Kadınlarda sık görülen lipödem tedavi edilmezse yatağa bağımlı hâle getirebilir

Selüliti hemen hemen hepimiz duymuşuzdur. Peki, lipödem(ağrılı selülit) nedir hiç duydunuz mu? Tedavi edilmez ise lipödemin kademeli olarak genişlemeye devam ettiğini, ilerlediğinde hastaları yatağa bağımlı hâle getirdiğini belirten uzmanlar, lipödemde erken tanı ve tedavi konusuna dikkat çekti.

DHA

Selülit şikâyetleri genellikle yaz gelince artıyor. Fakat bazıları için bu durum önemli sağlık problemlerine kadar gidiyor. Kadınlarda sık görülen lipödemin(ağrılı selülit) erken tanı ve tedavisinin oldukça önemli olduğunu vurgulayan uzmanlar, tedavi edilmez ise lipödemin kademeli olarak genişlemeye devam ettiğini ve çok ilerlediğinde hastaları yatağa bağımlı hale getirdiğini söyledi. Şişliklerin cilt kıvrımları arasında bakteriyel ve mantar enfeksiyonları gelişebilmektedir.

DHA'ya açıklamalarda bulunan Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr.F. Figen Ayhan, toplumun ve sağlık profesyonellerinin lipödemle ilgili farkındalığının az olması nedeniyle hastaların çoğunlukla tanı alamadığına dikkat çekerek şu bilgileri verdi: 

“Tedavi edilmediğinde ilerleyen bu kronik durum Batı ülkelerindeki kadınlarda yüzde 11-18’e varan oranlarda bildirilmektedir. Lipödem tedavi edilmezse ilerler, ve cerrahi olarak tedavisi gerekebilir. Lipödem tedavisinde manuel lenfatik drenaj, egzersiz, kilo kontrolü ve cilt bakımından oluşan terapiler ile liposuction cerrahisi yaklaşımları kullanılmaktadır.” 

OBEZİTE VE LENFÖDEM İLE KARIŞTIRILIYOR

Prof. Dr.F. Figen Ayhan, Lipödem’in tanısal farkındalığın az olduğu, sıklıkla obezite ve lenfödem ile karıştırılan genetik bir yağ depolama hastalığı olduğunu vurguladı. Hastalarda belden başlayıp ayak bileklerine doğru indikçe azalan armut tipi beden görüntüsünün yaygın olduğunu belirten Dr. Ayhan toplumun ve sağlık profesyonellerinin lipödemle ilgili farkındalığının az olması nedeniyle hastaların çoğunlukla tanı alamamakta olduğunu, “diyet yap”, “kilo ver” ve “egzersiz yap” gibi önerilerle geçiştirildiğini altını çizdi.

LİPÖDEM TEDAVİ EDİLMEZSE YAŞAM BOYU DEVAM EDER

Lipödemli kadınların kilo aldıklarında veya kilo verdiklerinde bile bacaklarda değişiklik olmadığında psikolojik stres, anksiyete, depresyon ve sosyal izolasyona varan sorunların ortaya çıkmakta olduğu konusunda uyarılarda bulunan Dr. Ayhan, şu şekilde konuştu:

“Lipödem yaşam boyu devam eder, tedavi edilmezse ilerler, beraberinde pek çok problem eşlik edebilir ve çok ilerlediği zaman cerrahi olarak tedavisi gerekebilir. Lipödem tedavisinde manuel lenfatik drenaj, kompresif tedaviler, egzersiz, kilo kontrolü ve cilt bakımından oluşan kompleks dekonjestif terapiler ile liposakşın (liposuction) cerrahisi ve psikoterapötik yaklaşımların yeri vardır.” 

LİPÖDEM KAÇ YAŞINDA BAŞLAR?

Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr.F. Figen Ayhan şöyle devam etti:

“Lipödem sıklıkla ergenlik dönemine giren kız çocuklarda başlamakla birlikte, yaşamın herhangi zamanında hormonal değişikliklere bağlı olarak başlayabilir. Aktif ve genç kadınlarda görülmesi ve hastalığın ilerlemesi sonucunda son dönemde yürümeyi engelleyerek yaşam kalitesini ciddi şekilde bozması nedeni ile bu hastalığın seyri önem kazanmaktadır.”

LİPÖDEMİN LENFÖDEM, FLEBO-ÖDEM VE OBEZİTEDEN FARKI NEDİR?

Prof. Dr. F. Figen Ahyan, Lipödemin, lenfödem, flebo-ödem ve obeziteden farkını şöyle sıraladı:

“Lipödem hastalarında tipik olarak bacaklar şişmiş ama ayaklar şişmemiştir. Lenfödemde ise tipik olarak ayak sırtlarındada şişlik görülür. 

Lenfödemde öyküde kanser cerrahisi veya doğuştan veya sonradan gelişen şişlik olabilir. Ama tedavi edilmemiş lipödem hastalarında lenfödem de klinik tabloya eklenebilmektedir (lipo-lenfödem). 

Flebo-ödemde ise toplar damarlarda belirgin problem eşlik eder ve bacaklarda damarsal genişlemeler vardır. Ama tedavi edilmemiş lipödem hastalarında flebo-ödem de klinik tabloya eklenebilmektedir (lipo-fleboödem). 

Obezitede tüm gövdede, bacaklar ve kollarda orantılı bir şişlik vardır ve obeziteye sıklıkla kalp ve damar hastalıkları (koroner arter hastalığı, hipertansiyon), şeker hastalığı (diyabet) ve ciddi eklem kireçlenmesi (artroz) eşlik edebilir. Ama tedavi edilmemiş lipödem hastalarında sıklıkla obezite de klinik tabloya eklenebilmektedir. 

Obezite lipödeme eşlik edebilse de tamamen farklı bir durumdur. 

Obezitenin aksine lipödemdeki ayağ dokusu hipertrofisi ve şişlik diyet, egzersiz, kalori kısıtlaması veya bariatrik cerrahilere dirençlidir.” 

LİPÖDEMİN TEDAVİSİ VAR MI?

Lipödem erken tanı ve tedavisinin oldukça önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. F. Figen Ayhan, şu şekilde konuştu:

“Tedavi edilmez ise lipödem kademeli olarak genişlemeye devam etmekte ve çok ilerlediğinde hastaları yatağa bağımlı hale getirmektedir. Şişliklerin cilt kıvrımları arasında bakteriyel ve mantar enfeksiyonları gelişebilmektedir. Lenfödem eklendiği takdirde bu enfeksiyon odakları selülite hatta sepsise neden olabilir.” 

Lipödemin multidisipliner ve holistik bir yaklaşımla tedavi edilmesi gerektiğini açıklayan Prof. Dr. Figen Ayhan, tedaviyi gerçekleştirecek ekipte lenfödem konusunda uzman bir fizik tedavi ve rehabilitasyon doktoru, plastik cerrah, vasküler cerrah, morbid obezlerde bariatrik cerrah, ayrıca lenfödem fizyoterapisti, hemşire, diyetisyen,psikolog gibi sağlık profesyonellerinin yer alması gerektiğini belirtti.