AKSAM.COM.TR/MOR PAPATYA
Merve Kantarcı Çulha
İnfluenza ve domuz gribi sonbahar aylarıyla yayılmaya başlıyor. Yetişkinlerde ve çocuklarda zor geçen bu hastalıkların belirtileri farklı.
Merve Kantarcı Çulha'nın sorularını yanıtlayan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Kesikminare, influenza belirtilerini ateş (38,5-41 C), boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı, öksürük, kas ağrıları, baş ağrısı, üşüme hissi ve titreme, iştahsızlık, gözlerde kızarıklık ve çapaklanma olarak sıraladı. Peki, domuz gribi kimlerde olur, bu hastalık nasıl başladı? Çocukları hastalıktan nasıl koruyacağız? İşte cevaplar...
İnfluenza nedir? İnfluenza A, İnfluenza B ve İnfluenza C farklı mı?
Grip (influenza) genellikle yıl içerisinde Ekim ayından başlayarak Nisan başına kadar olan dönemde sıkça görülen ve bulaşıcı bir solunum yolu hastalığıdır. İnfluenza virüsü insanlarda solunum yolu hastalıklarına neden olan ve genel olarak A, B ve C olmak üzere 3 alt tipte incelenen bir virüstür. Bu alt tiplerinden A ve B, mevsimsel grip adı verilen hastalığa neden olur. İnfluenza C virüsü insanlarda hastalık oluşturmaz. İnfluenza A virüsü sebep olduğu grip toplumda genellikle daha ağır seyreder ve bütün toplumu hatta ülkeleri etkileyebilir. İnfluenza B, daha çok çocuklarda etkili olur ve neden olduğu grip daha hafif bulgularla seyretme eğilimindedir.
İnfluenza ve domuz gribi aynı şey mi?
İnfluenza A virüsü H1N1 virüsü olarak kabul edilir. İnfluenza A virüsünün neden olduğu bir grip türü olan domuz gribi, sıklıkla Ocak ve Şubat gibi kış aylarında görülen ve mevsimsel grip hastalığı ile aynı belirtilerle kendini gösteren bir hastalıktır. Domuz gribi diye adlandırılmasının nedeni ise virüsün domuzlarda görülen grip hastalığına neden olan virüsler ile büyük benzerlik göstermesidir.
Çocuklarda influenza farklı mı?
Bütün insanlarda hastalık yapan influenza mikropları aynıdır. Ancak çocuklarda bağışıklık sisteminin zayıf olması, enfeksiyonlara yatkınlığın fazla olması nedeniyle şikâyetlerin daha ağır seyretmesi olasıdır. Erişkinlerden farklı olarak influenza enfeksiyonları çocuklarda ilk olarak ishal-kusma ya da gözlerde kızarıklık, sulanma, kaşıntı ile ortaya çıkabilir. 1-3 gün sonra da klasik grip bulguları özellik 38,5 derece üzerinde ateş ve öksürük ile hastalık kendini gösterir.
İnfluenza belirtileri nelerdir?
Grip hastalığında belirtiler 1-3 günlük kuluçka yani bekleme döneminden sonra ani olarak başlar.
Sık görülen belirtiler ateş (38,5-41 C), boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı, öksürük, kas ağrıları, baş ağrısı, üşüme hissi ve titreme, iştahsızlık, gözlerde kızarıklık ve çapaklanma. Bunların yanında vücutta yorgunluk ve bitkinlik hissi ile nadiren de kusma ve ishal bu belirtilere eşlik edebilir.
Zatürre dediğimiz akciğer enfeksiyonu uygun tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilir, kalıcı hasarlara neden olabilir. Bunun dışında özellikle astım hastalığı olan küçük çocuklarda İnfluenza A virüsü ileri düzey solunum yetmezliğine yol açarak yine hastalığın ölümle sonuçlanmasına sebep olabilir.
İnfluenza bulaşıcı mıdır?
İnfluenza virüsleri hasta kişilerden diğer kişilere kolaylıkla bulaşabilmekte, insanların kapalı alanlarda daha çok vakit geçirdikleri kış aylarında hastalık en yoğun dönemine ulaşmaktadır. İnfluenza A yani domuz gribi genellikle hasta olan kişilerin konuşma, öksürme ve hapşırma sırasında saçılan ve virüs içeren damlacıkların, hasta kişiye 1 metre ve daha yakın olan kişilerin ağız, burun ve göz mukozalarına geçmesi ile bulaşmaktadır. Nadir olarak da virüs içeren damlacık ile kirlenmiş, kontamine olmuş yüzeylere, araç ve gereçlere kişilerin enfekte elleri ile dokunması ve sonrasında ellerini ağız, burun veya gözlerine götürmeleri ile de bulaşabilmektedir.
İnfluenza neden olur? Domuz giribi nasıl yayıldı?
İnsanlarda hastalığa neden olan H1N1 yani domuz gribi virüsü geçirdiği evrim sonucu domuzdan insana bulaşmaya başlamıştır. Bu nedenle hastalık bir domuzdan insana solunum yoluyla rahatça bulaşabilir. Avrupa'da ve diğer birçok kıtada domuz çiftliklerinin çokluğu, bu hastalıkların insanlar arasında yaygınlaşmasında oldukça büyük bir etkendir. Hastalık yalnızca solunum yoluyla bulaşmaz, ayrıca H1N1 virüsünün bulunduğu bir domuz etinin, yeterince yüksek sıcaklıklarda pişirilmeden tüketilmesiyle de insanlara bulaşabilir. Türkiye'de domuz eti tüketimi az olmasına rağmen globalleşen dünyada, insanların birçok ülkeler arası seyahatler hastalığın yaygınlaşmasını kolaylaştırır. Bu durum göz önüne alındığında hastalığın neden bu kadar yaygın olduğu oldukça açıktır. Geçmişte domuzdan insana bulaşan domuz gribi virüsü, günümüzde aksırma veya öksürme yoluyla oldukça kolay yayılmaktadır.
