Kıskanç insan başarılı olur mu? İlişkileri zehirleyen kıskançlığın faydası ne?

Kıskançlık hem özel hem de iş hayatında genelde zarar veren bir duygudur. Peki, kıskanç insan başarılı olur mu? Merve Kantarcı Çulha'nın sorularını yanıtlayan Psikolojik Danışman Doç. Dr. Mehmet Kaya, ''Kıskanılmamak gerçekçi bir beklenti de değildir.'' dedi. İşte kıskançlığı başarıya dönüştüren öneriler…

AKSAM.COM.TR/MOR PAPATYA

Merve Kantarcı Çulha

Kıskançlık ilişkilerde zehirli bir duygudur. Fakat bu duyguyu insanın kendi lehine dönüştürmesi de imkânsız değildir.

Anne babayı, iş arkadaşını, kardeşini kıskanma gibi bu duygunun hakim olduğu birçok alan var. Peki, kıskançlık başarıya engel olur mu?

Aksam.com.tr'den Merve Kantarcı Çulha'nın sorularını yanıtlayan Doç. Dr. Mehmet Kaya, kıskançlığın doğal bir duygu olduğunu söyledi.

Kıskançlık sevgi göstergesi mi?

Eğer "Sevgi ilişkisi ve değer verme" söz konusu ise kıskançlık ister istemez bu duygulara eşlik eder, etmelidir de... Sevdiğinizi düşündüğünüz kişiyi pek de kıskanmıyorsanız o sevginizin gerçekten bir sevgi olup olmadığını gözden geçirmenizde yarar vardır. Sevginin olduğu yerde kıskanmamanın olduğu bir dünya mümkün değildir. Dolayısıyla karşılıklı sevgi söz konusu olduğunda kıskanmamak veya kıskanılmamak gerçekçi bir beklenti de değildir.

İnsan neden kıskanır?

İnsanlık tarihinin kadim anlatımlarında da kendine çokça yer bulmuştur. Kabil'in kardeşi Habil'i öldürmesinin veya Yusuf Peygamberin kardeşleri tarafından kuyuya atılmasının duygusal arka planında da görürüz kıskançlık duygusunu.

Dünyaya geldiğimiz ilk anlardan itibaren annemizin sevgisinin tamamına sahip olmak isteriz, bu yüzden babamızı, kardeşimizi kıskanırız. Ancak işin büyülü kısmı bundan sonra başlar ve annemizin sevmesini hiç istemediğimiz hatta nefret ettiğimiz kardeşimizi büyüdükçe öylesine sever ve benimseriz ki onu her türlü tehditten korumak için kendi canımızı dahi ortaya koyabiliriz.

Kıskançlık başarıyı getiren bir duygu olabilir mi?

Bir insanın kıskançlık duygusuyla baş etme serüveninin ve onu dönüştürmesinin, heyecanla izlenebilecek bir yolculuk olduğunu düşünürüm. Ancak bu yolculuk herkes için aynı şekilde gerçekleşmiyor. Bazılarımız bir türlü dönüştüremiyoruz kıskançlık duygumuzu... Ölçüsünü kaçırdığımız her duygu ki buna kıskançlık da dâhil hem kendi iç dünyamızda hem çevremizle ilişkilerimizde problem olmaya başlıyor. Öyle ki sevdiğimizi kaybetmeye yönelik duyduğumuz endişe (kıskançlık), başlı başına sevdiğimizi kaybetme nedenimiz haline gelebilir. Hatta kıskançlık duygusu çok yoğun olduğunda saplantı ve güvensizlik duygularıyla tanımlanan Othello Sendromu gibi ruhsal rahatsızlıklar boyutunda dahi yaşanabilmektedir. Sözün özü eksikliği de, aşırı oluşu da ilişkileri bozacak bir duygudur kıskançlık.

Kıskançlığın nedenleri nelerdir? Sevgisizlik mi?

Kıskançlık bazılarımızda doğuştan getirdiğimiz bir yatkınlık olarak bulunur bir başka deyişle mizacımız böyledir. Bazen sosyal çevremiz tetikler kıskançlığı, kıyaslamalar yaparak; "O yapıyor sen neden yapamıyorsun veya bu daha yakışıklı/güzel/akıllı/becerikli vs." diyerek. Bu kıyaslamaları zaman içerisinde öylesine içselleştiririz ki başkasına ihtiyaç duymaksızın kendi kendimize yapmaya başlarız. Bazen de aldatılma, hayal kırıklıkları, kandırılmışlık duygularını sıkça yaşamış olmamızdan dolayı pekişmiştir kıskançlık duygusu. Sevdiğimizin elimizden alınabileceği tehdidi sürekli alarm halindedir.

Psikoanalitik teori ise kıskançlığı bebeklik dönemindeki ihtiyaçları annesi tarafından yeterince ve zamanında karşılanmayan bebeğin annesine karşı geliştirdiği güvensizlik duygusunu dış dünyaya genellemesi ve kişinin bu döneme takılıp kalmasıyla açıklamaktadır.

Dış dünyaya güvenemeyen bebek yetişkin olduğunda da eşi ne yaparsa yapsın artık genelleştirmiş olduğu bir güvensizlik söz konusu olduğundan sürekli eşini ve sevgisini kaybetme tehdidi altında hissedecek ve eşini kıskanacaktır demektedir.

Kıskançlığın faydası nedir?

Bir başka psikanalist olan Adler ise kıskançlığın olumlu yönüne dikkat çekmiştir. Kardeş sırasına yönelik teorisinde ikinci çocuğun diğer kardeşlere oranla daha başarılı olduğuna vurgu yapmıştır. İkinci çocuk hem kendinden büyük olanı hem de küçük olanı "kıskanır". Anne sevgisini ele geçirme konusunda her ikisiyle de rekabet eder ve bu rekabet dolayısıyla ikinci çocuklar diğerlerine oranla hayatta daha başarılı olurlar demektedir. Dolayısıyla kıskançlık duygusu bazen ilişkilerimizi alt üst etse de dozunda yaşandığında veya doğru yönetildiğinde kişiye başarılı olmanın anahtarını sunabilmektedir.