20. yüzyılda İtalya'da ortaya çıkan bu sanat akımı, modernleşmenin verdiği heyecanlardan doğmuş bir sanat akımıdır. Sanatta devamlılığı, değişikliği, canlılığı savunan bir akım olarak bilinen ''Fütürizm nedir?'' sorusuna sizin için yanıt aradık…
Fütürizmin öncüsü ve şefi Filippo Tomaso Marinetti’dir. Fütürizm bir İtalyan fenomendir. İtalya’da ortaya çıkan fütürizm, geçmişteki değerleri ve gelenekleri bütünüyle reddetmektedir. Dünyanın geleceğinin modernlik olduğunu savunur. Fütürizm birçok farklı sanatta ortaya çıkmıştır.
FÜTÜRİZM TARİHİ
Fütürizm (Gelecekçilik), 20. yüzyılın başlarında (özellikle 1909 ile 1920 arasında) İtalya'da ortaya çıkmış, modern sanat ve toplumsal hareketlerin akımıdır.
Fütürizm akımını takip edenler her türlü sanat alanında; özellikle resim, heykel, seramik, grafik tasarım, iç mimarlık, sanayi ürünleri tasarımı, edebiyat, müzik, tiyatro, film, tekstil, moda, mimarlık ve gastronomi alanında eserler vermişlerdir.
Genel olarak fütürizm, büyük bir İtalyan fenomenidir. İtalyan fütüristlerinin başında gelen sanatçılar, Filippo Tommaso Marinetti, Umberto Boccioni, Carlo Carrà, Gino Severini, Giacomo Balla, Antonio Sant'Elia, Bruno Munarı, Benedetta Cappa ve Luigi Russolo'dur; ancak o dönemde, başta Rusya'da Natalia Göncharova, Velimir Hlebnikov, İgor Severyanin, David Burliuk, Aleksei Kruenykh, Vladimir Mayakovski, Portekiz'de Almada Negreiro, İngiltere'de Vortisizm gibi daha birçok ülkede, fütürizme paralel yönde sanat hareketleri ortaya çıkmıştır.
Bu akımın temel amaçları; geçmişteki estetik değerleri ve gelenekleri bütünüyle reddetmek, dünyanın geleceğinin "Modernlik" olduğunu savunmak, ülkeleri (özellikle İtalya'yı) geçmişin ağırlığından ayırıp modernleştirmek ve özellikle "Şehirleşmiş Medeniyet", "Makineleşme" ve "Sürat" kavramlarını toplumsal hayatta bir temel hale getirmektir.
MARİNETTİ VE FÜTÜRİZM BİLDİRİSİ
Fütürizm akımın öncüsü ve şefi; İtalyan şair, romancı, oyun yazarı ve yayın yönetmeni Filippo Tommaso Marinetti, fütürizmin kurucusu olarak İ manifesti del futurismo veya Manifesto Futurisita (Fütürizm Bildirisi)'ni hazırlayarak yayımladı. Bu bildiri; ilk defa 5 Şubat 1909'da, La Gazzetta dell'Emilia gazetesinde, daha sonra Fransızcaya çevrilerek, 20 Şubat 1909'da Fransız günlük gazete olan Le Figaroda yayımlandı.
Marinetti, 1909’da yayımladığı Fütürizm Bildirisi 'nde, fütüristlerin büyük bir hırsla eski olan her şeyden, özellikle siyasi ve artistik geleneklerden nefret ettiğini bildirdi. "Geçmişle hiç ilgimiz olmamasını istemekteyiz." diyerek, geçmişi bütünüyle reddettiğini belirten fütüristler, geçmişi özleyip geçmişi tekrarlama ve geçmişi taklit etme inançlarına tümüyle karşı çıkmaktaydı. Fütüristler, "Müzeleri, kütüphaneleri yerle bir ederek, ahlakçılık, feminizm ve bütün yararcı korkaklıklarla savaşacağız." söyleminde bulundu. Fütüristler, söylemleri her ne kadar cesaret ve deliliğe yaklaşırcasına şiddet içerse bile, orijinalliği her zaman tercih edeceklerini bildirdi. Fütürizme atıfta bulunan bildiri "Biz genç ve güçlüyüz!" mesajı vermekteydi. Güzel sanatlar tarihçilerinin ve günümüz sanat eleştirmenlerinin işe yaramaz bir düşünce yapısına sahip olduklarını, onlara önem verilmemesi gerektiğini belirttiler. Güzel sanatlarda "İyiyi ve güzeli seçmek için" kullanılan "harmoni", "İyi şahsi yargılama ile yakışık olma" prensiplerine karşı isyan ettiklerini açıklayarak, kendilerinden önce ortaya çıkmış olan güzel sanatlar eserlerin, temalarının ve konularının bir tarafa atılmasını isterken, fütüristler bilimi ve teknolojiyi yüceltmekteydi.
