Karaciğer ve böbrekler tehlikede! Uzmanı açıkladı: Antibiyotiklerin grip için hiçbir yararı yok

Bazen grip olduğunuzda bazen de soğuk algınlığında evde antibiyotik varsa kullanan birçok insan bulunuyor. Fakat kışın antibiyotik kullanımının artması bazı ciddi hastalık risklerini de beraberinde getiriyor. Yanlış antibiyotik kullanımının özellikle böbrek ve karaciğer sorunlarına yol açtığını belirten İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ali Vardar, antibiyotik kullanmanın vücuda etkilerini Merve Kantarcı Çulha'ya anlattı. Yanlış antibiyotiklerin çocuklarda böbrek yetmezliğine neden olduğunu söyleyen Vardar, “Karaciğer nakli gerektiren hastalıkların da önemli bir kısmı ilaç kullanımına bağlı gelişir.” dedi.

Merve Kantarcı Çulha

Gereksiz ve bilinçsiz antibiyotik ilaç kullanımının sağlığa birçok zararı bulunuyor. Yanlış antibiyotik kullanımının böbrek yetmezliğinden karaciğere ve alerjiye kadar vücudun tüm dengesini değiştirdiğini söyleyen İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ali Vardar, kışın antibiyotik kullanmanın zararlarını açıkladı.

Merve Kantarcı Çulha'ya açıklamalarda bulunan Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ali Vardar, doktor onayı almadan antibiyotik kullanılmamasını tavsiye etti.

Kışın antibiyotik kullanımı artıyor. Bu durum bağışıklığı nasıl etkiliyor?

Bu zararlar arasında büyüme sürecinin engellenmesi, diş sararması, anemi ve astım hastalığının tetiklenmesi, kanlı hastalık, süper enfeksiyon riski, böbrek ve karaciğer fonksiyon bozuklukları, antibiyotiklere karşı direnç, kemik iliğinin baskılanması bulunur.

Birçok vakada bakteriyel hastalıklar ve enfeksiyonlar için antibiyotik ilaç kullanımı gereklidir. Fakat burada doktor onayının önemi oldukça büyüktür. Çünkü belli antibiyotikler belli bakteri ve enfeksiyon gruplarını hedeflemektedir.

Bilinçsiz bir şekilde antibiyotik kullanmak ise zararlı bakteriler ile birlikte dost bakterilerin de ölmesi anlamını taşır. Aslında antibiyotik ilaçların vücudumuza verdiği zararı anlamak için vücudumuzdaki önemli bir sisteme bakmamız gerekir.

Vücudumuzda hücre sayısından çok bakteri bulunmaktadır. Öyle ki bu bakterileri trilyonlarcadır ve büyük bir kısmı bağırsaklarımızda bulunmaktadır. Bu bakteri topluluğuna "mikrobiyata" ve "bağırsak florası" denmektedir.

Vücuttaki zararlı bakterilerin sayısı nasıl artıyor?

Bağırsak florasında dost, zararlı ve nötr bakteriler yer almaktadır. Buradaki denge vücudumuzun birçok sistemiyle alakalıdır. Bu sistemler arasında sindirim, bağışıklık ve dahası bulunmaktadır. Yaşam alışkanlıklarımız bağırsak florasında bulunan dengenin sağlanması için oldukça önemlidir. Örneğin rafine ve işlenmiş gıdaları tüketmek, sigara ve alkol kullanmak, spor yapmamak, probiyotik açısından zengin beslenmemek ve su içmemek zararlı bakterilerin sayısını artırmaktadır. Diğer bir yandan bilinçsiz ve onaysız antibiyotik ilaç kullanımı zararlı bakteriler ile birlikte dost bakterilerin de atılımına neden olabilmektedir.

Soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklarda hemen antibiyotik kullanmak neden yanlış bir uygulama?

Sonbahar ve kış aylarında solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanan ortalama her 100 hastadan 80'inde antibiyotik tedavisine ihtiyaç duyulmaz, "Çünkü gelişen solunum yolları enfeksiyonlarının yüzde 80'i virüslerden, geriye kalan bölümü ise bakterilerden kaynaklanıyor. Antibiyotikler ise sadece bakterilerin oluşturduğu enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde kullanılıyor.

