Kanser uzmanı “Bu hastalık kırmızı alarm” diyor! Balık baştan kokar: Tümörün ayak sesleri…

Kanser yapılan birçok deney çalışmasına rağmen kesin çözümü bulunmuş bir hastalık değil. Modern hayatın getirdiği hızlılık beslenme kültürümüzü de etkiliyor. Teknolojisiz bir alanın düşünülmediği hayat pratiğinde kanser gerçeğiyle yüzleşiyoruz. Kanserin yayılma hızı her şeyin kolaylaştığı çağımızda günden güne artıyor. Biz de sizleri bilinçlendirmek adına kanserden korunma yollarını uzmanına sorduk. Peki kanser en çok kimleri hedef alıyor? Kanserin nedeni genetik yatkınlık mı? Tüm bu soruları Sena Parlar Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Türkan Öztürk Topçu'ya sordu. İşte yanıtı…

AKSAM.COM.TR/MOR PAPATYA

Sena Parlar

Jeotermal santraller, petro kimya atıkları, radyasyon kanser hastalığının çevresel nedenleri arasında yer alıyor. Uzmanlara göre sanayileşmenin beraberinde getirdiği kentleşme kültürü kanserin fitilini ateşledi. Bireysel korunmanın en sağlıklı yolunun ise tarama olduğunu ifade eden doktorlar erken tanının önemine işaret ediyor. Aksam.com.tr'den Sena Parlar'a konuşan Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Türkan Öztürk Topçu'da bu konunun altını çiziyor.

Kanserde beslenmenin önemli bir faktör olduğunun altını çizen Prof. Dr. Türkan Öztürk "Sebze ve meyve ağırlıklı (Akdeniz tipi) beslenme çok önemli. İşlenmiş gıdalardan uzak durmalı, sağlıklı tahıllar tüketmeliyiz. Alkol ve sigara gibi vücudumuza zarar veren maddelerden uzak durmalıyız." ifadelerini kullandı.

1) Kanser olmak istemeyen bir insan nasıl yaşamalıdır?

Kanserin belirgin sebeplerini bilerek bunlara önceden önlem almalıyız. Kanserin nedenlerinin çoğu epigenetik dediğimiz çevresel faktörlere bağlı. Yüzde 5 ila 10'unu genetik faktörler kapsıyor. Bu nedenlerden dolayı önlem alırsak yüzde 50 ila 60 oranında kanserden kaçınabiliriz. Kanser olmamak için en önemli nokta yediklerimize dikkat etmek. Sebze ve meyve ağırlıklı (Akdeniz tipi) beslenme çok önemli. İşlenmiş gıdalardan uzak durmalı, sağlıklı tahıllar tüketmeliyiz. Alkol ve sigara gibi vücudumuza zarar veren maddelerden uzak durmalıyız.

Düzenli egzersizler yapılması gerekiyor. Hastaların haftada en az 150 dakika orta derece yürüyüş yapmasını öneriyoruz. Bu da haftada 3 gün 40-45 dakika yürümek anlamına geliyor. Güneşe karşı korunmak cilt kanseri açısından önemli bir faktördür. Güneş kremi, koruyucu giysi ve güneşin çok yoğun olduğu gün ortasında güneşten kaçınarak cilt kanserlerini önleyebiliriz. Stres yönetimini iyi yaparsak bağışıklık sistemimizi güçlendirir ve kansere karşı korumuş oluruz.

Diğer bir önemli faktör ise sağlıklı ve ideal kiloda olmak. Obezite kolon, pankreas ve rahim gibi birçok kanseri tetikliyor. Bu yüzden ideal kilomuzu korumalıyız. Plastik gibi kimyasal maddelere ve paketli besinlerin içine konulan maddelere uzun süre maruz kalıyorsak bu ürünlere dikkat etmeli ve hayatımızdan çıkartmalıyız.

Erken tanı için 40 yaşından sonra mamografi, 45 yaşından sonra kolonoskopi ve kanser taramalarını düzenli bir şekilde ihmal etmemeliyiz. Aile geçmişinde kanser öyküsü olan hastaların taramalarını aksatmamaları gerekir.

2) Kanserde beslenme faktörü ne kadar önem arz eder?

Sağlıklı beslenme insan hayatında önemli, dikkat gerektiren bir durumdur. İmmün sistemi bağışıklık sistemimiz için çok önemli bağışıklık sistemimiz ne kadar güçlü olursa kansere karşı o kadar korunmuş oluruz. Sebze-meyve tüketmek yeteri kadar vücudumuza antioksidan, vitamin ve mineral almak anlamına gelir. Düzenli beslenmek immün, bağışıklık sistemimizi güçlendireceğinden kansere karşı korunmuş oluruz.

Zeytinyağı, ceviz ve Omega3 içeren sağlıklı yağlar vücuttaki enflamasyonu azaltarak, bağışıklık sistemini güçlendirir. İşlenmiş gıdaların içerisinde vücudumuza zararı olan, koruyucu ve kimyasal içeren maddeler mevcut. Bunlardan uzak durmalıyız. Diğer bir önemli faktör de aşırı şeker tüketimi. Fazla şeker tüketimi obeziteye neden olacağından meme, kolon, bağırsak ve rahim kanserini tetikler.

3) Ailesinde onkoloji öyküsü olan birinin hastalığa yakalanma riski daha fazla mıdır?

Tabi ki daha fazladır. Bir kişinin ailesinde meme, bağırsak ve rahim kanserleri öyküsü var ise kanser taramalarını ihmal etmemesi gerekir. Örneğin ailesinde 40 yaşında kanser ortaya çıkmış bir kişi 10 sene öncesi taramasını başlatması gerekir. Çünkü kanser saptandığından yıllar önce başladığı için ailenizde kanser öyküsü olan biri varsa o kişinin tanı aldığı yaştan 10 yıl önce kendi önlemini alması gerekir. Ailesinde onkoloji öyküsü olan insanlar genetik danışmanlık almalı ve taramalarına erken başlamalılar. Hastalığa ne kadar erken saptarsak tedavi etmek ve kür dediğimiz kanserden kurtulma şansı bir o kadar yüksek oluyor.

4) Kanserin yakıtı şeker diyor araştırmalar. Şeker ihtiyacını bastırma formülleri önerir misiniz?

Şekerin doğrudan kanser yaptığı ispatlanmadı. Uzun süreli tüketildiği zaman obeziteye neden oluyor. Obezitenin de vücutta oluşturduğu kanserler var. Obezitenin en önemli oluşturduğu şey vücutta enflamasyon. İltihap yapması ve hormon sistemini bozmasından dolayı kaynaklanıyor ve obezite insülin direnci yapıyor. İnsülin direnci yükseliyor ve kansere neden oluyor.

İnsülin direnci olan hastalarda kanser riski daha yüksek. Bu hastalarda karaciğer, pankreas ve kolon kanserlerinin daha fazla görüldüğü gözlemleniyor. Şeker direkt olarak bir şey yapmasa da vücuttaki insülin direnci oluşturarak kansere neden olabiliyor. İnsülin yüksekliği kansere neden olur. Şeker tüketimin fazla olması vücudumuzda inflamasyona neden olarak kansere neden olabilir.