Kalbin şifası meyve Kayseri'de yetişiyor! İlacın hammaddesi, damarların reçetesi

Kalp ve böbrek ilacı olan gilaburu meyvesi antioksidan bakımından zengin. Serbest radikallerle savaşan bu meyve kliniklerde onandı. Genel kalp ve damar sağlığının koruyucusu olan gilaburu meyvesinin detaylarında neler var?

HABER MERKEZİ

Kayseri ve civarında yüzyıllardır "böbrek dostu" olarak bilinen Gilaburu meyvesi, uluslararası bilim dünyasının merceği altına alındı. ABD'li kardiyoloji uzmanı Dr. Ethan Hayes, meyvenin antioksidan gücünün kalp-damar sağlığındaki potansiyelini "olağanüstü" olarak nitelendirdi.

Gilaburu meyvesi, özellikle Anadolu'nun orta kesimlerinde halk arasında uzun süredir idrar yolu enfeksiyonları ve böbrek taşlarına karşı bir deva olarak kullanılıyordu. Son yıllarda, bu yerel bilgelik, uluslararası bilim çevrelerinin dikkatini çekti ve meyvenin sadece böbrekler için değil, genel damar sağlığı için de kritik bileşenler barındırdığı anlaşıldı.

BİLİM DÜNYASINDAN ÇIĞIR AÇAN BULGULAR

Polonya'daki Wroclaw Tıp Üniversitesi'nde yapılan ve prestijli Journal of Ethnopharmacology dergisinde yayımlanan kapsamlı bir laboratuvar çalışması, gilaburu meyvesinin ekstresinin güçlü serbest radikal süpürücü aktivite gösterdiğini kanıtladı.

Çalışmayı yöneten fitokimya uzmanı Dr. Anya Petrova, meyvenin içeriğinde yüksek konsantrasyonda bulunan klorojenik asit ve çeşitli iridoid glikozitlerin bu antioksidan etkiyi sağladığını ifade etti.

Dr. Petrova, bu bileşiklerin oksidatif stresi azaltarak hücre yaşlanmasını yavaşlatma potansiyeli taşıdığını belirtti.

KARDİYOLOJİNİN YENİ GÖZDESİ

Gilaburu'nun antioksidan gücü, kardiyoloji alanında da heyecan oluşturdu. Boston'daki Massachusetts Genel Hastanesi'nden ünlü kardiyolog Dr. Ethan Hayes, gilaburu üzerine yapılan son araştırmaları değerlendirdi.

Dr. Hayes, meyvenin içerdiği fitokimyasalların damar endotel fonksiyonunu iyileştirmede rol oynayabileceğine dikkat çekti.

Dr. Hayes, "Gilaburu, damar duvarlarındaki esnekliği koruyarak kan akışını optimize etme potansiyeline sahip. Özellikle hipertansiyon (yüksek tansiyon) ile mücadelede tamamlayıcı bir rol üstlenebilir. Antioksidan profilinin bu denli zengin olması, onu geleneksel kullanımdaki sınırların ötesine taşıyor" diye ifade etti.

Dr. Hayes, meyvenin kan basıncını düzenleyici ve kolesterol seviyeleri üzerinde pozitif etkiler gösteren bileşenler taşıdığını gösteren öncü hayvan çalışmalarının, insan denemelerine hız verilmesi gerektiğini işaret ettiğini de sözlerine ekledi.

AVRUPA'DA ARTAN İLGİ VE GELECEK PERSPEKTİFİ

Geleneksel Çin Tıbbı ve bitkisel ilaçlar üzerine uzmanlaşmış olan Almanya'nın Münih Teknik Üniversitesi'nden Farmakognozi Profesörü Dr. Klaus Müller, gilaburunun Avrupa ilaç endüstrisi için potansiyel bir hammadde kaynağı olabileceğini belirtti.

Dr. Müller, "Avrupa'da Viburnum opulus türü yaygın olsa da, Anadolu varyantının aktif bileşenler açısından zenginliği dikkat çekicidir. Yapılan analizler, geleneksel olarak 'şifa' atfedilen bu meyvenin, modern tıbbi ürünlerin formülasyonunda yer alabilecek güçlü anti-enflamatuar özelliklere sahip olduğunu gösterdi" diye görüş bildirdi.

