AKSAM.COM.TR/MOR PAPATYA
Sena PARLAR
Papatya çayları, melatonin takviyeleri ve dahası uykusuzluğa çare olmayabiliyor. Psikolojik ve fizyolojik alt yapısı olabilen uykusuzluk hastalığına dair farklı bir pencere açmak istedik. Gezegenlerin gökyüzündeki konumları birtakım sağlık konularını tetikliyor. Peki Astrologların bu konu hakkındaki görüşleri neler? Yıldızlar uyku üzerinde ne kadar etkilidir?
Gökyüzü uykusuzluğu tetikler mi sorumuza Astrolog Özlem Recep şöyle cevap verdi:
Bu aralar uyku problemi yaşayanlar var mı? Bazı geceler uykunuz çok derin bazı gecelerde uyku gelse diye evin içerisinde dolaşıp dururken sabaha karşı bir bakmışız uyumuşuz. Peki bunun gökyüzüyle ilişkisi var mı?
Yapılan araştırmalara göre Yeniay vakitlerine doğru derin uykular yaşarken, Dolunay ve Tutulma hatlarına yakın zamanlarda uykusuzluk en üst seviyelerde.
Gökyüzü bizi bu kadar mı etkiliyor?
Diğer gezegenlerin etkilerine girmeden en basit anlamıyla Dünyanın uydusu Ay'ın çekim gücü bizim üzerimizde inanılmaz bir etkisi var. Size bu konuda kendimiz haricinde bir örnek vermek istiyorum. Gel-git olayını hepimiz biliriz. Dünyanın Ay'a yakın kısmında sular Ay tarafından kendine doğru çekilir ve suların üzerinde bir doğa olayı, gel - git yaşanır. Gözle görebildiğimiz bu doğa olayında Ay'ın manyetik etkisini görebilmek mümkündür. Ay'ın enerjisi doğa olaylarında bile bu kadar etkiliyse %60 ı sudan oluşan insanoğlunun üzerindeki etkisini tartışmaya gerek bile yoktur. Astrolojik olarak Ay boşluktayken hareket bile etmek içimizden gelmez, Ay karanlığa doğru ilerlerken uyku uyumak, biraz daha kendi kabuğumuza çekilme hissi yaşanır, Ay Dolunay hatlarından geçerken de uykusuzluk en üst seviyeye taşınırken, insanoğlunun üreme isteği, eski zamanlarda avlanma isteği, eğlenme ve harekete geçme dürtüleri bir anda tetiklenir.
En basit uydumuz bile bu kadar etkiliyken Galaksimizdeki diğer gezegenlerin retro ve özel hareketleri işimiz, evliliğimiz, paramız ve sağlığımız üzerindeki etkileri de muazzamdır. Hayatta her ne yaşıyorsak yaşayalım, gerekirse uykusuz kalalım, gökyüzünün muazzam müziği altında dans etmeyi unutmayalım..."
Gezegenlerin ruh hali, uykusuzluk ve huzursuzluk üzerinde ne tür etkileri var sorumuzu Astrolog Duygu Demir şöyle cevapladı:
Biz astrologlar "Gökte ne varsa yerde o vardır" söylemi ile yola çıkarız. Bazı gökyüzü olayları güzel, keyifli anları anlatırken bazıları çok daha yorucu ve gergin olayları anlatır bizim için. Bazen mücadele gezegeni Mars bizleri zorlar ve o günü çok daha gergin geçiririz. Bazen de zihin, düşünceler göstergemiz Merkür detaycı ama bir o kadar da kuruntulu Başak burcunda hareket eder; günümüzü en mükemmel halde planlarken akşamları nasıl olacak diye kaygılanmaktan uyuyamayız.
Birde bizleri duygularımız ve mantığımız arasında seçimler yapmaya iten Ay ve Güneş'in dansı var. Yeni ay zamanları her şeyi çok daha rasyonel bir zihinle, mantıklı şekilde değerlendiriyoruz. Sonra Ay Güneş'in ışınlarını her gün biraz daha geniş bir alanda dünyaya yansıtmaya başlıyor. Geceleri gökyüzünde gitgide daha çok büyüyen bir ay görmeye başlıyoruz. Yaklaşık 14-15 günün sonunda ise ayın kocaman parlayan haliyle Dolunay oluyor. Dolunay zamanları aynen gecenin karanlığında ışıldayan ayın karanlığı aydınlatması gibi gözümüzün önünde olduğu halde görmediğimiz olayları fark ediyor, bir anda gelişen gergin durumları idare ediyor ve kabaran duygularımızı anlamlandırmaya çalışıyoruz. İşte böyle Dolunay dönemleri de uykusuzluğu tetikleyen zamanlar oluyor. Çok yakında 16 Kasım'da bir dolunayımız var örneğin. Geceleri gözleri tavana dikme dönemi başladı!
Yıldızlar mı bizi uykusuz bırakıyor ?
Bu dolunayın haricinde son aylarda gökyüzünde bizleri, toplumsal seviyede etkileyen büyük bir geçiş enerjisi var. 2008 yılından beri Oğlak burcunda hareket eden Pluto – evet bizim için halen daha bir gezegen – artık bu alandan çıkmak üzere. Çok uzun süreler bir burçta hareket eden bu gezegen toplumların yaşama biçimini dönüştüren, insanlığın tekamülünü etkileyen en önemli enerjilerden biri olarak geçer. İşte bugünlerde Oğlak burcuna veda etmeye hazırlanırken son işlerini tamamlayıp, elinde ne varsa bitirip, fazlalıkları süpürüp gitmenin peşinde. Bu da hepimizde oldukça yoğun bir baskı ve sıkışmışlık hissi yaratıyor.
Ayrıca astrolojide tutulmaları etkileri akabindeki 6 ay boyunca devam eden yoğun enerjili göksel olaylar olarak görürüz. 18 Eylül'de meydana gelmiş olan Balık burcundaki Ay tutulması sembolizmi nedeniyle belirsizlik, karmaşa, havada kalma, kaygı, anksiyete temalarına işaret ediyordu. Sanki okyanusta yol alıyoruz, gideceğimiz rotayı da seçmişiz ama önümüzde kocaman bir sis bulutu var... Bu nedenle nereye, nasıl gittiğimizi, bir sonraki adımımızı göremiyor, el yordamıyla ilerliyoruz. Ve bunun getirdiği kaygı yoğun. İşte bu iki büyük enerji hem Plüton'un burç değiştirmesi hem de "kaygan bir zeminde yürüyorum" hissi veren Balık tutulması aynı anda olunca... Hepimiz aslında biliyoruz ki hayatlarımız değişiyor. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ama nasıl bir yöne gittiğimizi de tam bilemediğimiz için içten içe adını tam koyamadığımız bir "kaygı bozukluğu" halindeyiz. Uykularımızı en çok kaçıran bu belirsizlik hali diye yorumluyorum.. mart ayına kadar devam edecek bir süreç olduğunu belirtip, hepimize bol sabırlar diliyorum.