Merve Kantarcı Çulha
Deniz Akkaya'nın kızı tarafından fiziki saldırıya uğradığını söylemesi anne babaları panikletti. Ergenlik döneminde çocuklarıyla sorun yaşayan anne babalar, Deniz Akkaya'nın bu durumuna hem üzüldü hem de sorguladı. Peki, ergen çocuklardaki şiddet karşısında anne babalar ne yapmalı? Prof. Dr. Sefa Bulut'a ve Doç. Dr. Veysi Çeri'ye yapılması gerekenleri sorduk.
ERGENLİĞE OLAN HOŞGÖRÜMÜZÜ ÇOK ABARTTIK
Ergenlik döneminde çocukların şiddete meyilli olduğunu belirten Aksam.com.tr'den Merve Kantarcı Çulha'ya açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Sefa Bulut, şu şekilde konuştu:
"Çocuklar da artık ebeveynlerine şiddet uygulamaya başladı. Bu zaten duygusal ve psikolojik şiddet olarak vardı. Fakat fiziksel şiddette olmaya başladı. Maalesef bizler ergenliğe olan hoşgörümüzü çok abarttık. Çocukların her dediğini yapmaya her istediğini almaya başladık. Çocuklara hayatın gerçeklerini ve güçlerini göstermiyoruz. Haz duygularını isteklerini erteleyemiyorlar. Duygu kontrolü geliştiremiyorlar... Bu tür şikayetleri maalesef çok duyuyoruz. Çocuklara sorumluluk vermek ver dediklerini yapmamak önemli. Helikopter ebeveynlik modelini terk etmeliyiz... Aslında çocukları böyle büyüterek onlara zarar vermiş oluyoruz. Bu daha çok eğitimli ailelerde maddi durumu iyi ailelerde gözlemlenen benim "orta sınıf ebeveyn sendromu" dediğim bir olgudur."
Çocukların ailelerine maddi olarak da baskı yaptığını belirten Bulut, "Aile bütçesini zorlayan kıyafetler, ayakkabılar, cep telefonları istiyorlar ve baskı yapiyorlar... Aslında evde ailelerine yaptıkları zorbalık ve kaba davranışları öğretmenlerine de yapabiliyorlar." dedi.
HELİKOPTER EBEVEYNLİK NEDİR?
Çocuklarına karşı aşırı hassas davranarak yanlışlarını görmezden gelen, ihtiyaçtan daha fazla yardım eden, çocukların üzerine aşırı odaklanan, müdahaleci ve mükemmeliyetçi anne baba tutumlarını tanımlamak için kullanılan bir kavramdır.
"BUNU YAŞAYAN ÇOK FAZLA AİLE VAR"
Çocuklarla gençlerin keyif almaktan çok adeta hapsolduğu ditijal dünyaya karşı uyaran Doç. Dr. Veysi Çeri, dijital bağımlılık gerçeğine karşı şunları söyledi:
"Çok tuhaf gelse de Deniz hanımla sevgili kızının yaşadıklarını yaşayan çok fazla aile olduğunu belirtmem gerekiyor. Bu konuda bence aileler eğer çocukları dijital ortamda denetimlerini kaybetmeye başlamışlarsa ya da dijital mecrada vakit geçirmelerinde dolayı hayattan, okullarından, aileleriyle arkadaşlarından, hobileriyle spor gibi sağlıklı uğraşlarından giderek uzaklaşmaya başladıkları anda bir genç psikiyatristinden yardım almaya çalışmalılar ki bu durum iyice kontrol ve denetlenebilir olmaktan çıkmadan kontrol altına alınabilsin. Aksi takdirde işin iyice kontrolden çıkarak böylesi üzücü bir seviyeye gelmesi işten bile değil."
GERÇEK DUYGULARI ÖĞRETİN
Çocuklara gerçek duyguların öğretilmesi gerektiğini aktaran Çeri, şöyle devam etti:
"Çocuklarımıza ilk yıllarda yeme, içme, iletişim, öz bakım ve tuvalet alışkanlıklarını kazandırmaya çalıştığımız gibi duygularını tanıma, zor duygularla baş etme, duygu ve dürtülerini kontrol etme gibi hususları da öğretmemiz gerekir. Ancak bunu yapması söylemesi kadar kolay değil. Öncelikle çocukların duygularını ancak yaşayıp bizim rehber etmemizle öğrenebildiklerini belirtmem gerekiyor. Yani bir çocuğu yetiştirirken her dediğini yapıp engellenme sonucunda ortaya çıkan hayal kırıklığı, öfke ve üzüntü hissini yaşayıp bu zor duyguyla baş etmesine yardımcı olup sağlamazsak büyüdüğünde bu tür yaşantılar karşısında kendisinde oluşan bu tür duygusal reaksiyonlarla baş etmesi çok zor olacaktır. Bundan dolayı çocukları ilk anlardan itibaren toz pembe bir sahte dünyada değil içinde üzüntü, keder, hayal kırıklığı, başarı kadar başarısızlık, isteklerine ulaştığı kadar ulaşamadığı adeta gerçek hayatın bir minyatürünü yansıtan mikro çevre sunmamız gerekiyor ki çocuk günlük hayatta kendinde oluşabilecek tüm duygusal durumları tanıyıp baş edebilsin. Bu açıdan baktığımızda toplum olarak bu konuda biraz sınıfta kaldığımızı ve çocuklarımıza yanlış olmasına rağmen ısrarla toz pembe bir dünya sunup duygu spektrumunun tüm renkleri değil de sadece birkaç rengini deneyimlenesine yol açıyoruz. Bu da onları adeta gerçeklikten kopararak toplumsallaşmaları ile gelecekte dürtü ve duygu kontrolünde güçlük çekmelerine yol açıyor."
ÇOCUKLARI SADECE EBEVEYNLER YETİŞTİRMİYOR
Meseleye sadece etkisiz ebeveynlik gözüyle bakmanın yanlış olacağını belirten Veysi Çeri, şu ifadeleri kullandı:
"Nitekim günümüzde artık çocuklarımızı sadece biz anne babaları değil dijital mecra eliyle yüz yüze oldukları tüm dünya yetiştiriyor. Bu da çocukların çok farklı davranış biçimleri ile tutumları görüp benimsemelerine yol açabiliyor. Örneğin dijital ortamda gördüklerinin gençlerin tutum, davranış, beklenti ve hatta duygusal tepkilerini belirlediğine dair giderek artan bilimsel veri var. Bu da bir anne baba ne yaparsa yapsın bazen çocuğun davranışları üzerinde denetimi kaybedebildiği anlamına geliyor. Bunun yanında son yıllarda giderek artan dijital bağımlık meselesi ile de karşı karşıya olduğumuzu belirtmem gerekiyor."