Örem, Türkiye'nin milli ihraç ürünü fındığın insan sağlığına faydalarını bilimsel verilerle ortaya koymak için 10 yılı aşkın süredir çalışmalar gerçekleştirdiklerini belirtti.
Ayrıca Örem, fındıkla ilgili ilk çalışmayı kalp sağlığı, kan yağları, kolestrol üzerine yaptıklarını ve olumlu etkilerine ilişkin sonuçları da kamuoyu ve bilim camiası ile paylaştıklarını ifade ederek, bu çalışmanın devamı olarak fındığın ihtiva ettiği besin maddelerinin etki edebileceği diğer sistemleri incelemeyi sürdürdüklerini, bu kapsamda yaptıkları yeni bir çalışmanın da uluslararası, birinci çeyrek diye adlandırılan üst seviyedeki bir dergide bağımsız bilim insanlarının denetiminden geçerek yayınlandığını söyledi.
Örem, Dünya Sağlık Örgütü'nün günde 43 gram fındık tüketilmesini önerdiğini vurgulayarak, içerdiği yüksek yağ dolayısıyla belirtilen miktardan fazla tüketilmesi durumunda fazla kalori alımının ortaya çıkabileceğini, bunun da ilerleyen süreçte obeziteye yol açabileceğini söyledi.
Fındığın düzenli tüketilmesi durumunda faydasının görüleceğine işaret eden Örem, haftada 4 günden az olmamak üzere günde 40 gramı yani yaklaşık bir avucu geçmemek kaydıyla fındık tüketilmesinin kalp sağlığına olumlu etkileri olduğuna inandıklarını belirtti.
Prof. Dr. Örem, şunları söyledi: "Fındık bizim milli bir ürünümüz ve bunun tanıtımında bilimsel veriler çok önemli. Özellikle insanların bunu bilinçli bir şekilde tüketmeleri gerekiyor.
Bu nedenle bilim insanlarının yapacağı çalışmalar fındığın tanıtımına çok önemli katkılar sağlayacaktır. Biz de bu doğrultuda fındığı her yönüyle incelemeye devam edeceğiz."
Fındığın üstündeki ince zar tabakanın antioksidanlar açısından güçlü olduğunu vurgulayan Örem, "O nedenle de mümkünse doğal haliyle kavrulmadan tüketilmesini öneriyoruz.
Toplumumuzda daha çok kavrulmuş fındık tüketiliyor ve kavrulduğunda da dış zar kısmı fındıktan ayrılıyor. Bu çok büyük kayıp mıdır, aslında çok büyük kayıp değildir ama mümkünse kavrulmadan tüketilmeli" diye konuştu.