Marinetti, fütüristlerin sürat, gençlik ve şiddete hayran olduklarını ifade ederken, modern teknolojik araçların, otomobil ve uçak ile sanayi şehrinin, insanlığın doğaya karşı zaferini gösterdiğini savundu. Süratin üstünlüğünü iddia eden Marinetti, bir yarış otomobilinin, klasik antik Yunan Semadirek Kanatlı Zaferi heykelinden daha güzel olduğunu belirtti. Buna ek olarak:
Mutlak içinde yaşıyoruz, çünkü her yerde hazır ve nazır olan edebi sürati biz yarattık demiştir. Oldukça koyu bir milliyetçi olan fütüristler, aynı bildiride yer alan Biz dünyadaki gerçekten sağlıklı tek şeyi, yani savaşa ve ölüme götüren güzel düşünceleri yüceltiyoruz. sözleri, siyasal alanda o dönemde gelişen faşizmden yana bir tavır sergilediklerinin açık göstergesiydi.
Marinetti'nin ilk fütürist bildirisinden sonra fütüristler, (sıklıkla Marinetti'ye danışarak) değişik konularda bildiriler yazıp yayımlamaya devam etti. Bildiri yazmak ve yayımlamak, Fütürizm akımının önemli bir ögesi haline geldi. Fütüristler; resim, mimarlık, din, giyim-kuşam ve hatta yiyecekler hakkındaki şahsi fikirlerini açıklayarak, bildiriler halinde ilan etti.[4]
İTALYAN GÜZEL SANATLARINDA FÜTÜRİZM
Fütürizmin kurulmasına öncü olan bildiri, sanatçıların takip edebilecekleri bir pozitif artistik program patikası içermekteydi. Bu eksikliği kapatmak için İtalyan fütürist ressamlar ve Marinetti 1914 yılında Fütürist Resim İçin Teknik Bildiri adını verdikleri yeni bir bildiri yayımladı.[5] Bildiride fütürist ressamlar, kendilerini resim ile doğrudan doğruya temsil edilen "Evrensel Dinamizm" prensibine adadılar. Bu bildiri, "Evrensel Dinamizm" prensibinin temelini şu şekilde açıklamaktadır:
Gerçekte bulunan nesneler birbirlerinden ve etrafındaki çevrelerden ayrılmış değildir ve resim, bu birliği yansıtmalıdır. Bir resmin konusu olarak, hareket halinde bir otobüs, bunun içinde resmin konusunun esas aktörü olan bir kişi ve bu esas aktör kişi ile birlikte otobüs içinde 16 kişi bulunduğunu düşünelim. Önce sadece otobüs içindeki kişilere dikkatimizi teksif edelim. Dikkatimiz teksif ettiğimiz kişiler için dinamik duruma bakarsak, her bir kişi tek sıra ile ve aynı zamanda birinci, ikinci ya da on altıncı olabilir; ama bu sıra statik değildir. Dinamik bir durumda her bir kişi hareket edip sıra numarası değiştirebilir ve resim bu dinamik değişme olasılığını ihtiva etmelidir. Bu dinamik ele alış da, dinamik süreci tasvir etmeye yeterli değildir. Otobüs hareket halinde olduğu için, yol kenarındaki evler arasındaki hareket dinamik değişme halindedir. Evlerin kenarından geçerken otobüsle birlikte harekete geçip sanki kendilerini fırlatıp otobüsle birleşir. Bu dinamizm de resimde tasvir edilmelidir. "
Fütürist ressamlar ilk başta kendine has temalar, konular ve stiller bulup kullanmakta yavaş davrandı. 1910 ve 1911 yıllarında, Giovanni Segantini ile takipçileri "Bölücülük Tekniği (divisionism veya kromoluminarzim)" adı verilen bir teknik kullanarak, ışık ve renkleri noktalar ve küçük yollu çizgiler ile bir saha yüzeyi içinde ifade etmeyi denediler.
Bu teknik, sonradan Paris'te yaşayan ve oradaki avangart kübizm akımı ile ilişkileri olan Gino Severini tarafından eleştirildi. Gino Severini, kullanılan "bölücülük" tekniklerinin, stilinin ve yönteminin fütüristik modern prensiplerin gerektirdiğini, gerçekteki enerji ve dinamizmi kapsayacak bir teknik ve teorik güçte olmadığını ve bu tekniklerinin fütürizmin gerektirdiği geleceğe doğru dinamik bir bakım olmayıp, geriye bakış araçları olduğunu iddia etti. Gino Severini, resimde enerji ve dinamizmin kübizm akımı için geliştirilen teknikler ile ifade edilebileceğini savundu. 1911'de Paris'e gidip kübizm düşünce ve tekniklerini yakından inceleyip gören fütürist İtalyan ressamlar da bu akımın bir resimde bulunması gereken dinamik enerjiyi analiz edebileceğini ve dinamizmin böylece resim sanatı ile ifade edilebileceğini kabul etti. Böylece "kübo-fütürizm" adı verilen yeni bir fütürist resim akımı ortaya çıkarıldı.
