Dikkat çekmeyi başarıyor: Hint mitolojisine yakından bakış

Kökleri M.Ö. 2500 yılları ve İndus Vadisi coğrafyasının en eski uygarlığına kadar dayanan Hint mitolojisi, özellikle Hindistan, Nepal, Bangladeş'te yaygınlığını sürdürmektedir. Farklılıkları ile dikkatleri üzerine çekmeyi başaran ''Hint mitolojisi nedir?'' sorusunun yanıtını sizin için derledik…

Hint mitolojisi, Hindistan kıtasının büyüleyici oranda coğrafi bölgeyi kapsaması sebebi ile oluşan toprak zenginliği ve çeşitliliği ile oldukça zengindir. Hint mitolojisinin en belirgin özelliği gerçeği, Nirvanayı (ruhsal esriklik) veya aydınlanmayı bulmak için dünyadaki kaosu ve ön görülemeyeni aşma arzusudur. Günümüzde oldukça yaygın olan meditasyonu da isteklerine ulaşmak için kullandıkları bilinmektedir.

HİNT MİTOLOJİSİ TARİHÇESİ

Hint mitolojisi, Sanskrit yazınında varlığını bulan ve Hinduizmle ilintili anlatılar bütünüdür. Nepal ve Hint kültürünün bir alt kümesi olarak algılanan Hint mitolojisi, tekdüze bir yapıdan çok farklı gelenek, sınıf, felsefe ve coğrafyaya sahip insanların bir araya getirdiği öyküleri temsil etmektedir. Kutsal metinler olan Vedalardan beslenmektedir.

Hinduizm (aynı zamanda Sanatana Dharma ve Vaidika-Dharma diye de bilinir) çok kapsamlı ve geniş bir dindir. Özellikle Hindistan, Nepal ve Bangladeş'te yaygındır, günümüzde yaklaşık 900 milyon inananıyla Hristiyanlık ve İslam'dan sonra en büyük üçüncü dindir.

Kökeni, ismini de aldığı gibi, Hindistan’a dayanır. Bu dine mensup kişilere Hindu denir. Bu inançlı Hindular dinlerini bir yaşam tarzı olarak benimserler. Hinduizmin en eski ve kutsal kitapları (yazıları) Kutsal Vedalardır.

Hinduizm sonradan gelişen bir kavramdır. İlk zamanlarında Hindistan'ın farklı bölgelerinden, Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Budist veya Jain olmayan kişilerin bir araya gelmesiyle oluşan bir grup olarak başladı; ancak zaman içinde hızla gelişti. 19. yüzyılın ilk yarısında İngilizce konuşulan ülkelerde bu kavram bir kimlik kazandı ve Hindutva’nın (Hindu köktenci hareketi) gelişimiyle bir ideoloji olarak anılmaya başlandı. Bunlardan farklı olarak Hint Anayasasında Hinduizm; Jainizm, Budizm ve Sihizm’i içeren bir tanım olarak belirtilir.

Hinduizm mistik bir dindir. Bu dinde olan kişiyi iç varlığındaki Gerçeği kişisel olarak tecrübe etmeye, sonunda insan ile Tanrı'nın bir olduğu şuurun zirvesine ulaşmaya teşvik eder. Başlangıcı belli değildir ve kayıtlı tarihten öncesine kadar uzanır. (Hinduizm, MÖ 1500'lerde Veda'ların yazıya geçirilmesinden çok daha önce de mevcuttu MÖ 3000 yıllarında Pre-Harappa ve Harappa dönemlerinde İndus uygarlığının dini idi bu yıllardan kalma çeşitli Şiva kalıntıları bulunmuştur). Belli bir kurucusu yoktur.

GENEL BAKIŞ

Herkes, yaşam ve ölümün sürekli birbirini takip ettiğine, yani reenkarnasyona inanır. Din öğretmenleri “Guru”lar, onların inançlarında büyük önem taşırlar. Teolojileri ve felsefeleri tamamen farklılık gösterse de Hindular birlikte dua eder ve birlikte kutlama yaparlar. “Çeşitlilik içinde birlik” Modern Hinduizm’de sıklıkla kullanılan bir kavramdır.

Hinduizmde en önemli ilke dharmadır. Dharma, insanların sosyal ve dini konumlarının gereği davranış biçimlerinden dini uygulama tarzlarına kadar uzanan prensipler bütününe işaret eden bir kavramdır. En üstte bulunan Realite'ye tapar ve bütün insanların gerçeği fark edeceğini belirtir. Hinduizmin çoğu mezhebine ve inanışına göre ebedi bir cehennem ve lanetlenme diye bir şey yoktur. Yalnız, M.S. 1300 yıllarında Madhva'nın kurmuş olduğu Vaishnavism'in Dvaita inanışına göre ebedi lanetlenme olgusu vardır. Madhva ruhları 3'e bölmüştür:

Mokşa'ya ulaşabilecek ruhlar (Mukti-yogyas),

Sonsuza kadar doğum ölüm döngüsünde kalacak olan ruhlar (Nitya-samsarins),

Sonsuza kadar lanetlenecek acı çekecek ve sonsuz cehenneme gidecek olan ruhlar (Tamo-Yogyas).

