Sakarya'da hayvanlara karşı ilgisi ailesi tarafından fark edilen 12 yaşındaki down sendromlu Yasin Soyalp, dedesinin çiftliğinde keçilerle zaman geçirerek adeta terapi görüyor.
Yasin Soyalp'in dedesi, hayvan sevgisinin çocukların öz güvenlerinin artması ile sosyal beceri ve empati yeteneklerinin gelişmesine katkı sağladığı düşüncesiyle iki keçi satın aldı.
Fırsat buldukça ailesi tarafından Geyve ilçesi Karaçam Mahallesi'ndeki çiftliğe getirilen Yasin, zamanla sayıları 20'ye ulaşan keçilerle vakit geçiriyor.
Yasin, isim verdiği keçileri besliyor, kucağına alarak seviyor ve onları taklit etmekten hoşlanıyor.
"Enerjisini atmanın en güzel yolu hayvanlarla ilgilenmesi oldu"
Baba Mehmet Soyalp, oğlunun hayvanlara olan ilgisini dışarı çıktıklarında hayvanlardan kaçmak yerine onlara yaklaşmasıyla fark ettiklerini söyledi.
Bunun üzerine köyde yeri olan dedesinin Yasin için iki keçi aldığını anlatan Soyalp, "2 keçiyle başladık, şimdi sayıları 20 oldu" dedi.
Soyalp, keçiler çoğaldıkça Yasin'in onları daha çok sevdiğini, kucağına aldığını, süt içirdiğini ve isim verdiğini söyleyerek "İsim verince daha cana yakın oldular. Dolayısıyla fırsat buldukça buraya geliyoruz, keçileri seviyoruz. Yasin'e de bu terapi gibi geliyor" ifadelerini kullandı.
Bu durumun oğlunun hayatına dokunduğunu anlatan Soyalp, "Yasin çok hareketli, evde sürekli aktivite isteyen bir çocuk. Tabii enerji dolu olduğu için bunu atmanın da en güzel yolunun hayvanlara ilgilenmesi olduğunu düşündük. Buraya geldikçe Yasin keçilerle bahçede dolaşarak, onlarla ilgilenerek daha sakin bir çocuk olmaya başladı. Bu da bizi sevindirdi. Bu çocuklar sevgi dolu ama Yasin hayvanlarla iletişiminden sonra daha bir sevgi dolu olmaya başladı" dedi.
"HAYVANLARI ÇOK SEVİYOR"
Anne Neslihan Soyalp da oğlunun eğitime açık ve sevgi dolu bir çocuk olduğunu söyledi.
Yasin'in hayvanlara ilgi duyduğunu fark ettiklerini vurgulayan Soyalp, "Hayvanları çok seviyor. Bizim için en iyisinin köpek ve keçi olduğunu düşündük. Keçilerle ilgilenmekten çok hoşlanıyor, enerjisini alıyor. Alışveriş merkezinde elektronik şeylerle oynamaktansa doğal ortamda hayvanlarla birebir temas etmesinin daha mantıklı olduğunu düşünüyorum" dedi.
Soyalp, Yasin'in keçilerle ilgilenmesinin ardından empati duygusunun geliştiğine işaret ederek "Arkadaşlarına olan merhameti ve ilgisi fazlalaştı. Arkadaşlarının tekerlekli sandalyesini sürmeye, onlara yardımcı olmaya başladı. Hiperaktivitesi azaldı" ifadelerini kullandı.
Yasin'in konuşmasıyla ilgili problemler yaşadıklarını vurgulayan Soyalp, şunları anlattı:
"Yasin hayvanlarla ilgilendikten sonra konuşmasında ilerleme kaydettik, bu da eğitime katkı sağladı. Keşke bütün çocukların imkanı olsa ve hayvanlarla iç içe olsalar. Bir nevi terapi gibi düşünmek lazım. Müthiş ilerlemeler kaydediyoruz. Çok zorluklar yaşıyorsunuz ama Yaradan'ın hediyesi gibi düşünmeniz gerekiyor. Onunla yaşamayı öğrenmeniz gerekiyor. Çaba gösterin, hiçbir şekilde boş bırakmayın. Engelli olması demek onun sevgisiz olması anlamına gelmiyor. Normal çocuk nasıl sevgi, ilgi istiyorsa o da istiyor. Aslında Yasin'in normal çocuktan hiçbir farkı yok bana göre. Sadece biraz daha çaba göstermek gerekiyor."
(AA)