Bağışıklığı güçlendirmek için meyve suyundan turşuya ve kemik suyuna kadar birçok besine mutfakta yer açtığımız gibi tüketimi de artırdık. Ancak beslenme rutinimizde yaptığımız bazı hatalı alışkanlıklarımız var ki bağışıklık sistemimizi güçlendirmek yerine tam aksine zayıflatabiliyor, hatta bazı önemli hastalıkların tetiklenmesine bile yol açabiliyor. "Kemik suyu, turşu, meyve" gibi besinlerin fazla tüketildiğinde de hastalıklara davetiye çıkardığına dikkat çeken uzmanlar, doğru bilinen yanlışları anlattı.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Ece Öneş, özellikle selenyum, demir, çinko gibi minerallerin ve C vitaminleri ile B12 vitamininin vücuttaki seviyelerinin azalmasının bağışıklık sistemini doğrudan olumsuz etkilediğine dikkat çekerek, "Bağışıklık sistemi olumsuz etkilendiğinde Kovid-19 hastalığına yakalanma riski arttığı gibi hastalığa yakalananların hastalığı kolay atlatamadığını da unutmamak gerekiyor. Bu nedenle her gün yeterli ve dengeli beslenmek çok önemli." dedi.
Yanlış: Bolca meyve suyu içmek
Doğrusu: Bağışıklığımızı güçlendirir düşüncesiyle çoğumuz bolca meyve suyu tüketmeyi alışkanlık hâline getirdik. Ancak meyvelerin kendisini tükettiğimizde vitamin, mineral ve posa alırken, meyve suyu içtiğimizde ise posa yerine bol miktarda früktoz şekeri ve aşırı kalori alıyoruz. Fazla alınan früktoz da kan şekerini çok hızlı yükselttiği için insülin direnci ve diyabet başta olmak üzere tüm kronik hastalıkların kapılarını açıyor, aynı zamanda bağışıklığı olumsuz etkiliyor.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Ece Öneş, bu nedenle bağışıklığı güçlü tutmak için taze sıkılmış meyve sularını tercih etmek yerine günde 2-3 porsiyon taze meyve tüketmenin çok daha iyi bir tercih olacağını söylüyor.
Yanlış: Kemik ve et suyunu abartmak
Doğrusu: "Bağışıklığımızı güçlendirmek için yaptığımız beslenme hatalarından biri de, fazla miktarda kemik ve et suyu tüketmek oluyor" uyarısında bulunan Beslenme ve Diyet Uzmanı Ece Öneş, sözlerine şöyle devam ediyor:
"Kemik ve et suyunun ılımlı miktarlarda tüketilmeleri sağlığa faydalı etki gösterirken, neredeyse her yemeğe eklenmeleri ise bağışıklığı desteklemediği gibi, kolesterol seviyelerini de hızla yükseltiyor. Kolesterolün yükselmesi de başta kalp-damar hastalıkları olmak üzere birçok kronik hastalığa davetiye çıkarıyor. Dolayısıyla kemik ve et suyu tüketimini minimum seviyelerde tutmak pandemide bağışıklığı desteklemesi açısından yeterli gelecektir."
Yanlış: Kahve ve çay tiryakisi olmak
Doğrusu: Evde kalış sürelerinin uzamasıyla birlikte şüphesiz gün içerisinde içilen çay ve kahve miktarları oldukça arttı. Ancak aşırı tüketimle birlikte vücuda alınan fazla kafein; stres, sinirlilik hali ve uyku uyuyamama gibi durumlara neden olarak bağışıklığı olumsuz etkiliyor. Siyah çay ve kahvenin yanı sıra yeşil çay ve matcha çayı gibi bazı bitki çaylarının da yüksek miktarda kafein içerdiğini unutmayın. Tüm kafein içerikli içecekleri günde maksimum 3 kupayla sınırlandırmaya özen gösterin.
Yanlış: Her öğünde turşu tüketmek
Doğrusu: Pandemi döneminde bağışıklığı güçlendirmek için belki de en çok başvurduğumuz besin, turşu. Elbette probiyotik etkisiyle bağırsak sağlığına iyi geliyor ve genel bağışıklığı güçlendirmeye yardımcı oluyor.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Ece Öneş, "Ancak turşuyla ilgili çoğunlukla unutulan bir gerçek var ki o da çok tuz içermesi" uyarısında bulunarak, fazla turşu tüketiminin zararlarını şöyle anlatıyor:
"Turşu tüketimini abartmak beraberinde gereksiz tuz alımına, bunun sonucunda da özellikle tansiyon ile ödem problemlerine yol açabiliyor. Dolayısıyla tansiyon ve kalp-damar ile böbrek hastalarının turşu tüketimini hekimin izin verdiği miktarda minimumda tutmaları, sağlıklı kişilerin ise haftada birkaç gün ılımlı miktarlarda tüketmeleri bağışıklığı güçlendirmede yeterli olacaktır."
Yanlış: Televizyon karşısında atıştırmak
Doğrusu: Pandemide evde geçirdiğimiz zamanın artması, sosyalleşmenin ve hareketin ise tam aksine azalması gibi birçok faktör, bilgisayar ve televizyon karşısında daha fazla zaman geçirmemize yol açtı. Aynı zamanda da ekran karşısında tükettiğimiz atıştırmalıkların da miktarı oldukça arttı. Atıştırmalıkların karbonhidrat ile yağdan zengin olmaları ve hareketsizlik, kilo alımına neden oldu. Üstelik atıştırmalıkların karbonhidrat içeriklerinin yüksek olması; kan şekerinin sürekli yüksek kalmasına ve dolaylı olarak bağışıklığın olumsuz etkilenmesine yol açıyor. Bu nedenle paketli ürünlerin ve pastane ürünlerinin tüketimini azaltmanız, hamur işi gıdaları kısıtlanmanız, taze ve kuru meyveleri günde toplam 2-3 porsiyon, kuruyemişleri de günde bir avuçtan fazla tüketmemeniz, dengeyi sağlamakta en önemli adımlar olacaktır.
Yanlış: Hatalı diyet yapmak
Doğrusu: Hareketsizlik başta olmak üzere gün içerisinde can sıkıntısından sıkça mutfağa yönelmek, çeşitli tatlı ve hamurlu gıdaların denenmesi, strese ve kaygıya bağlı iştah artışı gibi sebepler kilo alım süreçlerini hızlandırdı. Hal böyle olunca hemen herkesi hızla kilo verme telaşı sardı. Ancak dikkat! Hatalı yapılan diyetler sağlığımızı tehdit ediyor. Örneğin kilo vermek amacıyla uygulanan tek tip beslenmenin hakim olduğu kısıtlı diyetler bağışıklık sisteminizi güçlü tutacak besin ögelerinden yoksun olup, hastalıklara karşı gücümüzü azaltıyor. Bu nedenle karbonhidrat, protein, yağ ile vitamin-minerallerin dengeli olduğu bir programla kilo verebilmek ve zayıflarken sağlıklı kalabilmek için diyetisyene başvurmayı unutmayın.