ELİF ÇARMAN
Pencereden baktığınızda sokaklar bembeyaz, kar kaplı ve soğuk. Hemen battaniyenin altına girmeli ve sıcak kahvemiz eşliğinde huzurun tadını çıkarmalıyız. Ancak bir şey eksik ama ne? Bize bu soğuğu ısıtacak film önerileri gerekiyor.
Filmler sinemada mı evde mi daha keyifli bilinmez. Ancak dışarısı bembeyaz kar kaplıyken en iyi sinema keyfi evde olur, ona eminiz. Gözyaşı, heyecan, gerilim tüm duyguları bir arada yaşayacağınız film önerileriyle kar tatilinizde hiç sıkılmayacaksınız. İçinizi ısıtacak birbirinden farklı ve özel filmleri sizler için kaleme aldık. İşte, tüm kar tatilinde size eşlik edecek film önerileri...
Bu film önerimiz çocuk arkadaşlarımıza özel! Buz Devri serisini bilmeyen yoktur ama biz yine listemizde en üst sırada yer verelim dedik. Filmde; buzul çağı tüm dünyada hüküm sürmeye başlamışken zavallı hayvanlar hayatta kalmanın yolunu arıyorlar. Uzun tüylü, kendi halinde bir mamut; karizmatik ve dişli bir kaplan ve muzır bir rakun, nasıl olduysa bu kaos esnasında bir araya geliyorlar. Bu üç birbirinden farklı türe mensup hayvanın odağında ise tek bir mevzu vardır. Buldukları küçük bebeği, insanlara ulaştırıp o bebeğin hayatını kurtarmak...
Kült filmlerin arasında yer alan Titanik, 14 dalda Oscar adayı olarak 'En İyi Film' dahil 11 ödülü kazandı. Titanik filmi, dünyanın hatırlamak istemediği türden felaketlerden olan 'Titanik faciası'nı konu ediyor. Film; teknolojinin son sürat ilerlediği bir dönemde insanların yaptığı 'Titanik' adlı dev geminin gövde gösterisini anlatıyor. Dev geminin yolcuları arasında; Avrupa'da birkaç yıl geçirdikten sonra Amerika'ya dönmekte olan, Jack adlı genç bir ressam ile nişanlısı ve annesiyle Philadelphia'ya giden Rose adlı genç bir kız da vardır. Jake ve Rose şans eseri tanışıyor ve sınıf farkını umursamadan aşk yaşamaya başlıyorlar. Bu sırada insanoğlunun günden güne artan kibri ise Titanik faciasının zeminini oluşturmaya başlıyor. Yola çıkılmasından dört buçuk gün sonra, 10 Nisan 1912'de, Titanik iki saat kırk dakika süren ve sulara gömülmesiyle son bulan, hazin olayların başlamasına neden olacak buz dağına çarpacaktır.
Vampir hikayeleri tutkunlarına özel! Bilim kurgu filmlerden hoşlananlar için süper bir önerimiz var. Amerika'nın kuzey tarafında yer alan Alaska Barrow kasabasında her kış bir ay boyunca sadece gece olarak yaşanıyor. Filmde ise bu süreçte de tuhaf bir grup insan gizemli bir biçimde meydana çıkar ve çok sayıda insan onlar tarafından öldürülürler. Gizemli insanlar yüzünden zamanla kasabadaki nüfus azalır. Gizemli insanlar aslında vampirdir ve hayatta kalan insanların kanlarından beslenmek zorundadırlar. Filmde ise; oyuncularının bu durumda hayatta kalma mücadeleleri konu edilmiştir.
Romantizm ve dramın birleşimi olan The Notebook filminde yaşanan aşk öyküsü içinizi ısıtacak türden. The Notebook filmi; huzurevinde yaşayan ve 'Duke' olarak bilinen bir ihtiyarın sararmış defterinde yazılı olan bir aşk hikayesini okumasıyla başlar. Hikaye 1940 yılında başlar. Güney Carolina'da yer alan Seabrook Adası'na Allie Hamilton isimli 17 yaşında bir genç kız gelir. Ailesiyle birlikte tatile gelen Allie, burada yaşayan Noah isimli bir gençle yakınlaşmaya başlar. Aralarındaki sınıfsal ve ekonomik farklılıklara rağmen birbirlerine duydukları hissi engellemez, doyasıya yaşamaya başlarlar. Ancak onları bekleyen ayrılık 2. Dünya Savaşı'nın kızışmasıyla birlikte gelmek üzeredir.
Sil Baştan, ayrıldığı sevgilisinden kalan hatırlarını zihninden sildiren bir adamın hikayesini anlatıyor. Film, iki yıl boyunca beraber olduğu sevgilisinden oldukça şaşırtıcı bir haber alan Joel Barish'in yaşadıklarını konu ediyor. Joel, film boyunca teknolojik deneye katılan sevgilisinin hafızasından ilişkileri tamamen silinmeden hatırlatmaya çalışmaktadır. Yani sevgilisi, Barish'in kim olduğunu bile hatırlamamaktadır. Bu gelişme üzerine küplere binen adam, aynı prosedürü kendi üzerinde de gerçekleştirmek ister. Film, adamın hafızaları silinirken, yaşanılan ilişkiyi gözler önüne serer. Adam da bir kez daha oldukça iyi başlayan ve sonradan tadı kaçan ilişkiyi izler. Fakat zaman geçtikçe ve sıra yaşanılan güzel şeylere gelince, üzerindeki müdahaleyi durdurmak ister. Pişman olmuştur!
Seyretmeyen kalmamıştır belki de bu filmi. Ama yeniden seyredilmeyi fazlasıyla hak ediyor. Hatırladıkça içimizi yumuşatan ve kalp ısıtan bu Çağan Irmak filmi, hem güldürür hem içimizi boşaltırcasına ağlatır. Babam ve Oğlum'da, 12 Eylül darbesinin yıktığı hayatlardan birinde yetişen küçük Deniz, annesini doğmadan, babasını ise yakında kaybedecektir. Deniz, bir gazetede yazar olarak çalışan babasıyla mütevazi bir hayat sürüyordur. Babası dışında hiçbir akrabasını tanımayan Deniz, bir anda hiç görmediği akrabalarının yanına taşınacaktır. Deniz'in babası Sadık ise köye gittiğinde yıllardır küs olduğu babasını ilk defa görüyordur. Sadık'ın babası dönüşü anlamlandıramazken, Deniz ise ortama alışmaya çalışıyordur. Zamanla Deniz bu hiç görmediği ailesine alışırken ve her şey düzelmeye başlamışken yaşanan bir dram herkesi derinden etkileyecektir.