Kışın kendini göstermeye başladığı bugünlerde özellikle solunum yolu enfeksiyonlarının da arttığının gözlendiğini, bu noktada yapılan en büyük yanlışlardan birinin de belirtiler başlar başlamaz antibiyotiklere yönelmek.

Özellikle sonbahar ve kış aylarında en sık görülen sağlık sorunları olarak ön plana çıkan soğuk algınlığı ve grip gibi boğaz ağrısı ile seyreden hastalıklara karşı yapılabilecekler konusunda uzmanlara danışmak gerekiyor. Soğuk algınlığı ve nezle genellikle grip ile karıştırılır ancak aralarında belirgin farklılıkların olduğu biliniyor. Çok çeşitte ve sayıda virüsün neden olduğu soğuk algınlığında kuru öksürüğün yanı sıra boğaz ağrısı, burun akıntısı bazen hafif ateş yüksekliği görülebilir, bu nedenle mevsim boyunca bir kişinin birkaç farklı virüs ve alt türleriyle karşılaşıp birden fazla bu hastalıklara yakalanabilir.

"ANTİBİYOTİKLERİN SOĞUK ALGINLIĞI VE GRİP TEDAVİSİNDE HİÇBİR YARARI YOK"

İnfluenza virüslerine bağlı gelişen gripte ise hastalığın boğaz ağrısı ile başladığını, buna karşın 38,5 ve üzeri derecelerde ateş, şiddetli kas ağrısı, baş ağrısı ve hatta eklem ağrısıyla seyrediyor.

Antibiyotiklerin soğuk algınlığı ve grip tedavisinde hiçbir yararı olmadığının altını çizmek lazım, gereksiz kullanıldıklarında vücutta bulunan yararlı flora bakterilerinde direnç gelişmesine yol açacağına dikkati çekmek istiyorum.

Antibiyotikler ne zaman kullanılıyor?

Sonbahar ve kış aylarında solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanan ortalama her 100 hastadan 80'inde antibiyotik tedavisine ihtiyaç duyulmuyor. Çünkü gelişen solunum yolları enfeksiyonlarının yüzde 80'i virüslerden, geriye kalan bölümü ise bakterilerden kaynaklanıyor.

Antibiyotikler ise sadece bakterilerin oluşturduğu enfeksiyonların tedavisinde kullanılıyor. Soğuk algınlığı ve risk grubu dışındaki kişilerde gelişen grip 5 ila 7 günde kendiliğinden iyileşir. Belki de doğal tedavi yöntemlerinin yakınmaları hafiflettiği ve daha hızlı iyileşme sağladığı hastalıkların en başında soğuk algınlığı ve risk grubu dışındaki kişilerde gelişen grip gelmektedir.

Hekim tarafından soğuk algınlığı ya da grip tanısı alan kişilerde destek amacıyla yeterli istirahat, beslenme ve yeterli sıvı alınması yanı sıra bazı doğal ürünler de kullanılabilir. Ayrıca doğal ürünlerin çeşitli ilaçlarla etkileşimlerinin olabileceği unutulmamalı ve özellikle kronik hastalıkları nedeniyle çeşitli ilaçlar kullanan bireylerin bu konuda mutlaka hekime başvurmaları gerekiyor.

Yanlış antibiyotik kullanımının zararları neler?

Çocuklarda ve yetişkinlerde bakteriyel enfeksiyonlara karşı verilen antibiyotikler yanlış kullanıldığında önemli hastalıklara neden olabiliyor.

ÇOCUKLARA GELİŞİGÜZEL VERİLEN ANTİBİYOTİĞİN ZARARLARI

2013 yılındaki Avrupa Hastalık Kontrol Merkezi'nin verilerine göre Türkiye, Avrupa ülkelerine kıyasla ortalama 2 ila 3 kat daha fazla antibiyotik kullanıyor.