İnfluenza nasıl önlenir?
Hastalıktan korunmak için grip sezonunda mümkün olduğunca kalabalık ve kapalı ortamlardan uzak durulmalı,
Hasta kişiler ile temas etmemeye, sarılmamaya ve tokalaşmamaya çalışılmalı,
Eller sık sık yıkanmalı ve kişisel hijyen kurallarına dikkat edilmelidir.
Gripten korunmak için verilen yöntemlerin başında aşılanma gelmektedir. Ardından da sağlık beslenme, hijyen kurallarına dikkat, vücut için gerekli vitamin ve mineral destekleri, C vitamini ve çinko desteği ile D vitamini önemlidir. Hasta kişilerin dinlenmesi ve istirahat etmesi hastalık seyri açısından önemlidir.
İnfluenza nasıl teşhis edilir?
Domuz gribi tanısının konulması zor bir süreçtir. Mevsimsel grip, Covid-19 enfeksiyonlarının da gripten pek farklı olmaması, domuz gribi hastalığı tanısını zorlaştıran başlıca etmendir. Yorgunluk ve vücut kırgınlığı ile başlayan hastalık süreci normal mevsimsel nezle gibi seyreder. Hastalığın ilk evrelerinde, özellikle ateş ve vücut ağrıları ile halsizliğin başlamasıyla beraber bir uzmana başvurulmalıdır. Domuz gribine tanısal yaklaşımda kanda biyokimyasal analizlerden, mikrobiyolik inceleme yöntemlerinden ve radyolojik tetkiklerden faydalanılır. Burun ve ağzın arka bölgesinden alınan sürüntü örneğinin PCR'da incelenmesi, domuz gribinin başlıca tanı yöntemidir. Bu yöntemde, alınan örnekte domuz gribi virüsüne ait antijenlerin varlığı incelenir. Yapılan testlerden sonra hastanın İnfluenza virüsünün sebep olduğu domuz gribi hastalığı olduğu anlaşılırsa tedavi planlanması yapılır.
İnfluenza aşısı var mı? Ne zaman yaptırılmalı, kimler yaptırmalı?
Her yıl mevsimsel gribe neden olan İnfluenza virüsü değişebilmektedir ve grip aşısının içeriği Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından bir yıl önce salgın yapan virüs tiplerinin belirlenmesi ile geliştirilmekte ve aşının içeriği de buna uygun olarak her yıl değişmektedir. Aşı, yapıldığı grip dönemi için etkili olmaktadır. Bu nedenle mevsimsel gribe karşı etkin bir korunma sağlanması için her yıl grip aşısı yaptırılmalıdır. Grip aşısı 6 aydan büyük bütün çocuklara, özellikle astım ve kronik akciğer rahatsızlıkları olan çocuklara yapılmalıdır. Bunun dışında bağışıklık sistemi zayıf, sık hastalanan, kalp, böbrek, karaciğer gibi kronik organ hastalıkları olan çocukların aşılanması özellikle önemlidir. Aşının koruyucu etkisi, aşı yapıldıktan iki hafta sonra başlayacağı için aşının en uygun zamanı, gribin sık görülmeye başladığı dönemden hemen öncesidir. Ekim ve Kasım ayları grip aşısının yapılma zamanı olarak tercih edilmelidir. Aşılanmayan kişiler ise mart ayının sonuna kadar aşılanabilir. Aşının koruyuculuğu yaklaşık 6-8 ay sürer.
Grip aşısı 6 aylıktan küçük çocuklara, hamileliğinin ilk 3 ayının içinde bulunanlara ve ciddi yumurta alerjisi ya da aşı içeriğinde bulunan herhangi bir maddeye karşı ciddi alerji öyküsü olanlara, daha önce herhangi bir mevsimsel influenza aşısı ile ciddi (hayatı tehdit eden) alerji öyküsü olanlara uygulanmamalıdır.
Gribal hastalıklarda çocuklarda beslenme nasıl olmalı?
Grip ve soğuk algınlığında bol sıvı alımı ve dengeli beslenme çok önemlidir. Bağışıklığın yükselmesine yardımcı olan C vitamininin taze meyve ve sebzelerden alınması gerekir. Bu amaçla taze biber (yeşil veya kırmızı), limon, portakal, mandalina, greyfurt, nar, kuşburnu, maydanoz, tere, roka, karnabahar, kivi ve ıspanak gibi besinlere ağırlık verilmelidir. Çinko ve selenyum hem bağışıklık sistemini aktive edilmesi hem de koruyucu olarak önerilen önemli minerallerdir. Selenyum; deniz ürünleri, et, soğan ve sarımsakta bulunur. Çinko ise daha çok kırmızı et, somon, mercimek, nohut, yoğurt, peynir, yulaf, mantar, bezelye, tavuk, fasulye ve barbunya gibi gıdalarda bulunmaktadır. Beslenme dışında bu mineral ve vitaminleri içeren takviyeler de kullanılabilir.