IHA
Kajunun tüketimi Türkiye’de her geçen artıyor. Kuru yemişler arasında popüler olan kaju fıstığının sofraya geliş yolculuğu binlerce kilometreye dayanıyor. Kaju Güneydoğu Asya ve Afrika topraklarında yetişiyor. Kajunun sofraya geliş aşamalarını haberimizin devamında bulabilirsiniz.
İHA'ya açıklamalarda bulunan ünlü kuru yemiş markasının Satış Müdürü Üsame Boz, tropikal iklimlerde yetişen kaju tüketiminin her geçen gün arttığını ve kajunun yolculuğundan sofraya ulaşmasına kadar geçen evrelerini anlattı.
KAJU DÜNYAYA NASIL YAYILDI?
Kaju’nun, Brezilya’da yetişen yerel bir bitki olarak, 16. yüzyılın başlarında ilk kez keşfedildiğini ve ilk olarak o dönemlerde Brezilya’ya ayak basan Portekizliler tarafından tüketilmeye başlandığını belirten Üsame Boz, şu bilgileri paylaştı:
“Bölgenin yerli halkı tarafından tüketilen kajunun hafif tatlı lezzetini çok beğenerek bu lezzeti tüm dünyaya tanıtmak isterler. Portekizliler, 1560 yılında kaju tohumlarını Hindistan’a, Goa’ya götürür ve günümüzde kaju nerede yetişir diye sorduğunuzda, akla gelen ilk ülkelerden biri olan Hindistan, bu eşsiz kuru yemişe böylelikle kavuşur. Hindistan’da bu lezzeti keşfetmesiyle benzer iklim koşulları olan Güneydoğu Asya ve Afrika topraklarına yayılır.”
SOFRAYA HER ZAMAN TAZE GELİYOR ÇÜNKÜ...
Kajunun bir tropikal iklim bitkisi olduğunu ve en yoğun olduğu bölgenin ekvator çevresi olduğunu belirten Boz, şu şekilde konuştu:
“Ülkemizde yetişmeyen nadir kuru yemişlerden biri olan kaju, büyük çoğunluğu Brezilya’nın yanı sıra Hindistan ve Vietnam topraklarında yetişmektedir. Türkiye’de tükettiğimiz kaju ağırlıklı olarak Hindistan’dan ithal edilir. Lezzetiyle ilgi odağı olan bu kuru yemişin yetişmesi için ihtiyacı olan iklim koşulları sadece tropikal iklime sahip ülkelerde olsa da ülkemizde çiğ olarak ithal ederek uygun koşullarda muhafaza edip küçük miktarlarda ideal derecede tuz ekleyip kavurarak sunduğumuzdan dolayı tüketicilerimize hep taze olarak servis etmekteyiz. Kajunun binlerce kilometre yolculuğu olmasına rağmen tazelik ve lezzet her zaman ilk şartımız olarak markamızın prensibidir.”