2014 yılındaki Dünya Sağlık Örgütü'nün raporuna göre ise Türkiye'de günde her 1.000 kişiden 43'ünün antibiyotik kullandığı bildirilmiş. Bu verilere göre, Türkiye tüm Avrupa kıtasında antibiyotik kullanımında ilk sırada yer alıyor.

Antibiyotikler hem çocuk hem erişkinde bakterilerin sebep olduğu enfeksiyonlar için kullanılır. "Ancak bir enfeksiyonun bakteriyel veya viral kökenli mi olduğu her zaman kesin olarak tespit edilemez. Bu nedenle antibiyotik tedavisinin klinik veya laboratuvar değerlendirme sonucu önerilmesi gerekir. Bu ayrım da hekimin enfeksiyon tecrübesiyle doğrudan ilgilidir. Dolayısıyla çocuklarda antibiyotik kullanmadan önce mutlaka çocuk enfeksiyon hastalıkları uzmanına danışmalı. Aksi takdirde, virüs enfeksiyonları için gereksiz şekilde antibiyotik kullanılmış oluyor. Yanlış antibiyotik kullanımı da çocuklarda birçok ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.

Gelişigüzel antibiyotik kullanımının çocuklarda yol açtığı ciddi sağlık sorunlarını şöyle sıralayabiliriz:

1- ANTİBİYOTİK İLİŞKİLİ İSHAL YAPAR

Antibiyotik ilişkili ishal, antibiyotik tedavisi sırasında oluşan pek çok yan etkinin arasında ilk sırada yer alır. İshal her ne kadar çoğunlukla hafif bulgularla seyretse de, ciddi bir bakteriyel enfeksiyon sırasında antibiyotiği değiştirmek veya kesmek, çocuğu ciddi sıkıntıya sokabilir. Şiddetli ishaller ise sıvı-elektrolit bozukluğuna, kanamalı kolite ve kimi zaman da ölüme yol açabilir. Bu nedenle antibiyotiğin tetiklediği ishal durumlarında, enfeksiyonun cinsine ve şiddetine göre tedavinin yeniden düzenlenmesi için çocuk enfeksiyon hastalıkları uzmanına başvurmak büyük önem taşır.

2- BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNE ZARAR VERİR

Son yıllardaki çalışmalar; antibiyotiklerin insan florasını değiştirdiğini, faydalı mikropları öldürdüğünü ve en önemli korunma silahımız olan mukozal bağışıklığımızı zayıflattığını net olarak ortaya koyuyor. Özellikle influenza benzeri gribal etkenlere karşı bağışıklık sistemi zayıf düşer ve normalde 3-5 gün arası sürecek olan enfeksiyonlar uzadıkları gibi, daha ağır seyreder. Bu yüzden, sık antibiyotik kullanan çocuklar, mukozal enfeksiyon denilen sinüzit, orta kulak iltihabı, zatürre, farenjit ve ishale daha sık yakalanır.

3- OBEZİTEYE NEDEN OLUR

Antibiyotikler, modern insanın en ciddi problemlerinden biri olan obezitenin tetikleyici faktörü olabilir. Günümüzde disbiyozis, yani flora bozukluğunun en önemli hastalıkların temeli olduğu artık daha net biliniyor. Bağırsak floramız kişinin sindirimi için gerekli olan kompleks karbonhidratların ve diyet fiberlerin parçalanmasını, bazı önemli vitaminlerin ve uzun zincirli yağ asitlerinin üretimini üstlenerek, metabolik fonksiyonlarımızı düzenler. Antibiyotiklerin yol açtığı flora bozukluğu da günümüzün en yaygın sağlık sorunlarından biri olan obeziteye yol açar. Yapılan bir çalışma; 2 yaş altında geniş etkili antibiyotik kullanan çocukların yüzde 20 gibi yüksek bir oranının, henüz 5 yaşındayken obeziteye yakalandıklarını ortaya koydu. Bu çalışmadan sonra yapılan geniş bir araştırma sonucunda da; ABD'de daha sık antibiyotik kullanılan eyaletlerde obezite, kalp hastalıkları, diyabet ve bunlara bağlı ölüm oranının daha sık görüldüğü belirlendi.

