Hamilelik sürecinde ya da doğumdan sonra yaşanabilen bir sorun olan preeklampsi, anne adaylarının en büyük korkuları arasında yer alan rahatsızlıklardan biridir. Fakat alınacak tedbirlerle gebelik zehirlenmesiden kaçınmak mümkündür.
Yalnızca hamilelik dönemi içinde ve doğumun ardından geçen kısa bir süreçte ortaya çıkabilen bir rahatsızlık olan preeklampsi, gebelerin korkulu rüyalarından biridir. Alınabilecek tedbirler sayesinde gebelik sürecini bu rahatsızlığa yakalanmadan atlatmak mümkündür.
PREEKLAMPSİ NEDİR?
Hamilelik döneminde ortaya çıkan yüksek tansiyon anlamına gelen preeklampsi, gebelik zehirlenmesi olarak da anılmakta ve hamileliğin genellikle 20. haftasından itibaren görülmektedir. Tansiyonun aniden yükselmesi ile birlikte kendisini gösteren bu rahatsızlık, akabinde aşırı ödem ve idrarda protein bulunması gibi belirtilere sahiptir.
PREEKLAMPSİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Vücutta ortaya çıkan kaşıntı, reflekslerde meydana gelen artış, nedeni bulunamayan baş ağrıları, aşırı yemek yemekten bağımsız olarak ortaya çıkan kilo artışı, ellerde ve yüzde belirgin derecede görülen şişmeler, midede ve yemek borusunda yaşanan acı hissi, bulanık ya da çift görme ve ayak bileklerinde geçmek bilmeyen şişkinlikler preeklampsinin başlıca belirtileri arasında yer almaktadır.
İKİNCİ HAMİLELİKTE PREEKLAMPSİ RİSKİ NEDİR?
İlk hamileliğinde gebelik zehirlenmesi rahatsızlığına yakalanan annelerin en büyük korkularından biri de bu hastalığın ikinci gebeliklerinde tekrarlanma ihtimalidir. İlk hamileliğinde preeklampsi geçiren annelerin ikinci gebeliklerinde preeklampsi yaşamaları riski üçte bir olarak tespit edilmiştir.
PREEKLAMPSİDEN NASIL KAÇINILIR?
Preeklampsi yaşayan anne adaylarında çoğunlukla C ve E vitaminlerinin eksik olduğu bilinmektedir. Bu nedenle bu riski taşıyan gebeler başta olmak üzere tüm anne adaylarının bol bol sebze ve meyve tüketmeye özen göstermeleri gerekmektedir.
Omega-3 yağ asitlerinin azlığı da gebelikte zehirlenme riskini arttıran diğer bir nedendir. Bu nedenle hamilelerin, haftada en az bir defa olmak üzere balık tüketmeleri önerilmektedir. Bu süreçte sardalye gibi ufak yağlı balıklar da tercih edilebilmektedir.