HİLAL ÇAKIR
Günümüzün hızlı yaşam temposunda sabah kahvaltısını atlayanların en sık başvurduğu alternatiflerden biri de mısır gevreği oluyor. Pratikliği ve hazırlama kolaylığıyla öne çıkan bu ürün, özellikle çalışan kesim ve öğrenciler için cazip bir seçenek haline geldi. Paketli ve işlenmiş yapısıyla dikkat çeken mısır gevrekleri, çoğu zaman yüksek oranda şeker içeriyor. Bu da vücudun şeker koması tehlikesiyle karşı karşıya kalmasına zemin hazırlayabiliyor.
Sabah kahvaltısında tercih edilen şekerli mısır gevrekleri, ilk başta enerji verse de kısa süre içinde kan şekerinde ani dalgalanmalara neden oluyor. Bu ani yükseliş ve düşüşler ise, günün ilerleyen saatlerinde halsizlik, sinirlilik ve odaklanma sorunlarına yol açabiliyor. Uzmanlar, çocukların özellikle kahvaltı yerine mısır gevreği tüketmelerinin hem metabolik dengeyi bozduğunu hem de ilerleyen yaşlarda obezite riskini artırdığını belirtiyor.
Mısır gevrekleri, hızlıca kaseye dökülüp sütle karıştırıldığında adeta "kahvaltılık mucize" gibi görünebilir. Ancak içeriğindeki rafine şeker, mısır şurubu ve katkı maddeleri nedeniyle bu ürünler, doğal bir kahvaltının yerini tutmaktan çok uzak. Üstelik çoğu zaman "diyet" ya da "fit" etiketiyle sunulan versiyonları bile yüksek glisemik indeks değerine sahip.
Pratik olması, sağlıklı olduğu anlamına gelmiyor. Kahvaltının en önemli öğün olduğunu unutmadan, doğal besinlerle yapılan bir kahvaltı, vücudu şeker komasından ve uzun vadeli sağlık risklerinden koruyabilir.
Aşırı miktarda şeker tüketiminin kısa vadede kan şekeri krizlerine, uzun vadede ise insülin direnci ve tip 2 diyabete neden olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. Mısır gevreği gibi şekerli kahvaltılıklar, her sabah tüketildiğinde vücudu şeker komasına sokma riski taşıyor. Bu da zamanla obezite başta olmak üzere birçok kronik hastalığın tetikleyicisi olabiliyor. Özellikle çocuk yaşta bu tür ürünlerle büyüyen bireylerde, ilerleyen yaşlarda kilo kontrolü sağlamak çok daha zor hale geliyor.