Hinduizm, tüm görünümleri biricik kaynağın açılımları kabul eden Monist perspektiften, ikililiğe düalizm, Ortadoğu dinlerindeki gibi yüce bir Tanrı'ya dayalı deizmden, çok tanrıcılığa bütün ruhsal yolları kabul eder ve geçerli sayar.

Her varlık kendi yolunu seçmekte özgürdür; bunu ister duayla, ister inzivayla, ister meditasyonla yapar, isterse fedakârca davranışlarla. Tapınaklarda tapınmaya, kutsal metinlere ve guru disiplini geleneğine önem verir. Dinsel bayramlar, haç, kutsal ilahiler ve evlerde tapınak uygulanan geleneklerdir.

Hindu yolunu sevgi, şiddetten kaçınma, iyi davranışlar ve doğruluk yasası tanımlar. Bütün karmalar temizlenene, Tanrı fark edilene kadar her varlık yeniden bedenlenir. Muhteşem kutsal tapınakların, Hindu evindeki huzur dolu dindarlığın, metafizik ve yoga bilimin önemi büyüktür.

Hinduizmde, ilk defa MÖ 800'lü yıllarda Brihadaranyaka Upanişad'ta detaylı bir şekilde açıklanan karma ve reenkarnasyon inançları bulunmaktadır.

Kişinin hayatında yaptığı, düşündüğü, hissettiği bütün olgular ve mental nitelikler, kişinin gelecekteki hayatını ve bütün kişilik özelliklerini, kaderini biçimlendirir. Başka bir deyişle Hinduizm’e göre kişi, farkında olarak veya olmayarak kendi kaderini yaratmaktadır.  Tanrı bu kadere "kötü" bir etki bırakacak bir şekilde müdahale etmez yani kişinin hayatında başına gelen kötü olayların hiçbirinin arkasında "Tanrı" yoktur. Ancak eğer kişi Tanrı'ya derin ve içten dua ederse Tanrı, kişinin karmasına iyi etki edebilir.

Yüksek çakralarda bulunan akaşik hafıza, kişinin dünya hayatlarında, astral boyutlarda ve diğer var oluş biçimlerinde yaptıklarını, düşündüklerini, mental özelliklerini, ruh etkilemeleri biçiminde bir nevi "kayıt" etmektedir.

İNANÇLAR

Hinduizmin kabul ettiği inançlar genel olarak şunlardır:

Vedalar (Samhitalar, Brahmanalar, Aranyakalar ve Upanişadlar) Tanrı sözüdür, ileri seviye ruhsal varlıklar olan Rişi'lere vahiy yoluyla gelmiştir.

Aşkın ve içkin olan her yerde var olan, hem yaratıcı hem de yaratılışın kendisi olan ve pek çok şekilde tezahür edebilen, farklı şekillerde adlandırılan, her şeyi, bütün canlıları ve evreni kapsayan, bütün canlıların kalbinde "üst ruh" olarak var olan tek Tanrı.

Evrenin sürekli bir, oluşum, muhafaza ve yok ediliş devrelerinden geçtiği, sonsuz olduğu.

Bütün canlıların yaptıkları, düşündükleri ve hissettikleriyle kendi kaderlerini yaratmaları, Karma/etki tepki yasası.

Bütün canlıların, ruhsal evrimlerini tamamlayıp Mokşa'ya ulaşıncaya kadar yeniden bedenlendikleri/ reenkarnasyon inancı.

Bütün hayatın ve canlıların kutsal olduğu; saygıyı, sevgiyi hak ettikleri, zararsızlık(ahimsa) ilkesi.

Sadece, tek bir dinin geçerli olmadığı, bütün dinlerin Tanrı'ya ulaşmada çeşitli yollar olarak kabul edilmeleri gerektiği.

KARMA ÇEŞİTLERİ

Hinduizme göre insanın yaşamlarında başlarına gelen kötülükler ve felaketlerin Tanrı ile ilgisi yoktur, Tanrı asla hiçbir şekilde kötülüğe ve felakete neden olmaz. Tanrı, fizik yasalarını ve doğa kanunlarını yaratması gibi, karma yasasını da var etmiştir, böylece kişi, kaderini kendisi yazmaktadır ancak "Sevgi" olan Tanrı, eğer derin bir şekilde istenirse insanların karmalarına iyi etkiye neden olacak bir biçimde müdahele edebilir. Hinduizmde Karma, 3 çeşittir:

Sanchita Karma

Prarabdha Karma
Kriyamana Karma
Prarabdha Karma, karmanın değiştirilemez kısmıdır. Dolayısıyla bir "sonuç"tur ve yaşanmak, katlanılmak zorundadır. Ok atan bir kişi attığı oka benzer, ok yaydan çıkmıştır ve okçunun, artık elden çıkan ve "kaderini yaşayacak" olan ok üzerinde yapabileceği bir şey yoktur. Tek yapacağı "kriyamana Karma" yı yani mevcut durumunu karmasını en iyi şekilde yaratıp yeni okunu en iyi şekilde kullanmaktır.

Kişi bütün karmaları temizleninceye ve ruh evrimini tamamlayıncaya kadar doğum ölüm döngüsünde(samsara) kalır, artık öğrenilecek, geliştirilecek bir şey kalmayınca Mokşa adı verilen kurtuluşa ulaşılır ve artık yeniden doğum, samsara son bulur.