IHA
Yaz aylarında serinlemek isterken çoğumuz havuzla gelen hastalıkların farkında değiliz. Fakat ciltteki bazı belirtiler aslında durumu haber veriyor. Çocukları el ayak ağız hastalığı riskine karşı uyaran Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nazlı Karakullukçu Çebi, havuzla gelen hastalık belirtilerini anlattı.
İHA'ya açıklamalarda bulunan Çebi, el ayak ve ağız hastalığının genellikle ateş (38-39 derece), iştahsızlık, belli belirsiz bir kırıklık hali ve boğaz ağrısı ile başladığına dikkat çekti.
HAVUZLA GELEN HASTALIK BELİRTİLERİ
Uzm. Dr. Çebi, diğer belirtileri şöyle sıraladı:
"Karın ağrısı ve öksürük de olabilir. Ateşin başlamasından 1-2 gün sonra, ağızda ağrılı, içi su dolu döküntüler meydana gelir. Döküntüler genellikle ağzın arka kısmında küçük kırmızı lekeler olarak başlar, daha sonra içi su dolu kabarcıklar haline gelir. Deri döküntüleri ise 1-2 gün sonra gelişir. Ayak tabanı ve ellerde avuç içinde düz kırmızı noktalar halinde başlar."
DERİDE DÖKÜNTÜLER GÖRÜLEBİLİR
Bazen döküntülerin dizlerde, dirseklerde, kalçada veya genital bölgede de oluşabileceğini söyleyen Nazlı Karakullukçu Çebi, şu bilgileri verdi:
"Popoda oluşan döküntüler pişik, ellerdeki döküntüler alerji ile karıştırılabilir. El ve ayaklardaki döküntüler genellikle 5-7 gün içerisinde kendiliğinden iyileşir. Özellikle küçük çocuklar ağızlarındaki ağrılı yaralar nedeni ile su içmekte zorlanabilir. Her ne kadar adı el, ayak ve ağız hastalığı da olsa her zaman tüm bu alanlarda döküntü görülmeyebilir. Sadece ağız yaraları veya sadece deride döküntüler şeklinde gelişebilir."
EL AYAK AĞIZ HASTALIĞINA KARŞI EN ETKİLİ YÖNTEM
Hastalığın solunum yoluyla, tükürükle, yakın temasla ve dışkı yoluyla bulaşabileceğinin altını çizen Uzm. Dr. Çebi, önlemleri şöyle sıraladı:
"Yazın havuz sezonunun açılması ve enfekte havuz sularının yutulması ise ayrı bir risk oluşturmaktadır. Yoğunlaşan virüslerle hastalık salgına da dönüşebilmektedir.
Muayene, ağızda, ellerde ve ayaklarda döküntüler, genellikle hastalığın teşhisi için yeterlidir.
Genellikle, hiçbir laboratuvar çalışması gerekmez. Hastalığın belirlenmiş bir tedavisi ve aşısı yoktur. Hastanın beslenme durumu değerlendirmeli ve gerekli halde serum ile sıvı alımı desteklenmelidir.
Ellerin sık sık yıkanması, kirli ellerin ağza ve yüze sürülmemesi çok büyük önem taşır. Bulaşıcı olduğundan el-ayak-ağız hastalığına yakalanan kişilerden uzak durulması gerekir.
Okul ve kreşlerde ortam yüzeylerinin günlük temizliği sağlanmalıdır. El ayak ve ağız hastalığına karşı en etkili yöntem hijyendir."