İtalyan fütürist ressamlar birçok kez modern şehir manzaralarını resimlerine geçirdiler. Carlo Carrà'nin hazırladığı Anarşist Galli'nin Cenaze Töreni (1910–11) adlı tablosu büyük bir tuval üzerine yapılmış olup, ressamın 1904 yılında bizzat şahit olduğu olayları temsil etmektedir. Polisin gösteri düzenleyen halka müdahale etmesi ve çıkan arbedeler, diyagonal doğrular ve kırık yüzeyler, enerjik bir şekilde ifade edilmiştir.
Carlo Carra'nın Tiyatro'dan Dönüş (1910-1911) adlı tablosunda ise bir "Bölücülük" tekniği kullanmaktadır. Geceleyin sönük sokak lambalarının ışığı altında tiyatrodan evlerine gidenler, birbirinden ayrı ve yüzlerinin detayları görünmeyen figürlerden oluşmaktadır.
I.Dünya Savaşı'nın başlangıcı, İtalyan fütürizm akımının sona erdiği gerçeğini sakladı. 1914'dün sonunda Floransa Grubu, fütürist akımdan formel olarak ayrıldıklarını ilan etmişti. Boccioni askere alındıktan sonra tek bir savaş tablosu hazırlayıp sergiledi. 1916 yılında ise, savaş sırasında hayatını kaybetti. Gino Severini'de askere gidip 1915 tarihinde önemli savaş tabloları (örneğin Muharebe, Zırhlı Tren ve "Kızıl Haç Treni) hazırladı. Ancak Paris'e döndüğünde, buradaki Fütüristlerin çoğunun kübizm akımına katılmış olduğunu gördü ve onlara katıldı. Diğer taraftan, savaştan sonra İtalyan ressamların çoğu da avangart modern sanat eğilimlerini geride bırakıp "Ritorno all'ordine" (Eski Düzene Dönüş) adı verilen geleneksel resim sanatına dönüşü kabul eden akıma katıldı.
Marinetti, savaş sonunda Fütürizm akımını yenileme gayretine geçti. Onun 1. Dünya Savaşı sonrası çabalarına, 1960'lı yılların sanat tarihçileri Il 'Secondo Futurismo (İkinci Fütürizm) adını vermişlerdir. Giovanni Lista adlı sanat tarihçisinin ortaya attığı bir teorik tarihsel analizde ise fütürizm akımı 10 yıllık bölümlere ayrılıp incelenmektedir. Birinci on yıllık bölüme Palastik Fütürizm; 1920'li yıllardaki ikinci on yıllık bölüme Mekanik Sanat ve 1930'lu yıllardaki üçüncü on yıllık bölümüne ise Uçakresim (Aeropittura) akımı adı verilmiştir.
EDEBİYATTA FÜTÜRİZM
Fütürizm'in kurucusu Marinetti, Avrupa’da birçok yazarı etkiledi.
Rusya’da Velemir Hlebinikov ve Mayakovski fütürizme yöneldi. Rus fütüristlerin her biri kendi bildirgelerini yayınladı; ancak Puşkin, Tolstoy ve Dostoyevski bunu reddetti. Şiirde sokak dilinin kullanılması istendi. 1917 Ekim Devriminden sonra da fütürizm akım güçlendi. Mayakovski’nin ölümüne kadar etkisini sürdürdü.
İtalya'daki fütürizm akımına uyan ilk şiir antolojisi 1912’de yayımlandı. Fütürizm, faşizm ile özdeşleşti ve 1920’lerin ortalarına doğru etkisini yitirdi. Eserlerinde mantıklı cümleler kurmayı reddeden fütüristlerin parolası, Sözcüklere Özgürlüktü. Ezra Pound, D. H. Lawrence ve Giovanni Papini de bu akımdan etkilenen yazarlardır.
KÜBO-FÜTÜRİZM
Kübo-Fütürizm, (Rusça:Budetlyanstvo) diğer adıyla Rus Fütürizmi, 1913 yılından itibaren Rusya'da Kübizm'e etki eden ve geliştiren, Rus fütürizminin temel okuludur.
Kübo-Fütürizm, Kübizmin formları ve Fütürizmin dinamikliğini esas almıştır. Kazimir Malevich, Kübo-Fütürizm tarzını geliştiren kişidir. Bu tarz, 1912 yılında imzalanan ve 1913 yılında yapıldığı bilinen The Knife Grinder (Bıçak Bileyici) adlı eserinde görülebilir. Ancak Kazimir Malevich, Süprematizm olarak adlandırılan ve objektif olmayan bir tarz benimseyerek bu tarzı reddetmiştir.
