, cilt elastikiyetinden eklem sağlığına kadar birçok alanda etkili. Vücut yaş aldıkça doğal kolajen üretimi azalıyor, bu da kırışıklıklardan eklem ağrılarına kadar pek çok sorunu beraberinde getiriyor. İşte bu yüzden doğal yollardan kolajen almak büyük önem taşıyor.
Türk mutfağının da vazgeçilmezi olan kemik suyu, kolajen açısından en zengin kaynaklardan biri. Uzun süre kaynatılan kemikler, içerdikleri bağ dokusu sayesinde kolajeni suya bırakıyor. Düzenli tüketildiğinde hem eklemleri destekliyor hem de cildin daha canlı görünmesine katkı sağlıyor.
Özellikle balık derisi ve kılçıkları, yoğun kolajen içeriyor. Balıktan elde edilen kolajenin, vücut tarafından daha hızlı emilebildiği belirtiliyor. Bu nedenle uzmanlar, haftada en az 2 kez balık tüketilmesini öneriyor.
Uzmanlara göre kemik suyu da balık da güçlü kolajen kaynakları arasında yer alıyor ancak fark emilim hızında ortaya çıkıyor. Balıktan alınan kolajen daha hızlı sindirilirken, kemik suyu daha uzun süreli bir destek sağlıyor. Yani biri "hızlı etki" diğeri ise "kalıcı güç" için öne çıkıyor.
Sadece kemik suyu ve balık değil, yumurta beyazı, tavuk derisi, kırmızı et, kuruyemişler ve C vitamini zengini meyve-sebzeler de kolajen üretimine katkı sağlıyor. "Bir lokması kutu kutu kolajene bedel" dedirten bu doğal besinler, düzenli tüketildiğinde pahalı takviyelere gerek bırakmıyor.