AKSAM.COM.TR / MOR PAPATYA
Sütteki laktik asitler mayalandıkça bakteriye dönüşür. Kefir içerek vücudumuza adeta bakteri almış oluruz. Ancak bu bakteriler vücudun işleyişine katkı sağlar. Sindirimin yanı sıra sinir hücrelerinin de uyarıcılarını açar. Beynin işlevselliğine katkı sağlar.
Tarihin en eski besini olan kefir bilimsel araştırmalara göre yüksek oranda prebiyotik içerir. Bu sayede sindirim hareketlerini düzenler. Hastalıklara karşı vücuda kalkan olur. Bağırsak florasını düzenleyerek besinlerin doğru enzimlenmesini sağlar. A ve B vitamini kompleksi bakımından doğadaki en zengin besindir.
Düzenli olarak tüketilen kefir, vücudun doğal işleyişine katkı sağlar. Tek bir bardağı eksik olan tüm mineral ve vitaminleri kolayca karşılar. Bağırsakları düzenleyerek hem kabzı hem ishali engeller. Özellikle bağışıklık sisteminin istediği doğal protein depoları sayesinde hastalık sırasında virüslerle vücuda hasar bırakmadan savaşır. En doğal şekilde elde edilen kefir mikrooganizmalar bakımından zengindir. İçeriğindeki bakterilerle vücuttaki zararlı bakterilerle savaşır. Özellikle mantara bağlı gelişen bakterileri yok eder.
K2 vitamini sayesinde kemik ve kaslardaki hasarları hızla onarır.
Huzursuz bağırsak sendromu, ülser ve gaz sıkışması gibi vücudun yapısını sağlığını alt üst eden sağlık sorunlarını ortadan kaldırır.
Astım ve alerjik hastalıklara neden olan bakterileri immün reaksiyon sayesinde etkisiz hale getirerek akciğer ve boğaz yolunu arındırır.
Cilt yapısındaki elastikleri güçlendirerek yaşlanmayı durdurur.
Bağırsaklardaki flora seviyesini dengeleyerek hem kabızlığı hem de ishali önler.
Günlük tüketimde besinlerden kaynaklı hasar alan karaciğerin toksinlerden arınmasını destekler.
Pandemi sonrası en sık yaşanan sağlık sorunu olan uyku problemlerini düzenler.
Yapılan bazı araştırmalarda kefirin meme kanserini önlediği tespit edilmiştir.
Kandaki kolesterol seviyesini kontrol ederek kan basıncını dengeler.