Araştırma ekibi katılımcılara kulaklıktan bazı konuşmalar dinletti ve kafa derisine yerleştirilen elektrotları kullanarak beyin aktivitelerini izledi.
Ekip, beyin aktivitesinin arka plandaki sesiyle ilişkili olarak, katılımcıların kulaklıktan gelen sese verdiği tepkinin seviyesini ölçtü.
Sport Health'te yayımlanan çalışmaya göre atletler, dış sese (sporcu olmayanlara göre) daha fazla tepki verdi.
Yazarı Nina Kraus, “Spor yapmanın, beyni, kişinin duyusal ortamını daha iyi anlayacak şekilde 'akort ettiğini' söylüyoruz" diye konuştu.
Etkiyi radyodaki bir sunucuyu dinlemeye benzeten Kraus, sözlerini şöyle sürdürdü:
Beynin arka plandaki elektiriksel sesini, radyo kanalındaki parazit gibi düşünün. Sunucuyu daha iyi duymanın iki yolu vardır: Paraziti azaltmak ya da sunucunun sesini artırmak. Sporcuların beyninin, sunucuyu daha iyi duymak için arka plandaki 'paraziti' en aza indirdiğini keşfettik.
Söz konusu etkinin benzeri, müzisyenlerde ve başka dilleri akıcı konuşanlarda da gözlemleniyor. Bu kişiler de dışarıdan gelen ses sinyallerine odaklanabiliyor.
Öte yandan Kraus, "Bunların hepsi sunucuyu daha iyi duyuyor. Ama müzisyenlerin onu daha iyi duymasının nedeni sunucunun sesini açması. Sporcuların daha iyi duymasının nedeniyse, paraziti azaltabilmesi" dedi.
Bulgular, işitsel süreçle ilgili problem yaşayan kişilere yönelik sporla alakalı müdahaleleri teşvik edebilir. Kraus, spor yapmanın özellikle, düşük gelirli bölgelerdeki çocuklarda sıklıkla görülen 'beyindeki yüksek gürültüyü' dengeleyebileceğini söylüyor.