Harvardlı psikoloğa göre zekası düşük insanların her gün kullandığı 7 cümle

Duygusal zekanın belirtileri davranışlara ve kişinin kullandığı cümlelere yansır. Harvardlı psikoloğa göre duygusal zekası düşük insanlar her gün aynı cümleleri kullanıyor. Her insan zekasını göstermek ister. Fakat bunu sosyal hayata yansıtma çabası içinde olmak bazılarını düşündürebilir. İşte Harvardlı psikolağa göre zekası düşük insanların her gün kullandığı 7 cümle...

Duygusal zeka insanın sosyal hayatını etkiler. Bunun yanında duygusal zeka duygularını düzenler, dengeli dağıtır, etrafındakilerin duygularının farkında olmayı sağlar. Yüksek duygusal zekaya sahip biri kişisel farkındalığı ve empatiyi ortaya çıkarırken, düşük duygusal zekaya sahip olanlar uzun süreli bağlar kurmak için gerekli sosyal ipuçlarından yoksundur.

Düşük duygusal zekanın belirtileri olan bazı ifadeler vardır. Harvard psikoloğu Dr. Cortney Warren, PhD'ye göre, birinin duygusal zeka spektrumunda nereye düştüğünü anlamak biraz zaman alacak gibi görünse de, düşük duygusal zekayı gösteren bazı ifadeler var.

HARVARDLI PSİKOLAĞA GÖRE DUYGUSAL ZEKASI DÜŞÜK İNSANLARIN HER GÜN KULLANDIĞI 7 CÜMLE

1. "Değişmiyorum. Ben buyum."

Değiştirmeniz veya üzerinde çalışmanız gereken şeyleri duymak zor olsa da bu gereklidir. Ancak duygusal açıdan zeki olanlar bir gecede bu hale gelmemiştir. Zihniyetlerini geliştirmek ve değiştirmek muhtemelen çok fazla öz değerlendirme ve irade gerektirir. Kusurlarınızı bildiren birine bu şekilde yanıt veriyorsanız, o zaman zihninizin dışına çıkma ve davranışınızın başkalarını nasıl etkilediğini değerlendirme becerisinden yoksun olabilirsiniz.

2. "Nasıl hissettiğin umurumda değil."

Birine, onun duygularını daha az umursamadığınızı açıkça söylemeniz, onu hiç umursamadığınız anlamına gelir. Bu cümleyi söyleyerek bencil davranışlar sergiliyorsunuz ve kendinizi başkalarının yerine koyacak empatiden yoksunsunuz. Bu da güçlü ilişkiler geliştirmeyi zorlaştırır. Bunun yerine Dr. Warren şöyle demeyi öneriyor: "Üzgün hissettiğini duyduğuma üzüldüm. Şu anda sana nasıl yardımcı olabilirim?"

3. "Böyle hissetmem senin hatan."

Duygusal zekası yüksek insanlar, kendi duyguları için başka hiç kimsenin suçlanamayacağını bilirler. Hayatınıza dair içselleştirilmiş algılarınıza dayanan duygularınızdan siz sorumlusunuz. Kendi hisleriniz için başkasını suçlamak olgunlaşmamışlığın bir işaretidir. Dr. Warren bunun yerine şunu söylemeyi öneriyor: "Şu anda kendimi çok duygusal hissediyorum. Benim durumla ilgili algım şu ki..."

4. "Sadece yanılıyorsun."

Duygusal zekası düşük olanlar, hatalı olduklarına inanmayı reddedeceklerdir. Başkalarıyla olan çatışmayı yönetirken madalyonun her iki yüzünü de görmek önemlidir. Hiçbir şey asla siyah ya da beyaz değildir; arada her zaman bir gri alan vardır. Başkalarını dinlemek için bakış açınızı genişletmenize izin verin. Dr. Warren bunun yerine şunu söylemeyi öneriyor: "Olayları sizin gördüğünüz gibi görmesem bile sizin bakış açınızı duymak istiyorum. Neden bu şekilde hissettiğinizi anlamama yardımcı olabilir misiniz?"

5. "Deli olmayı bırak!"

Asla yapmamanız gereken bir şey varsa o da birine deli demektir. Birinin eylemleri ne kadar mantıksız görünürse görünsün, çoğunlukla incinmiş ve duyulmamış duygulardan kaynaklanır. Birinin neden sizin mantıksız davranış olarak algıladığınız bir davranışı sergiliyor olabileceğini anlamaya çalışın ve ona sesinizin duyulduğunu hissettirin. Ateşi düşmanlıkla körüklemek yerine empatiyle söndürün.

6. "Seni affedemem."

Bazı eylemleri affetmek zordur, ancak duygusal açıdan zeki insanlar diğerlerinin kusurlu davranışlarıyla empati kurabilirler. Affetmeyi reddetmek olgunlaşmamışlığın bir işaretidir. Kin tutmak ve kırgınlığa tutunmak duygusal açıdan yorucudur. Dürüstlükle karşılık verdiğinizde ve daha büyük kişi olmayı seçtiğinizde, uzun vadede sizin için çok daha faydalı olacaktır.

7. "Duygularınız mantıksız."

Başkalarının duygularının geçersiz olduğuna inanmak haksızlıktır ve mantıksızdır. Bazı insanlar bazı şeyleri diğerlerinden daha derinden hissederler ve bu insanların seslerinin duyulduğunu hissetmelerini sağlamak önemlidir. Hiç kimsenin duyguları asla mantık dışı değildir. Öyle görünseler bile bu duyguların kökleri geçmiş travmalara ve acı verici deneyimlere dayanmaktadır.