Grip deyip geçmeyin, kalbi de bozabiliyor! Tam mevsimi, uzmanlar uyarıyor

Grip ve soğuk algınlığı mevsimindeyiz. Gribal enfeksiyonlar tahminlerimizden de fazla zarar verebilir. Özellikle iltihaplanma, tıkamalar kalıcı rahatsızlıklara yol açabilir.

HABER MERKEZİ

Gribin basit bir solunum yolu enfeksiyonu olmaktan çıkıp, dünya çapında bir halk sağlığı tehdidine dönüştüğü, bilimsel araştırmalar ve uzman görüşleriyle netleşti. Mevsimsel bir rahatsızlık olarak görülen bu hastalığın, bağışıklık sistemini kalıcı olarak etkileyebileceği ve kronik hastalıklara davetiye çıkarabileceği yönündeki bulgular, tıp dünyasını alarma geçirdi.

Uzun yıllar boyunca, grip genellikle birkaç gün süren yüksek ateş, öksürük ve kas ağrılarıyla atlatılan, basit bir viral enfeksiyon olarak kabul edildi. Ancak son yıllarda yapılan genetik çalışmalar ve klinik gözlemler, bu yaygın inancın sorgulanmasına neden oldu.

ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü'nden (NIAID) Dr. Anthony Fauci'nin öncülüğünde yapılan araştırmalar, influenza virüsünün vücutta bıraktığı izlerin sanılandan çok daha derin olabileceğini gösterdi.

Dr. Fauci, grip enfeksiyonunun ardından bağışıklık sisteminde meydana gelen değişikliklerin, ileriki yaşlarda kalp krizi, felç ve Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıklara yakalanma riskini artırabileceğini belirterek, "Virüs, sadece solunum yollarını hedef almıyor. Vasküler sistem üzerinde yarattığı iltihaplanma, yıllar sonra dahi ciddi kardiyovasküler olaylara zemin hazırlayabiliyor" dedi.

Fauci, influenza virüsünün nöronal hücreler üzerindeki potansiyel tahrip edici etkilerine de dikkat çekti.

AVRUPA'DAN GELEN SİNYALLER: KRONİK HASTALIKLAR VE GRİP İLİŞKİSİ

Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) tarafından yayımlanan raporlar da benzer bulgulara işaret etti.

İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden Prof. Dr. Anders Widmark'ın liderliğindeki bir çalışma, grip geçiren bireylerde, enfeksiyonu takip eden beş yıl içinde kronik yorgunluk sendromu (ME/CFS) ve fibromiyalji teşhisi konulma olasılığının arttığını ortaya koydu.

Widmark, "Grip sonrası bağışıklık sisteminin aşırı tepki vermesi veya kendini toparlayamaması, otoimmün hastalıklara giden yolu açabilir" şeklinde yorumladı.

Bu yeni bilgiler ışığında, grip aşılamasının önemi daha da artırdı. Sadece mevsimsel salgınları önlemekle kalmayıp, aynı zamanda uzun vadeli sağlık risklerini de azaltmada kilit rol oynadığına inanıldı.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yetkilileri, özellikle risk gruplarının (yaşlılar, çocuklar ve kronik hastalığı olanlar) aşılanma oranlarının yükseltilmesi için ulusal sağlık otoritelerine çağrıda bulundu.

GELECEĞE DAİR ENDİŞELER: "YENİ BİR SALGIN KAPIDA MI?"

Bilim dünyasında, her yıl mutasyona uğrayan influenza virüsünün, geçmişteki pandemilere benzer bir tabloya yol açabileceği endişesi de mevcut.

Genetik materyalini hayvanlarla (özellikle kuşlar ve domuzlar) paylaşabilen virüsün, insanlar için ölümcül olabilecek yeni bir suşunu oluşturma ihtimali, tüm dünyada alarm zillerinin çalmasına neden oldu. Bu gelişmeler, grip algımızı yeniden gözden geçirmemizi gerektiriyor. Artık bu hastalığın sadece basit bir "üşütme" değil, ciddi ve potansiyel olarak uzun vadeli sonuçları olan bir halk sağlığı meselesi olduğu kabul edilmesi önerildi.