4- ALERJİYİ TETİKLER

Son yılların en çok konuşulan sağlık sorunlarından biri olan alerjik hastalıkların görülme oranı günümüzde hızla artıyor. Bu artışın en önemli sebeplerinden biri olan flora bozukluğu ve mukozal bağışıklığın azalması, günümüzde en sık antibiyotiklerin yanlış kullanılması sonucu oluşur. Flora bozukluğunun özellikle küçük yaşlarda artan antibiyotik kullanımına bağlı olduğu artık daha net olarak biliniyor. Alerjik hastalıkların günümüzde hızla artmasının bir diğer sebebi de "hijyen teorisi" olarak özetleniyor:

"Daha temiz, steril, az mikroplu yaşama ve yeme tutkumuz, floramızın oluşmasını ve dolayısıyla bağışıklık sisteminin sağlıklı gelişmesini ve güçlenmesini önler. Bunun sonucunda da alerjik reaksiyonlar artar."

5- BÖBREK YETMEZLİĞİNE YOL AÇAR

Akut böbrek yetmezliğinin en az beşte biri, kullanılan ilaçlar nedeniyle olur. Her ne kadar ilaç kullanımının bırakılmasıyla böbrek yetmezliği çoğunlukla düzelse de hastanede yatış ve pek çok müdahale gerekir. Bu ilaçlar arasında antibiyotikler ise ilk sırada yer alır. Ayrıca, sık antibiyotik kullanan çocuklarda, ileri yaşlarda böbrek hastalıklarının daha yüksek oranda görüldüğü biliniyor.

6- KARACİĞER FONKSİYONLARINI BOZAR

Yaklaşık 900 civarı ilaç ve bitkisel karışım, karaciğer toksisitesine sebep olur ve ölümcül seyreden karaciğer yetmezliğinin yüzde 20-40'ı gibi yüksek bir oranını oluşturur. Karaciğer nakli gerektiren hastalıkların da önemli bir kısmı ilaç kullanımına bağlı gelişir. Antibiyotik kullanımı nedeniyle karaciğer toksisitesi sık görülür. Çoğunlukla bu yan etki hafif belirtilerle seyreder ve ilaca ara verilmesiyle kendiliğinden düzelir. Ancak, çocuğun antibiyotik kullanımını gerektiren ağır enfeksiyonu olması durumunda yeni tedavinin belirlenmesi son derece büyük önem taşır.

Antibiyotik tedavisini yarıda kesmek doğru mu?

Yazılmış antibiyotik tedavisinin yarıda kesilmesinin bakteri direncini arttırarak herkes için risk oluşturduğu söylenir. Yeni yapılan bir çalışmada, antibiyotik tedavisini yarıda kesmenin bakteri direnci oluşturacağı algısının çok az kanıta dayalı olan yanlış bir uygulama olduğu vurgulandı.

Antibiyotik direncinin küresel kapsamda insan sağlığına karşı bir tehdit olduğunu ifade eden araştırmacılar, antibiyotiğe devam süresi, klinik etkililiği ve dirençle ilgili yaptıkları çalışmalarda yeni kanıtlar bulduklarını; çok az kanıta dayalı bir bilgiyle antibiyotiklerin gerekenden daha uzun süre kullanıldığını ve sonuçta bunun antibiyotik direnci gelişiminde daha fazla etkisi olduğu belirttiler.

Çalışmada her hangi bir sebeple antibiyotik kullanımının, ciltte ve bağırsakta bulunan floradaki antibiyotiğe hassas türleri harekete geçirdiği, dirençli türlerin bu bakterilere gen aktararak gelecekte enfeksiyona yol açmaya hazır bir hale getirdiği vurgulandı. Dolayısıyla antibiyotik kullanımı ne kadar uzun sürerse, bu faydalanmaya hazır bakterilere de o kadar kapı açılmış olmaktadır.

Sonuçta belirli bir hastalık için seçilmiş antibiyotik başka tür ve cinste bakterilerin de direnç kazanmasına yol açmaktadır.