FÜTÜRİST MİMARLIK
İtalyan fütürist ve Mimar Antonio Sant'Elia, modernlik üzerine geliştirdiği mimarlık fikir ve projelerini La Citta Nuova (Yeni Şehir) adlı eserinde ortaya koymuş; fakat bu projelerin hiçbiri gerçekleşmeden I. Dünya Savaşı sırasında yaşamını yitirmiştir. Sant'Elia tarafından ortaya atılan fikirler ise, kendinden sonra yetişen mimar ve sanatkarları etkileyip, onlar için bir kılavuz olmuştur.
Sant'Elia'ya göre "Şehir", fütürist hayatın dinamizminin gerçekleşip yansıdığı bir arka ekrandır. Kırsal alanların yerini almış, heyecan verici, modern, dinamik hayatın oynandığı bir mizansendir. Sant'Elia'nin öngördüğü "Şehir" kavramı, süratle gelişen bir makine gibiydi. "Şehir" projesi için hazırladığı eskizlerde Sant'Elia, ışığın ve gerçek objelerin şekillerinin sanki birer heykel gibi olduğunu vurgulamaktadır. Barok stili kavisleri ve yapıları kalınca bir tabaka gibi süsleyen süs unsurlarını yapıların duvarlarından kaldırarak, yapıların esas formlarını oluşturan çizgisel şekillerin, o zamana kadar eşi benzeri görülmemiş şekilde, en basite indirilmiş bir halde açığa çıkarılmasını öngörmekteydi. Bu yeni şehirde, hayatın her açısı rasyonalize edilecek ve her yapı büyük bir enerji santrali gibi merkezi bir öğe etrafında toplanacaktı. Şehir ve yapıları uzun zaman ortada kalmak için kalıcı olarak inşa edilmeyecek ve her yeni nesil, kendi görüşlerine uygun yeni şehir inşa edecekti. Böylelikle mimarlık, geçmişte kalmış yapı eserlerine bağlı olmayıp geleceğe bakacaktı.
Bu prensiplere uyan İtalya'daki fütürist mimarlar, kendilerine politik olarak yakın hissettikleri faşist mimar ve politikacılar ile zıtlığa düşmekteydi. İtalyan faşistler ve faşist mimarlar, kendilerine mimarlık kılavuzu almak üzere çok geriye bakmaktaydı ve Antik Roma İmparatorluğu'nun klasik estetiğini benimsediklerini açıkça ilan etmişlerdi. Buna rağmen faşistlerin İtalya'yı yönetimi sırasında (1920-1940 döneminde) demir yolu garları, yolcu limanı tesisleri ve postaneler gibi bazı kamusal yapıları fütürist mimarlık prensiplerine uyacak şekilde tasarlayıp inşa etmişlerdir. Bu fütürist mimarlık kalıpları uygulan yapılardan günümüze hala kullanılanlar arasında Angiola Mazzoni tarafından tasarlanmış Trento Tren Garı, Giovanni Michelucci ve Italo Gamberini'yi ihtiva eden ve de Angiolo Mazzoni'yi danışman olarak dahil olduğu "Gruppo Toscano (Toskana Grubu)" adlı mimarlar grubu tarafından tasarlanan Floransa'nın merkez istasyonu olan "Floransa Santa Maria Novella Tren İstasyonu" bulunmaktadır.
TANINMIŞ FÜTÜRİST SANATÇILAR
Giacomo Balla (Ressam)
Umberto Boccioni (Ressam ve Heykeltıraş)
Anton Giulio Bragaglia (Ressam)
David Burliuk (Ressam)
Vladimir Burliuk (Ressam)
Mario Carli (Şair, Deneme ve Roman Yazarı, Diplomat ve Gazeteci)
Carlo Carrà (Ressam)
Ambrogio Casati (Ressam)
Primo Conti (Ressam)
Tullio Crali (Ressam)
Luigi De Giudici (Ressam)
Fortunato Depero (Ressam)
Gerardo Dottori (Ressam, Şair ve Sanat Eleştirmeni)
Filippo Tommaso Marinetti (Şair)
Vladimir Mayakovsky (Şair)
Angiolo Mazzoni (Mimar)
Aldo Palazzeschi (Yazar)
Giovanni Papini (Yazar)
Luigi Russolo (Ressam ve Müzisyen)
Antonio Sant'Elia (Mimar)
Hugo Scheiber (Ressam)
Gino Severini (Ressam)
Bela Kadar (Ressam)
Mario Sironi (Ressam)
Ardengo Soffici (Ressam ve Yazar)
Nâzım Hikmet (Yazar ve Şair)