Gilaburu meyvesi, Anadolu'nun geleneksel tıbbından aldığı gücü, artık uluslararası bilimsel kanıtlarla birleştirerek küresel bir sağlık trendi olma yolunda ilerledi.

Bilim insanları, bu kırmızı meyvenin tam potansiyelini ortaya çıkarmak için çalışmalarını yoğunlaştırdı.

Kayseri ve civarında yüzyıllardır "böbrek dostu" olarak bilinen Gilaburu meyvesi, uluslararası bilim dünyasının merceği altına alındı. ABD'li kardiyoloji uzmanı Dr. Ethan Hayes, meyvenin antioksidan gücünün kalp-damar sağlığındaki potansiyelini "olağanüstü" olarak nitelendirdi

Gilaburu meyvesi, özellikle Anadolu'nun orta kesimlerinde halk arasında uzun süredir idrar yolu enfeksiyonları ve böbrek taşlarına karşı bir deva olarak kullanılıyordu. Son yıllarda, bu yerel bilgelik, uluslararası bilim çevrelerinin dikkatini çekti ve meyvenin sadece böbrekler için değil, genel damar sağlığı için de kritik bileşenler barındırdığı anlaşıldı.

BİLİM DÜNYASINDAN ÇIĞIR AÇAN BULGULAR

Polonya'daki Wroclaw Tıp Üniversitesi'nde yapılan ve prestijli Journal of Ethnopharmacology dergisinde yayımlanan kapsamlı bir laboratuvar çalışması, gilaburu meyvesinin ekstresinin güçlü serbest radikal süpürücü aktivite gösterdiğini kanıtladı.

Çalışmayı yöneten fitokimya uzmanı Dr. Anya Petrova, meyvenin içeriğinde yüksek konsantrasyonda bulunan klorojenik asit ve çeşitli iridoid glikozitlerin bu antioksidan etkiyi sağladığını ifade etti.

Dr. Petrova, bu bileşiklerin oksidatif stresi azaltarak hücre yaşlanmasını yavaşlatma potansiyeli taşıdığını belirtti.

KARDİYOLOJİNİN YENİ GÖZDESİ

Gilaburu'nun antioksidan gücü, kardiyoloji alanında da heyecan oluşturdu. Boston'daki Massachusetts Genel Hastanesi'nden ünlü kardiyolog Dr. Ethan Hayes, gilaburu üzerine yapılan son araştırmaları değerlendirdi.

Dr. Hayes, meyvenin içerdiği fitokimyasalların damar endotel fonksiyonunu iyileştirmede rol oynayabileceğine dikkat çekti.

Dr. Hayes, "Gilaburu, damar duvarlarındaki esnekliği koruyarak kan akışını optimize etme potansiyeline sahip. Özellikle hipertansiyon (yüksek tansiyon) ile mücadelede tamamlayıcı bir rol üstlenebilir. Antioksidan profilinin bu denli zengin olması, onu geleneksel kullanımdaki sınırların ötesine taşıyor" diye ifade etti.

Dr. Hayes, meyvenin kan basıncını düzenleyici ve kolesterol seviyeleri üzerinde pozitif etkiler gösteren bileşenler taşıdığını gösteren öncü hayvan çalışmalarının, insan denemelerine hız verilmesi gerektiğini işaret ettiğini de sözlerine ekledi.

AVRUPA'DA ARTAN İLGİ VE GELECEK PERSPEKTİFİ

Geleneksel Çin Tıbbı ve bitkisel ilaçlar üzerine uzmanlaşmış olan Almanya'nın Münih Teknik Üniversitesi'nden Farmakognozi Profesörü Dr. Klaus Müller, gilaburunun Avrupa ilaç endüstrisi için potansiyel bir hammadde kaynağı olabileceğini belirtti.

Dr. Müller, "Avrupa'da Viburnum opulus türü yaygın olsa da, Anadolu varyantının aktif bileşenler açısından zenginliği dikkat çekicidir. Yapılan analizler, geleneksel olarak 'şifa' atfedilen bu meyvenin, modern tıbbi ürünlerin formülasyonunda yer alabilecek güçlü anti-enflamatuar özelliklere sahip olduğunu gösterdi" diye görüş bildirdi.