IHA
Çocuklarda ekran bağımlılığı nasıl azaltılır? Tablet ve telefon bağımlılığı için ne yapılmalıdır? gibi sorular karantina günlerinde anne ve babaların en çok araştırdığı konuların başında geliyor. Karantina günlerinde evlere kapanan çocuklarda ekran bağımlılığı da arttı. Peki, çocuklarda ekran bağımlılığı konusu için ne yapılmalı?
Dünya çapında belirsiz ve sıkıntılı bir dönemden geçilen bu günleri ruhsal olarak en az zararla atlatmanın, hatta bu dönemden tüm hayatımız için anlamlı dersler bile çıkartmanın mümkün olabileceğini vurgulayan Çocuk Psikiyatri Kliniği’nden Uzm. Dr. Zeynep Gülçin Yıldırım, İHA'ya açıklamalarda bulundu.
ÇOCUKLARI FELAKET SENARYOLARINDAN UZAK TUTUN
Dünyayı derinden etkileyen bu evrensel pandemiden ruhsal olarak etkilenmenin normal bir durum olduğunu dile getiren Çocuk Psikiyatri Uzmanı Dr. Zeynep Gülçin Yıldırım, “Belirsizliklerin çok fazla olduğu bu süreçte kaygılı hissetmek, korkmak son derece insani duygulardır. Hatta kaygılı ve korkulu hissetmenin bu günlerde kendimizi korumak ve önlem almak açısından gerekli ve işlevsel olduğunu da göz önünde bulundurmalıyız. Ancak öte yandan insan zihni belirsizlikleri felaket senaryolarıyla doldurmaya meyillidir. Bu eğilim çocuklarda çok daha belirgindir. Belirsizlik ne kadar fazlaysa kaygı da o kadar fazla olur. Kaygının çok yoğun olması ise sorun çözme becerilerimizin bozulmasına, donup kalmamıza yol açabilir. Bu nedenle kaygının çok yoğun boyutlara ulaşmaması için çocuklarımızı uygun şekilde bilgilendirmeliyiz ki, zihinlerindeki boşlukları felaket senaryoları ile değil gerçek bilgiyle doldurabilsinler. Diğer yandan ebeveyn olarak bizlerin ne kadar kaygılı olduğu, panik duygusuna kapılmış hissettiği de çocuklarımızın kaygı düzeyi için belirleyici olmaktadır." dedi.
HABER İZLEME SÜRELERİNİ KONTROL ALTINDA ALIN
Öncelikle ebeveyn olarak hem kendimiz hem çocuklarımız için kaygımızı yönetebilmek adına karşı karşıya olduğumuz riskin boyutlarını belirleyip yapabileceklerimize odaklanarak bilgiye doğru kaynaklardan ulaşmamız gerektiğini söyleyen Uzmanı Dr. Zeynep Gülçin Yıldırım, önerilerini şöyle sürdürdü:
“Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu doğru bilgilendirme için çok önemli bir kaynaktır. Konunun ehli dışındaki kişilerin yaptıkları spekülatif açıklamalarına itibar edilmemelidir. Ebeveynler ne kadar doğru bilgilenir, davranışları konusunda ne kadar net olurlarsa çocuklar da o kadar güvende hissederler. Çocuklarımızın haber izleme sürelerini kontrol altında tutmalı, korkutucu görüntüler içeren görsellere ve videolara maruz kalmalarına engel olmalıyız. Diğer yandan onlardan olan biteni tamamen saklamak, hiçbir şey yokmuş gibi davranmak da güven duygusunu zedeleyici davranışlardır. Çocuklarımızı bildiklerimiz ve bu süreçte almamız gereken önlemlere odaklanarak sade ve basit bir dille bilgilendirmeli, konu hakkında soru sorduklarında geçiştirmemeli, mutlaka sorularına cevap vermeli, ailece yapılması gerekenleri yaptığımızı ve sevdiklerimizi korumak için dikkatli olduğumuzu davranışlarımız ile göstermeliyiz."
AİLECEK YAPILACAK AKTİVİTELER ÖNEMLİ
Çocuklarımızın evde olduğu, pek çok ebeveynin esnek mesai düzeninde çalıştığı bu günlerde krizi fırsata çevirmenin mümkün olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Zeynep Gülçin Yıldırım, “Bugünler çocuklarımıza sorumluluk kazandırmak için eşsiz bir fırsat olabilir. Çocuklarınıza yaşı ve gelişim düzeyine uygun (sofra kurmaya ve toplamaya yardım etmek, yatağını düzeltmek, oyuncaklarını düzenlemek vb) sorumluluklar verin ve verdiğiniz sorumlulukları yerine getirmeleri için onlara zaman tanıyın, sabırlı olun. Her gün için mutlaka ailecek aktiviteler planlayın. Ailecek yapılan egzersizler hem ebeveynler hem de çocuklar için ruh sağlığının ve beden sağlığının korunması açısından oldukça önemlidir." diye konuştu.
TATİL OLMADIĞINI ANLAMALILAR
Eğitim hayatı için de önerilerde bulunan Uzm. Dr. Zeynep Gülçin Yıldırım, "Rutinler hem sizin hem de çocuğunuzun kaygı ile başa çıkmasında yardımcı olur, güvende hissettirir. Ancak bu planlamayı yaparken uygulanabilir ve gerçekçi bir plan olduğundan emin olun. Eğitimi evden yürütmeye çalıştığımız bu günlerde çocuklarımızın bunun bir tatil dönemi olmadığı, eğitimin evden devam ettiği, yerine getirmesi gereken sorumluluklarının olduğu ile ilgili bilgilendirilmeleri gerekir. Yapmış olduğumuz bu bilgilendirmeyi eylemlerimizle de desteklememiz, onlara mümkün olduğunca sessiz ve dersi dinlemelerine uygun bir ortam sağlamanız, eğitimlerini yakından takip etmemiz, evde olduğumuz bu günlerin kuralların ve sınırların tamamen ortadan kalktığı bir süreç olarak yaşatmamız önemlidir." şeklinde konuştu.
EKRAN BAĞIMLILIĞINA DİKKAT!
Çocuklarımızın evde olduğu bu dönem ekran bağımlılığı gelişmesi açısından oldukça riskli bir dönem olduğunu da sözlerine ekleyen Uzm. Dr. Yıldırım, şunları söyledi:
“Ekran bağımlılığı riskini en aza indirmek için TV, bilgisayar, telefon ve tablet kullanımı konusunda kuralların olması şarttır. Ekran kullanımı ile ilgili net sınırlarımızın olması, söz konusu sınırların tüm aile üyelerini kapsaması, çocuklarımızın ekran dışındaki zamanlarını planlamak ve bu zamanlarda ailecek etkili ve kaliteli vakit geçirmek çocuklarımızın TV, bilgisayar, telefon ve tablet konusundaki ısrarlarını azaltacaktır."