Çiçek Dilligil'den pandemi itirafı: Karşımızda robotlar var gibiydi, çok tuhaf bir histi

Çiçek Dilligil hem oyunculuğu hem de anneliğiyle örnek alınan isimlerden. Aynı zamanda bir dönemin en çok izlenen klasik dizilerin de parçası. Hem tiyatroya hem de oyunculuğa aşık olan Çiçek Dilligil, pandemide de sahneyi hiç bırakmamış. Aksam.com.tr'den Merve Kantarcı Çulha'nın sorularını yanıtlayan Çiçek Dilligil, pandemi döneminde tiyatroyla ilgili şunları söylüyor: ''Maskelerle herkes ayağı kalkıp alkışlasa bile sanki karşımızda robotlar var gibiydi, çok tuhaf bir histi.''

AKSAM.COM.TR/MOR PAPATYA

Merve Kantarcı Çulha

Çılgın Bediş, Kuzenlerim, Baskül Ailesi ve daha nicesi... Bir dönemin en çok izlenen klasiklerinin en önemli oyuncularından Çiçek Dilligil ile pandemide tiyatrodan ünlü ve oyuncu anne olmaya kadar birçok konuyu ele aldık.

Aksam.com.tr'den Merve Kantarcı Çulha'nın sorularını yanıtlayan Çiçek Dilligil, pandemide tiyatro salonlarında oynarken bazı hislerin eksik olduğuna değindi ve şöyle devam etti:

"Maskelerle oyun sonunda herkes ayağı kalkıp alkışlasa bile sanki karşımızda robotlar var gibiydi, çok tuhaf bir histi. Alışmak istemediğimiz bir his. Bir gün tamamen maskelerin hayatımızdan çıkacağını umuyorum"

Oyunculuk için anneliği erteleyenlere de seslenen başarılı oyuncu, "Ertelemeyin" dedi. İşte keyifli röportajın devamı...

Çılgın Bediş, Kaygusuzlar, Kuzenlerim, Baskül Ailesi, Sil Baştan ve daha nicesi... Bir dönemin en çok izlenen klasiklerinde yer almak nasıl bir duygu?

Suya yazı yazmadığınızı bilmek, televizyon tarihine imza atmak diyebilirim. Baskül ailesinde ben oğluma hamileydim. Tekrarları yayınlandığında oğlum ortaokula gidiyordu ve beni izliyordu. Nesilden nesile ulaşmak ve bunun bir parçası olmak çok önemli ve güzel.

"ÜN KAZANMAK KOLAY"

Oyunculuğa küçük yaşlarda başladınız. Sizce şu an oyunculukta ün kazanmak kolay mı? Geçmişten günümüze oyunculuk anlamında sizi rahatsız eden bir şey varsa bizimle paylaşır mısınız?

Anlık ün kazanmak çok kolay ama onu sabitlemek çok zor. Uzun vadede neredesiniz? Bugün en baştayken yarın hiç anılamayabilirsiniz. Çünkü sürekli genç bir nesil geliyor, fast-food gibi tüketiliyor. Siz bu düzenin neresinde kalıyorsunuz, ne kadar sağlıklı basabilmişsiniz zemine o önemli. Günlük şöhretler, ünler çok görece.

Her anlamda çabuk tüketim beni rahatsız ediyor. Dizi ve tiyatro sektöründe de öyle. 3-4 bölümde dizi tutsun, kıyamet kopsun istiyoruz. Tiyatroda salonlar dolsun istiyoruz. Bu tüketim toplumunun içinde sanatın tüketilmemesi gerekiyor. Show dünyası için de gerekli. Biraz daha direnmek, demlenmek ve beklemek lazım. Çabuk tüketimi sevmiyorum.

"ERTELEMEYİN"

Oyuncu bir annesiniz. Anne olduğunuzda mesleğinizi bırakmayı hiç düşündünüz mü? Oyunculuk için anneliği erteleyenlere neler söylemek istersiniz?

Mesleğimi bırakmayı hiç düşünmedim. Tek düşündüğüm hem çocuğumu hem de mesleğimi nasıl sağlıklı sürdürebileceğimdi. Şöyle bir avantajım vardı. Haftada 5 gün çalışmadığımız için arada molalarım vardı ya da ekstrem bir durum olduğunda mesleki hayatı bir süre durdurabiliyoruz. Bunlar beni rahatlatmıştı. Bora'yla birlikte koordineli bir yaşamla sorun olmaksızın Ardahan ile beraber büyüdük.

Ertelemeyin. Çünkü gerçekten isteyenler için bizim mesleğimiz bitmeyecek ve emekli olmayacağız. Bunun sonu yok. Bu şahane duyguyu umarım hak edenler yaşarlar.

"BİZİM EVLİLİĞİMİZİN FORMÜLÜNÜ ÇÖZDÜM"

Evliliğiyle örnek olan çiftlerdensiniz. Malum şimdi boşanmalar çok arttı. Sizce bunun sebebi ve uzun evliliğin sırrı nedir?

Evet, çok ayrılan var. Meslekte davranıldığı gibi ilişkilerde de hızlı tüketim var. Hemen vazgeçmek, elleri çabuk bırakmak, yılmak tüm bunlar çok çabuk oluyor. Oysaki sağlıklı ilişki emek vermek ve özen göstermek üzerine inşa edilir tabi ki sevgi temelde varsa...

Başlarda el yordamıyla giderken bazı şeyler sonra sonra demlenmeye başladıkça ve neden diye sordukça ben bizim formülümüzü çözdüm. Bizim evliliğimizde aşk, saygı, sevgi, anlayış, birbirine uyum, birbirini anlamak tüm bunlar tamam ama bizim evliliğimizde en büyük formülün özen göstermek olduğuna inanıyorum. Biz birbirine çok özen gösteren bir çiftiz. Hem kendi yaşamlarımıza özen gösteririz hem de kendi özelimize özen gösteririz. Birlikte olduğumuz her ana özen gösteririz. O yüzden de çok saygı ve sevgi çerçevesinde pırıl pırıl gider işler.

Tiyatroya tutkunuzu biliyoruz. Pandemiden sonra sezon nasıl, eski hâline kavuştu mu?

Yavaş yavaş eski hâline geliyor. Pandeminin tam göbeğinde iki oyun oynamıştık. Ciddi önlemler için de oynanmıştı oyun. Biz maskesiz seyirci maskeliydi. Şu anda da öyle. Sağlıksal anlamda ürkmenin dışında ne olduğunu hissedemediğiniz maskelerle yüzü örtülü bir seyirci topluluğu var karşınızda. Oyunun sonunda bile sevdiler mi sevmediler mi güldüler mi anlayamıyorsunuz. Herkes ayağı kalkıp alkışlasa bile sanki karşımızda robotlar var gibiydi, çok tuhaf bir histi. Alışmak istemediğimiz bir his. Umarım bir süre sonra maskeler hayatımızdan tamamen çıkacak.

Şu an biraz daha oynadığımız mekânlarda havalandırma sistemleri daha iyi. Bazı seyirciler maskesiz bazıları maskeli oluyor. Aşı olduktan sonra insanlar kendini daha rahat hissetmeye başladı. Bu yüzden insanlar daha korkusuz tiyatroya gelmeye başladı. Büyük bir özlem var. Bununla birlikte biz dolu salonlara oynuyoruz artık. Bu da çok mutlu ediyor.

Son olarak neler yapıyorsunuz? Yeni projeler ve planlar var mı?

Şu anda Feramuz Pis ve Gabriel'in Düşü olmak üzere iki oyunda oynuyorum. Türkiye turnelerimiz başladı. Bir yandan yeni bir oyunun provasına girdim. Şu an onun da provaları devam ediyor. Üniversitede ve kolejlerde oyunculuk dersi veriyorum ve bir proje üzerine çalışıyorum. TRT 1'de yeni bir dizi başlıyor. Onun çekimleri var. Kalan zamanda annelik ve eş görevim devam etmekte. Sosyal hayatıma da önem veririm, dostlarım kıymetli. Yoğunum ama her şey güzel gidiyor.